Denizin ağzından:
Bir mektup geldi...
Dila hemen bizi aradı.
-Size de geldi mi mektup?
-Evet geldi.
-Acaba bizim dışımızda kimler katılacak?
Şu an parkta bağıra bağıra konuşuyoruz. Az önce erkekler geldi. Erkeklerle birlikte 7 kişiydik. Dila,Alp,Burak,Yiğit ve biz yani Elif,Deniz ve adını bilmediğimiz Burağın kuzeni. Daha hiç bir şeyi belirleyemedik. Her zamanki gibi kavga ediyoruz. Bize mesaj gönderen kişi kim bilmiyoruz. Büyük ihtimal katılıcaz. Biz böyle tartışırken Burağın kuzeni bu kavgayı bozdu.
-Tamam yeter artık.Bağırmayın!Acilen bir cevap bulmamız gerek.
-Haklısın gibi bir Şeyler geveledik.
Tam o Sırada Alp elinde bir tost ile bize yaklaştı.Ve dediği şey:
-Tost yiyin rahatlayın tost yiyin sinirleriniz yatışsın abicim. Dedi.
-Oğlum sen deli misin?Dünya tehlike Altın'da kurtarmak için bizi seçtiler ayrıca boyut Kapısından geçicez sen hala tost diyorsun!
-Tamam abi kızmayın yaa...
-Neyse biz böyle bir karar veremeyeceğiz.En iyisi sakin olup biraz daha düşünelim.
-Bencede...
Sonra aradan biraz zaman geçti ve Burak:
-Arkadaşlar sonuçta ucunda koskoca dünya var.İstesek de istemesek de gitmek zorundayız.
Uzun bir sohbetten sonra kararımızı vermiştik. Evet,oraya katılacaktık.
Herkes çok heyecanlıydı. Sonuçta sadece hayatta kalmak için değil koskoca dünya için savaşacaktık. Sonra haberleşmek üzere birbirimizden ayrıldık.
