Bu hafta 2 kez bara gitmiş, birinde İlayda diğerinde Sibel ile tanışmıştım. Bu hafta son kez gidiyorum yani diğer haftada gitmeyebilir im bara. Hem bu gidişle masrafa giricem haftanın 3 günü içersen kirayı ödeyemem ve ailemden para istemem. O sırada telefonumdan gelen bildirimle düşüncelerimden ayrılmıştım. Gökçe bana ne yaptığımı hayalimdeki üniversitenin nasıl olduğunu sordu. Oda burayı kazanmak istemişti fakat puanı yetmeyince Akarsu üniversitesi ne gitti. Edebiyat okuyordu. Ona iyi olduğumu ve son kız arkadaşıyla arasını sordum çünkü en son biraz kavgalıydılar. Bana 3 gün önce ayrıldıklarını anlattı, anlamıyorum neden onun gibi cana yakın sıcak birini üzup duruyorlardı. Şanssızlık işte diye mesaj yollayıp giyindim. Bu hafta son kere bara gidiyorum biraz para biriktirme lazım.
(Koldaki fileyi dahil etmeyin en uygun bunu buldum resim olarak)
Böyle birşey giyinip bara doğru sürdüm. Bara vardığımda garson çocuk ve barmen konuşuyorlardı. İsmimin geçtiğini duydum ve yanlarına gittim.
-'dedikodumu mu yapıyonuz?'
-"yok iddaya girmiştik te bugün kaçtane kız sana yanaşır diye." Dedi barmen
-"buralarda baya popüler oldun he."
-'Oylemiyim? Yani haklılar da'
-"Püh bide narsistlik yapıyo" dedi garson çocuk gülerek.
O sırada gözüm barda gezinirken gözüme bir kız çarptı. Tanıdık geliyodu. Bir baktım ki İlayda orada oturuyordu. Bir kadının yaklaştığını gördüm o kadından oraya daha hızlı varmak için koştum.
-'İlayda? İyi misin? Yine mi fazla içtin'
-"Bu gidişle-ugh" birden kusucam gibi oldu o yüzden kendini tuttu
-"Bu gidişle param kalmayacak"
-'Bencede fazla içmişsin' dedim gülerek
Çıkışta hesabı ödemeyi taleb ettim fakat ısrarla kendisi ödedi. Onu kendime yasladım yoksa bu gidişle ayakta duramayacaktı. Niye bu kadar içti ki? Arabama bindik ve en yakın otele sürdüm. Otele kayıt yaptırıp odaya çıktım. İlayda'yı yatağa uzandırdım ve bende yatağa oturarak telefonuma baktım. O sırada koluma uzanan bı elle arkamı döndüm. İlayda birşey diyor gibiydi onu duymadığımdan ona yaklaştım. O sırada beni öptü. Farkında değildi fakat ondan daha fazla gaza gelmiştim. Eğer yaparsak ilk seferim olacaktı. Ona karşılık vererek onu tekrar öptüm. Biraz daha devam ettikten sonra İlayda bana sarılarak uykuya daldı.
-'Ah senin bu tatlılığınla napıcam ben?'
Dedim ve ışığı kapatarak yanına uzandım.
-"N-NE OLUYOR? İNCİ KALK"
-'Noldu İlayda? Günaydın'
-"Günaydında biz dün gece neyaptık? Hiçbir şey hatırlayamıyorum. Özür dilerim eğer seni zorladıysam."
-'Merak etme "o şeyi" yapmadık. Dün baya sarhoştun o yüzden en yakın otele getirdim seni. Yanımda uyuya kaldığın için bırakamadım seni.'
-"Heh. Birşey yapmadığını çok sevindim. Aşırı pişman olurdum yapsaydım sanada ayıp yapmış olurdum."
İlaydanın kulağına yaklaşık fısıldadım.
-'Benimle yaptığın hiçbir şeyin sonu pişmanlık olmaz.'
İlayda kızarmıştı. O sırada bende hazırlanmaya başlamıştım eve gidecektim haftasında olsaydı tüm sabahımı bir otelde geciremezdim. İlaydaya vedalaşıp evime gittim. Yatağıma uzandım.
-'utandığında bile güzel oluyor inanamıyorum.'
O yüzü hatırlayınca bile kıpkırmızı oluyorum.
İlayda'dan hoşlanıyorum. Bu kesin..
Yatağımdan kalkıp bir duş aldım. Sonra kendime kahvaltı olarak bir tost hazırladım.yemegimi yedikten sonra giyindim ve arabama bindim. Bugün Dere ve Melissa ile takılacaktım. Önce evi daha yakın olduğu için Dere'nin evine sonra da Melissa'nın evine uğradım. Onları alıp avmye sürdüm. Arabada amin amarth dinlerken bana zorla Doja Cat vb şarkıcılarla dolu bir playlist açtırdılar. 20 dklik ' aşırı eğlenceli sürüş' ten sonra avmye vardık. İlk olarak kıyafetler için 2. Kata çıktık. Orada aşırı sevdiğim punk/gothic/Edgy kıyafetleri satan bir mağaza vardı. Oraya girdik zaten Melissa ve Dere de böyle giyinmeyi severlerdi.
Birkaç kıyafet mağazasına bakıp çıktıktan sonra 3. Katta yemek yedik ve üst kattaki bowling salonuna gittik.
Yenilmistim. Daha doğrusu 2. Olmuştum. Güçlü olsamda Melissa yı bu oyunda geçemezdim. Derenin tüm topları kenardaki yarı borumsu şeye gitmişti resmen. Gülmekten ölmüştüm.
-"İNCİ GÜLMEYİ KES!SADECE ŞANSSIZLIK BULAŞTIRDIN"
-"HAHAHAH" Melissa da gülmeye başlamıştı.
-"BARİ SEN GÜLME MELİSSA"
En son ne zaman onlarla böyle eğlenmiştim acaba? Ortaokulun başlarında hep böyleydik fakat sınav dönemi başlayınca onlarla takılmak yerine derslerime odaklanmıştım. Aşırı eğlenmiştim bugün. Eve sürerken Melissa yanıma oturmuş kahvesini içerken Dere de arka koltuğa yayılmış telefonuna bakıyordu. Gün batıyordu. Manzara harikaydı.
-'Dere manzaranın fotoğrafını çeksene senin telefonun kamerası iyi.'
-"Çekiyorum" Dere sonra ön koltuğa yaklaşık 3 müzü de alan bir selfie çekmişti.
-"Bu anı olarak kalıcak. İnstaya atıyorum."
Birkaç dakika sonra onları evlerine bırakıp eve gitmiştim. Rahat birşeyler giyip telefonuma bakmıştım. İlayda'dan mesaj gelmişti o an. Nasıl olduğumu sormuş sonra boş olup olmadığımı sormuştu. Boş olduğumu yazınca beni evine film izleyemeye davet etmişti bende kabul edip evine gitmeden önce marketten birkaç içecek ve abur cubur almıştım.
Ben geldiğimde abur cubur karı bir tepsiye koymuş ışığı kapatıp filmi başlatmıştı. Bir romantik komedi Kore filmiydi. Böyle şeyleri izlemeyi severdim.Bir süre sonra sıkılmış olacakki omzuma kafasını yasladı. Çok güzel görünüyordu saçını okşadım ve ona bunu sordum.
-'Seni öpebilir miyim?'
-"Evet"
Biraz öpüştük. Onla öpüşmek bile yumuşacık hissettiriyordu. Sonra durduk.
-'İleriki aşamaya bugün geçelim mi?'
-"Şeyy diğer sefer geçelim mi kendimi hazır hissetmiyorumda."
-'Olur'
Film bitmişti ona etrafı toplanmasında yardım edip eve gitmiştim. Çok iyiydi. Keşke biraz daha devam ettirebilseydik diye düşündüm ve anında alnıma tokadı geçirerek onun hala hazır olmadığını hatırlattım kendime.
Ah ne gündü ama...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A little timeout
Teen FictionÜniversite ye kadar kendini sadece çalışmaya adamış bir kızın kendine bir mola izni vererek hayatına çeki düzen vermesi ile ilgili bir hikaye