akşam 10:37
yazarın anlatımıFelix dün olanları ilk abisine anlatmalıydı. Söz vermişlerdi küçükken birbirlerine, eğer ki hayatlarına önemli biri girerse ilk birbirlerinin haberi olacaktı. Ve Felix her zaman tutardı sözünü.
Emindi Chan ona arkadaşından hoşlanıyor diye kızmazdı. Öyle bir yapıya sahip değildi hatta daha çok desteklerdi. Ama kendisinin üzerindeki gerginliği atamıyordu.
Chan Avustralya'dan olan bir arkadaşıyla korede ortak bar açmıştı ve orayı işletiyordu o yüzden eve biraz geç gelirdi. Fakat Felix biraz erken gelmesi için onu aramış ve bir şey konuşacağını söylemişti.
Chan asla kardeşini geri çevirmezdi hemen kabul etmişti. Ayrıyetten son zamanlarda kardeşinin iyi olmadığını biliyordu ve şimdi o konuşacağını söyleyince onu reddetmezdi.
Felix abisini beklerken birlikte yerler diye tarçınlı cevizli kek yapmıştı. Bu Chan'ın en sevdiği tatlıydı.
Keki fırından çıkarmış ve masaya bırakıp kahve yapmak için tezgaha geri dönmüştü.
Felix kahve makinesine paket kahveyi atmış tam düğmeye basacakken kapının açıldığını duymuştu. Düğmeye bastıktan sonra mutfaktan çıkmış ve kapıya yönelmişti.
"Hoşgeldin hyungie."
"Hoşbuldum güzelim, ev mis gibi tarçınlı kek kokuyor." Gerçekten ev çok güzel kokuyordu, iştah açıcıydı kesinlikle.
"Senin için yaptım hadi üstünü değiştir gel." Demiş ve mutfağa geri dönmüştü küçük olan. Olan kahveyi bardaklara koymuş ve çıkardığı tepsiye koymuştu. Ardından kekten ikişer dilim kesmiş ve onlarıda tabağa koyarak kahvelerin yanına tepsiye koymuştu. Tepsiyi almış ve içeri adımlamıştı.
Kendisi oturduğunda Chan tişörtünü giyerek içere girmişti. Küçük kardeşi her zaman abisinin vücuduna özenmişti, gerçekten çok iyi vücudu vardı. Kendisininde fena değildi tabi.
"Kek falan yapmışsın, bir şey konuşmak istiyorsun. Beni korkutmaya başladın. Kötü bir şey mi oldu?" Demişti koltuğa oturan Chan.
"Hayır yani çok kötü bir şey değil herhalde. Bilmiyorum ki, sadece beni bölmeden dinle yeter." Felix gerildiğini her yönden belli ediyordu. Yargılanmayacağını biliyordu ama işte geriliyordu. Böyle bir konuda abisine ilk defa açılacaktı.
"Şimdi.. hani Hyunjin'in kulaklık kabını ben buldum ya. İşte biz bununla buluştuk ben verdim kabını, işte ne olduysa o an oldu ya. Hyung etkilendim ben ondan. Sonra okuldaki anket ödevi için yardım istedim kabul etti. Ve biz.. biz bu şekilde konuşmaya başladık. Her geçen gün arttı konuşmamız ve ben kendime, duygularıma engel olamadım. Denedim sana yemin ederim olmaz dedim yapma Felix dedim ama olmadı işte. Hani Hyunjin ailesinin yanına gitti dün döndü ya işte ben dün evden hızlıca onun yanına gittim. Sarıldım ona için huzurla doldu, kokusunu içime çektim ya tüm mutsuzluğum uçtu gitti hyung. Biz o gece biraz onla konuştuk ve birinden hoşlandığını söyledi ve ben ısrar ettim ama söylemeyeceğini söyledi bende trip atar gibi kalktım yanından eve geri dönecektim.. işte o an geldi arkamdan beni kendine çevirdi ve öptü. Hyung ben.. ben ne yapacağım bilmiyorum. Sana daha önce anlatmak istedim ama kendimde o cesareti bulamadım. Üzgünüm, seni hayal kırıklığına uğrattıysam çok üzgünüm." Sona doğru kısılan sesiyle Felix eğmiş olan başını kaldırmış ve Chan'a göndermişti bakışlarını. Ama Chan'ın dolu gözleriyle karşılaşacağını düşünmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Airport [Hyunlix]
FanfictionYan ship; Minsung, Jeongchan, Seungbin Başlama tarihi => 09.06.2022 Bitiş tarihi => 03.07.2022