SELAM SOPEFULLAR!! umarım keyifle okursunuz 💕
____________________________________
"Bebeksin sen" dedi. Dudağımı büzdüm tekrardan "Bebek falan değilim ben." dedim. "Bebeksin, hemde benim bebeğim." dedi. Arkamı döndüm, gözümün içine bakıyordu. Gözümü kaçırdım, göz temasları beni her zaman strese sokardı, ileriye baktım. Otobüs durağına yaklaştığımızı görünce daha çok çektim Yoongi'yi. Yoongi ani çekmem ile birlikte biraz sarsıldı ama tekrardan dik bir konuma geldi. "Ah başımın belası" diyerek soyleniyordu Yoongi arada. Otobüs durağına gelmiştik saat 16.30 falandı. Herkes işte olduğu için etraf cok kalabalık değildi. Otobüs durağına oturdum. Oturması için Yoongi'nin elini çektim, yanıma oturdu. Bir süre bekledik.
Sonunda gelmişti otobüs. En arka koltuğa oturduk. Yoongi cebinden telefonuyla kablolu kulaklık çıkardı, kulaklığın tekini bana uzattı, aldım kulağıma taktım, o da taktı ve bir şarkı açtı. The Weeknd- Can't feel my face çalıyordu, müzik zevklerimiz benzerdi bu yuzden bana hiç sormadan açmıştı şarkıyı. Başımı Yoongi'nin omzuna yasladım, dışarıyı seyretmeye başladım.
Evimin hemen üst sokağındaki durakta indik, beraber şarkı dinleyerek aşağı iniyorduk. Market görünce "Yoonn bira alabilir miyizzz?" dedim tatlı bir sesle. Yoongi ben çok çabuk sarhoş olduğum için alkol içmeme izin vermezdi. "Hayır Hoseok, sonra ben topluyorum senin arkanı." dedi. "Hadi bir tanecik, bir taneyle de sarhos olmam ya" dedim. Yoongi sabır dileyen bir tavırla markete girdi. Elimle "yes be" gibisinden bir hareket yaptım. Çabuk sarhoş olduğum için pek içki içmezdim o yüzden de markasında falan anlamazdım bu yuzden dışarıda Yoongiyi bekledim.
Yoongi beş veya altı dakika sonra marketten çıktı. Elindeki poşeti havaya kaldırarak "Mutlu musun şimdi?" dedi. Kafamı yukarı aşağı sallayarak "Teşekkürler Yoonnn" diyerek belinden sarıldım. O da ellerini omuzlarıma götürdü. Bir kaç saniye sarıldıktan sonra Yoongi ondan ayrılayım diye yavaşca enseme vurdu. "Ne yılışıksın arkadaş, sülük müsün belli değil." dedi. Kıkırdadım. Eve doğru yürümeye başladık. Yoongi kulaklığın tekini yine uzattı bana, aldım kulağıma taktım. Mitski - First Love / Late spring çalmaya başladı. Eve doğru yürüyorduk.
Eve geldik. Cantamda anahtarımı aradım, buldum. Kapıyı açtım ve ayakkabılarımızı çıkardık. Yoongi mutfaga biraları bıraktı. "Yoon ben odamdayım üstümü değiştireceğim" diye bağırdım. "Tamamdır bende biraları dolaba koyacağım." dedi. Odama girdim, kapıyı kapatma gereği duymadım. Zaten 10 yıldır arkadaştık, ondan utanacak değildim. Dolaptan bir tane kendime bir tane Yoongi'ye tişört ve şort çıkarttım. ilk önce eşofmanımı çıkartıp şortumu giydim, tam tişörtümü çıkarttığım anda Yoongi odaya girdi. "Olum kapıyı kapatsana" diyerek gözünü kapattı. "Gerek yok, kaç yıllık arkadaşımsın senden utanmam, aç gözünü de verdiğim şeyleri giy." dedim. Gözünü açtı, bir kaç saniye vücüdümu süzdü. Tişörtümü giydim. Ve yatağıma uzanarak telefonumu elime aldım, sarja taktım.
Yoongi ilk pantalonunu çıkarttı, verdiğim şortu giydi. Sonra tişörtünü çıkarttı. "Üff yalamak vardı şimdi" diye dalga geçtim. "Hoseok salak salak konuşma" dedi. Modum düşmüş gibi yaparak "İyi tamam be, sana da şaka yapılmıyo." dedim. Ayağa kalkıp mutfağa gittim, ramen yapacaktım.
Kettle'a suyu koyup kaynamasını beklerken içeri Yoongi girdi. "Ramen mi yapıyorsun?" dedi, kafamı sallayarak yanıt verdim. "Masayı balkona mı hazırlasak? Hava çok güzel." dedim. Havalar yeni yeni ısınıyordu. Ne çok sıcaktı ne çok soğuk. Yoongi kafasını sallayarak elindeki çerezleri koyacak bir kase aradı. "Hemen üstümdeki rafta" dedim sinsi bir sesle "Söyleyeceğine versene Seok" omzumu silktim. "İş başa düştü yine." dedi. Yanıma geldi, tezgaha yaslanıyordum, önüme geçip üstümdeki raftan kaseleri aldı. Bir süre gözleri, gözlerimdeydi. Bu sefer utanıpta gözlerimi kaçırmadım, uzunca baktım siyah ama parıldayan gözlerine. Kettle suyun kaynadığını belirten bir ses çıkardı. "Su kaynadı herhalde Seok" dedi üzerimden cekilirken. "Evet duydum" dedim. "Sen ramen istiyor musun?" dedim. "Evet yaparsan cok sevinirim" dedi tatlı bir sesle. Açılmıs ramenlere kaynamış suyu döktüm.
Beraber balkona sofrayı kurmuştuk. Ve dolaptaki biraları koyunca da masamız tamamlanacaktı. Yoongi balkondaki armuta oturdu. Bende o oturduğu için dolaptan biraları almaya gittim. Üç tane bira vardı, bir tanesi benim iki tanesi Yoongi'nindi. Biraları balkondaki sehpaya koydum. Yanında açacakta getirmiştim. Yoongi iki tane açıp birini bana verdi. "Yavaş iç güzelim, sarhos olup eskilerine yazarsan benden değil." dedi Yoongi sırıtarak. "Yoongi! yanlıslıkla olmustu o dalga geçme benimle." dedim. Yoongi kıkırdayarak birasını bana uzattı, bende şişemi onunkiyle çarpıştırdım.
"cheers" dedik aynı anda.
__________________________________________
Selam tekrardan!!
saat 02.44 ben we fell in love in october dinliyorum bugun biraz gayim 💗💓THİS MF MAKES ME SO HİGH YANİ
ayrıca 650 kelşme yazmısım waow
NEYSE OPULDUMUZ COK CİCİŞ GUNLER/GECELER/GUNDUZLER 💞💞💗💚🧡💛🤎💖🤎💗💕💝🤎💚💛❤️🔥🧡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Love / SOPE
FanfictionYoongi gizli bir aşıktı. Hoseok ise gözünün önündekini göremeyen bir aptal.