Anime X Okuyucu (Smut)

SANO MANJİRO X FEM!READER (PT.1)

Warnings: friends with benefits, oral (m. receiving), overstimulation, edging, orgasm denial, shower sex, breeding kink, praise kink, degradation kink, choking, possessive!mikey, "and they were roommates", all characters are adults

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bölümü okurken dinlemeniz için şarkı önerisi:

Skapova - Ben Senden Vazgeçtim

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

(Bu şarkının da anısı var. BEN SENDEN KAÇMAYA ÇALIŞIRKEN BİTTİM AMA SENDEN VAZGEÇTİM.)

Arkadaşının seni onla tanıştırma teklifini asla kabul etmemeliydin. Çünkü asla bir yangın merdiveninde yalnız canın yanmış bir şekilde gözünden yaşlar akıyor olmazdı.

Ama yine de arzulanmamın, özellikle onun gibi biri tarafından arzulanmanın nasıl bir his olduğunu bilemezdin.

Manjiro Sano.

Çoğu insanın tanıdığı, yataktada ismini inlediğin, tırnaklarının sırtına battığı: Mikey

Şehirde hayat pahalı ve özellikle üniversiteden yeni mezun olduğunuz zaman. Bir oda arkadaşına muhtaçsın, her hangi birine. Emlakçının işleri hızlandırmasına izin verdin. Oda arkadaşınla sadece bir telefon görüşmesi ile tanıştın.

(Tam benlik bir hareket he.)

Telefonda sesi o kadar kaygısız, rahat geliyordu ki evinize tam onun sesine uyan gözleri sarkık ve uykulu birini evinize almaya hazırlanıyordunuz.

Ama bu üst üste iki koliyi taşıyan adamdan çok uzaktı. Gözünün önüne gelen sarı saç tutamını çekerek, "Hey, ben Mikey." diyor.

Göz kırparak, "Mikey?" diyorsun.

Diğer kutuları getirmek için kutulardan birini kapının önüne koyarken "Evet. Oda arkadaşın olmama izin verdiğin için teşekkürler." diyor. Sonunda saçını düzeltmeye kalkıyor ve sende gözlerinle görme şansını yakalıyorsun.

Gecenin karanlığı gibi gözleri var. Kendini hareket ettiremeyecek etkiye sahip her şeyi kapsıyor. Mikey konuşana kadar etrafa sessizlik hakim olur.

"Ve senin adın ne?" der.

Sonrasında dönüşü olmayacak gibi hissederek ona adını verirsin. Kutuları taşımasına yardım ederken ne ayak olduğunu merak ediyorsun. Kutuları taşırken artık aranızda bir iletişim olmuyor.

(İçimdeki Türklüğü konuşturuyorum KJDFOWIRKLŞSNZLKDÖCMNVHFJDS.)

Her şeyi bitirdikten sonra ve kendinizi apartmanın kanepesine attığınız zaman Mikey ortada bulunan sessizliği bozuyor.

"Biliyor musun, adın sana yakışıyor. Sen kadar güzel."

(Bunu diyen her erkeğe inancımı kaybettim.)

Tatlı bir gülümsemeyle elini uzatarak, "Umarım oda arkadaşı olarak iyi anlaşırız." diyorsun.

Mikey'in eli sıcak ve Mikey elini sıktığı anda yanakların kızarıyor, devamını ekliyor. "Ben de öyle umuyorum." diyor.

-----------------------------------------------------

Oda arkadaşı olarak birlikte iyi geçiniyorsunuz. 

İşleri paylaşıyorsunuz. Sizin yaptıklarınız hakkında şikayet etmiyor veya söylenmiyor.

Ama son zamanlarda bu bir sorun değil. Çünkü artık ikiniz birlikte duş alıyorsunuz: Üzerinize inen ılık suyla beraber Mikey'in aleti içinde ve onun etrafında kenetleniyorsun. 

Bu da 'oda arkadaşının' diğer tanımı. Sevişmek. Kendini sana iterken "Siktir," diyerek inliyorsun. Aleti kalın, uzun ve seni mükemmel bir şekilde dolduruyor. Sizin için çok fazla hatta. "Mikey!"

Islak saçlarını tutarak geriye doğru çekti. "Bebeğim tekrar adımı söyle." dedi ve boğazına öpücüklerini konurmaya, ısırmaya devam etti. 

Onun dokunuşunun altında itaatkar birisin ve dediği yapıyorsun. Sevecen bir dille "Mikey." diyorsun. Hiçbir şey onun seni ödüllendirmesi kadar seni heyecanlandırmıyor. Klitorisine tam istediğin gibi dokunuyor, seni baştan sona kadar dolduruyor, hızı pürüzsüz ve seni tam zirveye çıkaracak kadar mükemmel. 

Ama birden senin içinde hareketsiz kalıyor ve bu da senin muhtaçlık arzusuyla sızlanmana sebep oluyor.

Mikey, "Bu yeterli değil güzelim." boynuna sürtünerek bunları diyor. "Daha fazlasını şimdi bana ver."

Nefes almaya çalışırken "Lütfen, yalvarıyorum çok yakındım." diyorsun.

"A-a-ah öyle değil bebeğim." Ses tonun değiştiğini fark ettin, aletinin sert olduğu kadar şimdi hareketlerinin de yumuşak olmaktan serte döneceğini fark ettin. "Artık adımı söyle."

"Ya da ne olur?" diyorsun küstah bir şekilde.

Sert bir ses tonuyla "Yoksa boşalmana izin vermeyeceğim." diyor ve ellerini saçlarından çekiyor. Boğazını kavrıyor. Heyecanlanıyorsun ve hala içinde olduğunu göz önüne alırsak o da bunu hissedebiliyor.

Boğazını hafifçe sıkarak "Kaltağım boğulmayı seviyor." diyor. Nefesin kesiliyor ve onu sıkmaya başlıyorsun.

"Kahretsin." diyerek fısıldıyor ve bir kez daha sıkıyor ve duş başlığına doğru uzatıyor. Nefes almakta zorlanıyorsun fakat yine de bir şey demiyorsun. "Bebeğim hadi şimdi adımı söyle." diyor.

"Mikey," diyorsun ve birden kelimeler nefes nefese ağzından yuvarlanmaya başlıyor. "Mikey, Mikey, Mikey." Sen onun adını her haykırışında boğazını sıkıyor ve kalçaları sertçe sana çarpıyor. 

Onu boşaltmaya bu kadar yakın olduğun için deliye dönüyorsun. Ellerini o ıslak sarı saçlara doluyorsun ve o yumuşak, ıslak saç tutamları ellerine dolanıyor. Boğazındaki tutuşu gevşemeye ve girip çıkması yumuşamaya başlıyor, ellerini kalçalarına getiriyor. Şimdi banyodan gelen tek ses onun sana girip çıkması ve üstünüze dökülen su oluyor. 

Adını daha hızlı sayıklayarak "Mikey neredeyse geldim!" diyorsunuz ve bu onu cesaretlendiriyor. Farkında olmadan "Lütfen, lütfen, lütfen, lütfen." diyorsun. Artık bilinçli düşünmeyi bırakıyorsunuz ve ağzınıza gelen her şeyi söylemeye başlıyorsunuz.

"Kahretsin! Etrafımda çok sıkı." diyor inleyerek. O da senin gibi kendini kaptırdığından ne kadar hızlı ve sert gitmesini durduramıyor. Onun aletine boşaldığında onun etrafında sıkıca kenetlenirsin ve sıkıca sararsın. "Ah, güzelim."

Onun orgazm olmasıyla içini beyaza boyar.

(Nasil cevirsem diye dusundum ve buna karar verdim.)

İkiniz normale döndüğünüzde hala nefes nefesesiniz o senin vücuduna çökmüşken sen ise duşun duvarına yaslanmışken Mikey gözünüzün içine bakar.

"Saçını yıkamak için yardıma ihtiyacın var mı oda arkadaşım?"

DEVAM EDECEK... 

(Çok yorgunum ondan yarıda kesiyorum 3 Aralıktan beri her şey boka battı allah kahretsin keşke o gün öyle bir şey olmasaydı da bu kadar sürünmeseydim allah belanı versin. Neyse benden bu kadar şimdilik tekrar dönerim bir iki hafta veya bir iki gün içinde. Bi de kütahyada olan varsa allahını seversen benle tanışsın yalnızlıktan ravioli yapmaya sardım kurtarın beni. Btw artık gözlüklüyüm ve miyopum çok gereksiz ama olsun.)