"Cenk" dedim sakin sesimle bana baktı gitme kal diyordu gözleri "nedim buraya bizim için geliyor bunun farkında olduğunu düşünüyorum" dedim onun ellerimi tutarak "ceren bunu diyorum ya bizi ayırmak istiyor verme bunu ona" dediğinde derin bir nefes aldım.
"Cenk sana bir teklif sunacağım ama bunu kabul etmezsen bunun bir tekrarı olmayacak" dediğimde kaşları havaya kalktı "onun geldiği gün bende size geleceğim ama damlanın arkadaşı olarak değil" dediğimde gözlerimin içine baktı.
"Senin sevgilin olarak geleceğim cenk" dedim ciddi bir tonla "intikam almak istiyorsun" dedi gözlerini kısarak "kabul ediyor musun?" dedim gözlerimi onun gözlerine dikerek "tabiki kabul ediyorum ceren sen benden gitme yeter" dediğinde derin bir nefes aldım.
"Annen bizi öğrendiğinde-" sözümü kesti "annem umrumda değil ceren isterse kavga çıkarsın isterse evlatlıktan reddetsin benim için senden daha önemli bir kişi yok" dedi ellerimi okşarken.
"Ne zaman dönüyor?" dedim aslında gerçekleri bilirken "cuma akşamı burada olacak" dedi sinir dolu sesiyle "3 gün sonra yani" dedim , aklıma birkaç saat önce konuştuklarım düştü...
- 2 Saat Önce -
"Bu telefonlarım neden açılmıyor!? Cenk oraya geldiğinde açmadın şimdi ise nedim klinikten çıkıyor ve haberim yok!" diye bağırdım karşı tarafa "çok üzgünüm ceren hanım telefonumda birkaç aksaklık vardı yeni düzeltim ve sizi aramak istedim ama siz öğrenmişsiniz" dedi karşı taraf.
"Ne zaman geliyor nedim?" dedim sakin bir tavır sergilemeye özen gösterirken "cuma akşamı Türkiye'de olacak ama daha mühim birşey var ceren hanım" dedi.
Kaşlarım çatıldı "ne oluyor?" dedim "nedim beyin yanında bende geliyorum ceren hanım" dediğinde gözlerim kısıldı "o ne demek , neden geliyorsun yoksa ağzından mı kaçırdın?" dedim.
"Hayır tabiki ceren hanım , size bilgi verdiğimi bilse beni bir dakika yanında tutmaz , nedeni ne bilmiyorum bana tek söylediği hemşire olarak gelmem ona yardımcı olmam ama aklında başka birşeyler var belli" dediğinde dudağımı ısırdım.
"Ceren hanım nedim beyin yanına gitmem lazım şuan" dedi devam ederek "tamam git beni haberdar et" dedim "ben sizi arayacağım siz beni aramayın lütfen" dedi ve kapattı.
Ellerimi masanın üzerine koydum sertçe "yeniden hayatımı mahvedecek" diye bağırdım , dişlerim kendiliğinden kenetlenmişti elimin altında olan sürahiyi bir adımda yere fırlattım derin nefesler almaya başlamıştım "izin vermeyeceğim yeniden bana zarar vermene izin vermeyeceğim Nedim Karaçay"
-----
Arabadan inip kafeye doğru yürüdüm cenkle konuşmamın üstünden 2 gün geçmişti nedim yarın akşam geliyordu. Masada oturan damlayı görünce gülümsedim , beni görünce ayağa kalktı küçük bir sarılmanın ardından tam karşısına oturdum.
"Nasılsın hayatım" dedim garsonu bir elimle çağırırken "iyiyim yengecim seni sormak lazım" dedi damla , garson yanımıza ulaştığında "filtre kahve" dedim garsona doğru garson siparişi alıp uzaklaşırken damlaya döndüm yeniden.
"İyi diyelim iyi olalım aslında birşey söylemek için çağırdım seni" dedim hemen konuya girerek "tabiki dinliyorum" dedi "yarın nedim geliyor biliyorsun ki cenkte bu fırsattı kullanarak annenlere büyük bombayı patlacak" dedim gülümseyerek.
O sırada kahvemde gelmişti bir yudum aldım ve ona odaklandım "sen benimle o zaman yarın giyeceğin şeyler için buluştum doğru mu anlamıştım?" dediğinde yüzümdeki gülüş dahada büyümüştü "aynen öyle hayatım ayriyetten bil diye orda şok olma" dedim.
Damla nedim ile aramda geçen kötü olayları bilmiyordu aslında agah bey ve cenk dışında kimse bilmiyordu
Onlar nedimin kendine zarar verdiğini ve bu yüzden klinikte olduğunu biliyorlardı. "Hangi renk baksak acaba direk beyaz mı baksak , yok çok mu erken?" dedi damla kendince düşüncelerini tartarken."Yoo erken değil beyaz olabilir hem temiz bir sayfa gibi düşünelim bunu hoşuma gitti" dedim "hadi kalkalim o zaman benimde bu sıralar alışverişe çok ihtiyacım vardı zaten" dediğinde heycanla kalktı damla , bende kalktım...
&
Arabadan ağır adımlarla indim cenke doğru yürüdüm yanına geldiğimde elimi tuttu ve bana döndü "kendini kasma , kötü hissedersen hemen seni buradan götürürüm" dediğinde gülümsedim "cenk buna gerek kalmayacak emin ol" dedim.
Kapıyı çaldığımızda nurten abla açtı kapıyı , yavaşça içeri girerken bazı sesler duymaya başladık "cenki göremedim yoksa beni karşılamaya gelmedi mi?" dedi tanıdığım o erkek sesi , dişlerim istemsiz kenetlendi girişteki koridorda olduğumuz için bizi görmüyorlardı cenk bana döndü.
"Ceren iyi misin ? İyi gözükmüyorsun vazgeçebiliriz istersen" dedi gözlerim cenki buldu onun elini tutmayan elimi onun yanağına koydum "sorun yok hadi gidelim" dedim gülümseyerek.
Yavaşça içeri girdik el ele "biz geldik" dedi cenk mutlu ses tonuyla masadaki herkes bize dönerken benim gözlerim nedime döndü sert bir şekilde bakıyordu , ona gülümsedim.
"Ne oluyor burda?" dedi şeniz hanım ayağa kalkarken , cenk birleşmiş olan ellerimizi yukarı kaldırdı "sevgilimi sizinle tanıştırmaya getirdim , aslında tanıyorsunuz ama sevgilim olarak değildi bende bu yanlış bilgiyi bugün düzeltmek istedim." dedi cenk gülümserken.
"Bayılacağım galiba agah ambulans çağır" dedi şeniz hanım , gözlerim onu geçip nedimin yanındaki tanıdığım simaya takıldı. Yüzümdeki gülümseme daha çok büyüdü. Üzgünüm nedim yanlış kişiler ile çalışıyorsun 1-0 öndeyim...
-Geçmiş Zaman-
"Senden birşey rica edeceğim" dedim ellerimi masanın üstünde birleştirip "tabiki ceren hanım" dedi karşımdaki kadın "benim için amerikaya gideceksin ve bir klinikte hasta bakıcısı olacaksın bunun karşılığında annenin hastane ücretini sana vereceğim" dediğimde bana heycanla baktı kadın.
"peki o klinikte ne yapacağım?" dedi sakince , gülümsedim "zaten hemşiresin yapacağın işte zorlanacağını sanmıyorum , birinin yanında olacaksın o kişinin her adımını , ne yediğini , ne içtiğini , nereye gitmek istedğini hepsini bana aktaracaksın" dedim tek bir nefeste , arkama yaslanıp tepkisine baktım.
"tek bir adımda annemin tedavi ücretini vereceksiniz değil mi?" dedi , gülümsedim "evet vereceğim cemrecim ama herhangi bir falsonu görürsem geri almaktan asla çekinmem" dedim ve ayağa kalktım paltomu alıp kafeden çıktım.
-Şimdiki Zaman-
Gözlerimi cemreden çektim ve nedime döndüm yeniden yüzümdeki gülümsemeyi sildim başımı yana eğdim hoşgeldin nedim , kendi kazdığın kuyuya kendin düşeceksin.
Bölüm Sonu