Anime X Okuyucu (Smut)

SUZUYA JUUZOU X FEM!READER

Warnings: Masumluk ve gülme krizi yaşayabilirsiniz. smutumsu.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bölümü okurken dinlemeniz için şarkı önerisi:

Stwo – Neither Do I (ft. Jeremih)

 -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Çocukken, annemin her zaman söylediği gibi, ikimiz ayrı hücrede tutulduk. Birbirimize "Lekelenme" korkusu nedeniyle dokunmamıza asla izin verilmedi. Artık büyüdüler ve ellerini birbirlerinden tutamıyorlardı. Her gün yan yana idiler, birbirlerinden ayrılamazlardı. Birlikte CCG müfettişi oldular ve şimdi ise ikisi de quinque'lerini bir araya getireceklerdi.

(Suzuya'nın çocukluk arkadaşıyız.)

Her ikisi de çok yetenekli araştırmacılar olmasına rağmen, her ikisi de farklı muamele gördüler. Çoğu üst düzey yönetici y/n'yi övdü ve CCG'nin altın çocuğuymuş gibi konuştular, çoğu zaman onu örgütün Çiçek prensesi olarak gördüler. Çünkü sürekli çiçekten yapılma bir taç takıyordu. Ondan hoşlanmayanlar ise asla yüzüne söylemeyecekti ve ondan hoşlananlar ise onun nezaketi içinde kalmaya çalıştılar. Y/n CCG'nin en tatlı ve ölümcül kadın araştırmacısıydı.

(Tatlı? Ay güldürme.)

Öte yandan Juuzou pek iyi değildi. İnsanlar Juuzou'yu sevmiyordu, y/n ile aynı işi yapmasına rağmen onun giyinme ve hareket etme biçiminin profesyonel olmadığını düşünüyordu. Ve akademiye geri döndüğünde onu zavallı hayvanları öldürmekle suçladılar. Evet, birkaç insan ondan hoşlanmıyordu ama birkaçı ise ona saygı duyuyordu.

(Götünüze çomak sokmadan önce onu sevin.)

İkisinin de CCG'de kalmasının tek nedeni, Shinohara ile harika quinque'leri ile ghoulları öldürmekti. Onlar için başka bir şeyin önemi yoktu... Ama onlar.

"Ugh" Y/n alarmın sesini duyduğu anda inledi, dönmeye çalıştı ama yanına birinin oturduğunu ve boynunda nefes aldığını hissettiği için gülümsedi.

Y/n'nin kulağını ısırarak, "Günaydın. İşe gitmemiz gerek." dedi.

"Hayır, neden sarılıp sonsuza kadar burada kalmıyoruz?" Y/n gözü kapalı bir şekilde kollarını boynuna, ayaklarını beline sarmış burunlarını birbirlerine sürtüyorlardı.

(İşin garip tarafı arkadaşız. ARKADAŞ. Biri bana böyle yapsın konuşmamız gereken konular var derim.)

"Hadi, bugün quinque'lerimizi alabiliriz. Ghoul yakalarız. Bu hoşuna gider değil mi?" dedi.

"Mmm."

Juuzou y/n ile banyo yapmak için ayağa kalkıp onu banyoya taşıdı. Onu tuvalete oturtturdu ve suyu açtı. Juuzou, soyunup banyoya giren ilk kişiydi. Y/n ile birbirinin karşısına oturduktan kısa bir süre sonra banyo yaptı ve ayakları ile oynadı. Bu onlar için tamamen normaldi, her şeyi birlikte yaptılar.

(WOW beğendim. Bende istiyom.)

Y/n kafasını geriye yatırıp kendini suya batırırken ayaklarını Juuzou'nun kucağına koydu. Juuzou ellerini y/n'nin bacaklarına koydu, y/n mırıldandı. İyi hissettiriyordu. Elleri, su her şey mükemmeldi. Siktir, Juuzou. Juuzou y/n'yi kendine çekerek üstüne su fırlatıyor ve gıdıklıyordu.

Küvette oynamayı bıraktıklarında nefes alamıyorlardı suda soğumuştu. Küvetten çıktıktan sonra Juuzou normal kıyafetlerini giyerken, y/n için ise kısa pembe bir sundress*, çiçekli bir taç ve beyaz topuklu ayakkabılarını giymişti. Güzel gözüküyordu en azından Juuzou için öyleydi. Y/n beslenme çantalarını yaparken böyle düşünmüştü. Y/n'nin her zaman güzel olduğunu düşünmüştü.