four

85 5 1
                                    

Jungkook'la nerede 6 aydır sevgiliydik. Ama öpüşmeden fazlası olmamıştı. Her zaman birsi içeri girip ve ya arayıp rahatsız ediyordu.

Şimdi Jungkook telefonlarımızı evde bırakıp kimsenin yerimizi bilmediği bir tatil yerine gideceğiz. Kendi evi.Ve ben çok heyecanlıyım. Daha önce biriyle bu denli yakınlaşmamıştım sanırım bu yüzden. Ya da Jungkookla yaptığım içindir.

Şu an bu mükemmel evin kapısının önündeydik. Ve ben sanırım bayılacağım. Elim terliyirdu, bende pantolonuma sürüyordum. Jungkook elimden tutup beni içeriye sürükledi. Evin içi klasik eşyalar ve tablolara kaplıydı. Çok güzel.

saat şu an 18:39

"Acıktın mı tatlım? Kimchi yapmamı istermisin?"

gözlerim ışıldadı sanki. Şu an çok açım bir buçuk saat yolda olduk ve ben o süre zaafında uyudum. Bu yüzdende çook aç hiss ediyorum.

"Evett, çok acıktım ben, hem bira varsa bira da içe bilirmiyiz"

"Tamam olur, istersen ben yemeyi hazırlayana kadar odama gide bilirsin. İkinci kat sağdan birinci kapı, manga kitablarım var, istediğini okuya bilirsin, hem en sevdiklerinden"

dedi ve göz kırptı

yaoi okumayı çok sevdiğimi biliyor

fangirl'ler gibi okuyunca bir acayip oluyorum. Ama tatbiki Jungkook 'un bunu bilmesine gerek yok.

Jungkook'a yaklaştım ve dudağına uzun bir öpücük koydum ve gülümsedim

"Tamam sevgilim, ben gidiyorum o zaman"

tarif ettiği kibi ikinci kata çıkıp, odaya girdim, odası çok hoştu gerçekten, çok sevdim. Aynı onun gibi kokuyordu.

Kitaplık takı mangalara yaklaştım ve rastgele birini seçdim.

•45 dakika sonra•

"Jimin yemekler hazır! gel hadi!"

"Geliyorum!"

hemen ayağa kalkıp hızla merdivenlerden inerken birden bir-bir düşmek yerine iki-iki düşmeye başladım, bu yüzden ayağım kaydı ve düştüm. Ve büyük bir çığlık.

"Jimin!!"

Jungkook telaşla yanıma geldi ve hemen beni kucağına aldı, koltuğa uzandırdı bende ağlıyordum.

"Noldu, nasıl düştün, neden acıyor, bir şey söyle!"

Sanırım onu çok korkutmuştum. Eliyle göz yaşlarımı silip tekrar konuştu

"neresi ağrıyor?"

"B-bileğim"

dedim titrek sesimle

"Tamam bekle, ben ilk yardım çantasını alıp geliyorum bebeğim, tamam mı?"

alnımı öptü ve bende başımı aşağı yukarı salladım, ve gelmesini bekledim.

3 dakika sonra geldiğinde elinde küçük bir beyaz çanta vardı, üzerinde kırmızı "➕" işareti vardı. Koltuğun yanından yerde oturdu ve çantayı acıp bir krem aldı...

•hızlı geçiş•

"bitti~"

dedi ve sardığı yerin üzerine kalpli yara bandı yapıştırdı.

"bu krem çok etkili akşama düzelir, zaten iyi ki burkmuşsun daha kötüsü de ola bilirdi"

kafamı salladım, hala açım

"Jungkook ben açım"

Jungkook'un aklına gelmiş gibi elini kafasına  vurdu.

"lanet olsun ya, yemekler soğdu, tatlım sen beni bekle yemekleri ısıtıp getiriyorum

kafamı salladım, Jungkook ayağa kalkarken dudağıma bir öpücük kondurdu, bende gülümsedim. Bazen gerçekten onu tanıdığım için çok şanslı olduğumu hiss ediyorum.
Fazla kıskanç ola bilir ama artık giysilerine karışmıyor ve bu beni çok mutlu ediyor.

Zaman geçti ve Jungky elinde tepsiyle içeriye geldi tepsiyi kucağıma koydu ve çubukları eline alarak ağıma yaklaştırdı bense kaşlarımı çatmış ona bakıyordum.

elim kırılmadı, sadece ayağım burkuldu amk

"Jungkook kendim yiye bilirim, hasta felan değilim ve ya elim kırılmadı"

Çubukları tepsinin içine koyup kaşlarını çattı

"iki romantiklik yapamıyoruz bile, tamam sen ye ben uyuycam o zaman"

dedi ve ayağa kalktı, yanımdan geçerken bileğinden tuttum ve kendimi affetirmeye yönelik biraz tatlılık yaptım

"Bebeğim düşündüm de kolum biraz ağrıyor sen yedirirmisin"

ben söylememele telaşlandı ve bana yaklaştı , dokunmaya başladı koluma

"hani, neresi acıyir, belki de hastaneye gitmeliyidik, Jimin kalk ha-"

yakasından tutup kendime daha da yaklaştırdım

"Jungkook-ah sesini kes ve yemeğimi yedizdir"

gözlerimin içine baktı ve sırıtmaya başladı

"şu an ne kadar ateşlisin bilemezsin"

gözleri, dudaklarım ve gözleride mekik çekerken hala sırıtıyorudu. Şu an tam zamanı olduğunu ikimizde biliyorduk, dudaklarımız nerdeyse birbirine değiyordu, anı bozan şey ise karnımdan gelen seslerdi. Ufak bir gülümseme sundum

"Jungkook-ah yemekk~"

•hızlı geçiş x2•

şu an ikimizde yatakta uzanmış sarılıyorduk. daha doğrusu ben ayağım yüzünden yan yatıyordum ve Jungkook'da bana arkadan sarılıyordu.

"Jimin-ssi uyuyormusun?"

tamam şimdi tam sırası. gözlerimi kapadım ve uyuyor numarası yaptım.

"Chim?, ah sanırım uyuyorsun"

dedi ve ses tonu biraz farklıydı, sanki bir katılım avını öldürdüğünde verdiği ses tonuna benziyordu

Ben uyuyurken bu bana dokunmasın

Jungkook'dan bahsediyoruz, onun yapmayacağı şey yoktur bana

Dur bir dakika arkamda ben sürtünen bir şey var.

tamam sıçtım

gittikçe daha da bastırıyor ve ondan mırıldanma gibi sesler çıkıyordu.

sanki bir sıcaklık oldu.

gerçi şu an şubat ayındayız.

Jungkook elini karınıma getirdi ve sweet'imin altından karnımı okşadı, ve her okşayışında biraz daha aşağı indi.

Tanrım. hayır.

şu an eli beyaz eşofmanımın altına oradan da erkekliğimi buldu. Jungkookun ağzından
şaşkın nidalar döküldü

"Tanrım, altında hiç bir şey yok"

ve ağzımdan bir inleme kaçtı. ne yani normal, siz olsanız heykele mi dönüşünüz yani

burda kesiyorum

iki bölüm kaldı ve ya üç

bye

「 r u mine? 」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin