Berk: Ablaaa!
Can: Berrak abla hoş geldin. Hangi rüzgar attı seni buralara.
Berrak: Hayırsız kardeşim arayıp sormayınca kalktım geldim. (Berk'in sacını karıştırır)
Berk: Abla yapma sunu ya.
Berrak: Bakıyorum da Berk bey unutmuş bizi.
Berk: Ne alaka ya.
Berrak: Neyse Berk evin anahtarını ver de eve gidip bi ayaklarımı uzatayım ya yoruldum.
Berk: Abla annemlerin haberi var mı burada olduğundan?
Berrak: Şey aslında...
Berk: Yok dimi yoksa izin vermezlerdi benim yanıma gelmene.
Berrak: Ben kocaman kadın olmuşum kimse karışamaz bana dert etme sen anahtarları verecek misin artık?
Berk: Ben onu tamamen unuttum al bakalım.
Berrak: Saol canım. Görüşürüz Can.
Can-Berk: Görüşürüzz.
Can: Abi bak ablan gelmiş desene bu aralar midemiz ziyafet çekecek.
Berk: Ahaha ablam yemek yapmayı bilmez ki abi.
Can: Ah ya ben onu unuttum tüh. Artık sende o çok sevdiğin kızın yaptığı yemekleri yersin.
Berk: Çok sevdiğim kız derken?
Can: Hilal (Üst komşunu takıntılı kızı) ahahah.
Berk: Abi deli etme beni atarım seni nezarethaneye.
Can: Abi ne kadar saçma konuştun bende polisim.
Berk: Tabi ya doğru. Seni öldürsem kaç yıl yerim ki.
3. Ağızdan
Berkin bunu demesi üzerine itişmeye başlarlar. Tam o sıra müdür kapıdan girer.
Müdür: Höst burası dingonun ahırı mı?
Can: Şey müdürüm...
Müdür: Ne Can ne?
Berk: Müdürüm şimdi biz, biz devriyeye çıkıyorduk dimi Can.
Can: Aynen müdürüm tam biz devriyeye çıkıyorduk ki siz geldiniz.
Müdür: Ee ne duruyorsunuz burada.
Can-Berk: Biz çıkalım o zaman.
Canla Berk çıkarlar.
Müdür: Ah gençlik ah.
Can: Abi zor yırttık be.
Berk: Aynen aynen hadi hemen uzayalım buradan.
Can: Tamam abi.
Canla Berk emniyetin oradan uzaklaşmışlardı. Telsizden duydukları ihbar üzerine harekete geçmişlerdi.
İhbar: Bulamadım sokak da hırsızlık ihbarı olay yerine yakın ekipler müdahale etsin.
Can: Of yine mi hırsızlık.
Berk: Abi ne bekliyordun. Biz polisiz yani bizim görevimiz bu.
Can: Abi valla şeytan diyor ki bırak bu işi sanane milletin hırsızlığından falan diyor ama uymuyorum şeytana
Berk: He abi bırak bu işi git çiftçi ol mal ya.
Can: Valla abi çiftçi olsam daha iyi valla bak.
Berk: afferim sana tamam o zaman sen çiftçi ol ben giderim olay yerine olur mu ?
Can: Vallahi çok iyi olur abi sen git ben çiftçi oluyorum.
Berk: mal ya vallahi mal bu çocuk bunun kafasına küçükken çok vurdum böyle oldu keşke vurmasaydım ...
Can: Offff yaa.
Böyle konuşmalar devam ederken sonunda ola yerine geldilerdi ki kadın perişan haldeydi Can ve Berk'in yüzlerinde ifade bir anda deyişti...
Melike: komiserim lütfen o hırsızları bulun lütfen her şeyim evdeydi her şeyimi çalmışlar lütfen komiserim yardım edin.
Berk: merak etmeyin en kısa zamanda hırsızı bulacağız hiç endişelenmeyiniz
Melike: Tamam komiserim size güveniyorum
Can ve Berk'ten sonra olay yeri inceleme geldi evde 2,3 tane parmak izi bulundu ikisi de farklı kişinin izleriydi laboratuvara götürüldü 3 saat sonra raporlara baktılar Can ve Berk baktıktan sonra parmak izleri Ahmet VURAL diğerinde Mustafa Karabulut'tu bu şahısların fotoğraflarını bastırıp bütün ekibe dağıttılar.
Can: Abi hırsızı bulacazmı ki .
Berk: Tatbikîde bulucaz olum biz polisiz görevimizi kesinlikle yerine getirmeliyiz yoksa biz neden polis olduk insanları korumak için.
Can: Tamam abi.
Berk ablasını görünce oraya buraya saklanmaya başladı tabi hiçbir yere saklana-mayınca ablası onu gördü.
Berrak: Kardeşim neredesin kaç saatten beri sen.
Berk: Nerde olucam abla olay yerindeyim sende varya sanki barlarda dolaşıyorum ya rabbim yarasürüllah.
bir süre sonra binadan koşa koşa birisi geldi Berk ve Can şaşıra kaldı.
Berk: Ne oldu oğlum....
bu günlük bu kadar beğenilerinizi bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİLAHIN UCUNDAKİ ATEŞ
ActionHayatları alt üst olmuş. Küçüklüklerinden itibaren hayatın olumsuzlukları onları bulmuştu. Ama en sonun da büyümüşlerdi. Hayallerindeki gibi polis oldular. O iki haylaz çocuk büyümüştü ellerinde silahlar kötü adamların peşlerinden koşturuyordu. Onla...