"Kim Seokjin ne yaptığını sanıyorsun?" Yoongi okuldaki küçük kafeteryaya doğru yüyürken sordu.
"Hey Yoongi. Sen arkadaşım Taehyung'la tanıştın mı? O gerçekten çok fazla seksi."
Seokjin Taehyung'u baştan aşağı süzdü ve ona göz kırptı. Taehyung Seokjin'e göz devirdi ve Yoongi'nin yanına gelerek elini kavradı.
"Tabi ki erkek arkaşımla tanışıyorum, Seokjin. Kes şunu artık. Şimdi." Yoongi parmaklarını Taehyung'un parmaklarıyla iç içe geçirirken söyledi.
"Ne?" Seokjin aptal numarası yaparak sordu. "O senin erkek arkadaşın mı? Sen gerçekten korkunç bir arkadaşsın. Böyle bir sevgilin var ve benim de ona biraz sahip olmama izin vermiyorsun." Seokjin bunları söyleyerek Taehyung'a yeniden göz kırptı. Yoongi bıkkınca nefesini dışarı üfledi ve erkek arkadaşını takip ederek ilerlemeye başladı.
" Seksi adam, bana mesaj at." Taehyung ona öldürücü bakışlar atarken Seokjin ona doğru bağırdı.
Seokjin'in günlük olayı buydu. O okulun en yakışıklısıydı ve bunun da farkındaydı. Seokjin gözüne çarpan herkesle flört ederdi. Ve evet herkes onun bu kadar dikkati hak ettiğini düşünürdü. O aynı zamanda çok küstahtı ve egosu Everest'ten daha yüksekti. Bu bir gerçekti.
"Yine mi reddedildin?" Seokjin tanıdık sesin sorusunu duydu. Jin gülümsedi ve en yakın arkadaşı Hoseok'u selamlamak için arkasına döndü.
"Ah, nasılsın Hoseok? Evet. Ama büyük bir şey değil. Okulda başka ateşli kişiler de var." Seokjin arkadaşının sevgilisiyle flört ettiği gerçeğini umursamayarak söyledi.
"Ya Seokjin, biraz daha uygun biriyle flört edersen şansın ola bilir. Mesela sevgilisi olmayan biri. Biliyorsun ki, Yoongi ve Taehyung, Taehyung lise birde olduğundan beri sevgililer. Yani yaklaşık 3 yıl. Yani bir birilerinden vazgeçecek gibi durmuyorlar." Yoongi arkadaşını bilgilendirdi.
"Eğer bir şey mümkünse sıkıcıdır. Yasaklar güzeldir. Eğer sen bunu yapamazsın dersen ben onu yapmayı daha çok istiyorum."
Hoseok olumsuz anlamda kafa salladı ve arkadaşının yanına oturdu. "Hadi ama Hoseok. Ortada bu kadar büyütülecek birşey yok ki ." Seokjin arkadaşının koluna hafif bir yumruk atarken konuştu. Hoseok bu planın kesin işe yaramayacağını biliyordu. Ama Seokjin pek düşüncesinden vazgeçecek gibi durmuyordu. Hoseok biliyordu ki, onun arkadaşı doğru adamı bulursa, herşey iyiye doğru değişecekti."Kookie. Jungkook buraya gel!" Jimin koridorda en yakın arkadaşı Jungkook'a bağırarak seslendi.
"Ne oldu, hyung?" Jungkook arkadaşının neden bu kadar heyecanlandığını merak ederek arkasını döndü.
"Ben biraz önce kafeteryadaydım ve Jin Yoongi'nin erkek arkadaşıyla flört ediyordu ve -"
"Bekle Kim Seokjin Taehyung'la mı flört ediyordu? Ne? Yoongi bunu biliyor mu peki?" Jungkook sinirlenerek Jimin'in lafını yarıda kesti.
"Jungkook bitirmeme izin ver lütfen. Yoongi biliyor tabi. Sadece artık Jinin ne kadar flörtöz biri olduğunu kabullendi. Yani anladın Jin reddedildi." Jimin konuşmasını bitirdi.
"Ah, umarım bu tür olaylar çok sık sık yaşamaz. Ben sadece Jin'in benim gibi beceriksizleri fark etmediğine seviniyorum. Eminim ki, ben onun için yeterli bile değilim. Ama sorun değil. Ben gerçekten onu istemiyorum." Jungkook arkadaşıyla sınıflarına doğru giderken konuştu.
"Böyle yapma Jungkook. Sen kesinlikle çok iyisin. Ve beceriksiz falan da değilsin. Sen tatlı, akıllı ve oldukca sevimlisin." Jimin arkadaşına iltifat etti ve sırtını yavaşca sıvazladı.
Jungkook gözlerini devirdi ve hızlı yürümeye devam etti. İnsan neden bu kadar sex'e ilgili ola bilir ki diye içinden geçirdi Jungkook.
"Hey çocuklar." Namjoon, Jimin'in erkek arkadaşı koşarak koridorda yürüyen iki çocuğa katıldı.
"Hey hyung." Jungkook onu selamladı. "Ne var ne yok?" diye sordu.
"Oh hiçbir şey. Sadece okulun fahişesinin sana karşı cinsel isteği olduğu söyleniyor" Namjoon Jungkook'a bakarak söyledi.
"Ne? Yalan söylüyorsun." Jungkook bunu söylerken yanakları hafiften kızarmaya başlamıştı. O her zaman Jin'i yakışıklı bulurdu ve eğer daha iyi bir insan olsaydı, Jungkook bunun asla olmayacağını bilse de onunla randevuya çıkmaktan çekinmezdi.
"Ne olmuş yani yalan söylediysem. Sen neden hala kıpkırmızısın?" Namjoon kolunu Jimin'in boynuna atarak gülmeye devam etti.
"Kes şunu Namjoon." Jimin büyük çoçuğu azarladı ve çocuklarla beraber yürümeye devam etti.
Sınıfa vardıklarında her zamanki manzarayla karşılaştılar. Geveze gençlerle dolu bir sınıf. En gürültülü olanı, elbette, Seokjin'di. Jungkook, Namjoon ve Jimin onun yüksek sesle söylediği kibirli sözlerini görmezden geldiler ve oradakı sıralarına doğru yol aldılar. Oturdular ve Jungkook kulaklıklarını taktı ve okumak için kitabını açtı. Birkaç dakika geçti ve Jungkook kolunda bir dokunuş hissetti. Kulaklıklarını çıkardı ve Jungkook'a dönmesini işaret eden Jimin'e baktı. Öyle de yaptı ve Seokjin'in onların sıralarına doğru yürüdüğünü gördü.Selam. Bu denediğim ilk kurgu. Umarım beğenirsiniz. Türkçe benim ana dilim değil ama elimden geldiği kadar iyi yapmaya çalışdım
Bu arada ilk bölüm biraz karışık gelmiş ola bilir ama diğer bölümlerde toparlıcam.
Şimdilik Hoşcakalın-Denissa