Hoşgeldiniz, bu kurgunun büyük bir kısmı gerçekten alıntıdır...
Takdir edersiniz ki biraz ağır bir hikaye olacak benim için..
Yorum bekliyorum arkadaşlar 🏀💍
________________
28 Aralık saat 15.40
"Seyran, gelsene oğlum!" diye bağırdı Seyran Parsoğlu'nun en yakın arkadaşı. Hep birlikte oturup içmeyi planlıyorlardı.
Seyran gülümseyerek kulağındaki telefonu çekti "geliyorum amına koyim az sabret hele" dedi. Telefonu tekrar kulağına koyunca "abim, arkadaşlarla oturuyoruz. Geç gelirim. Annemi öp" demiş ve abisi sıraç Parsoğlu'nun ne diyeceğini beklemeden gelen aramayı sonlandırıp telefonu kapattı.
Arkadaşlarının yanına gidip beyaz sandalyesine oturdu. "Abi boş mu geldin ya?" dedi Erez. Seyran başını sallayarak "niye boş gelmeyeyim olum. Yabancı mı geldiğimiz yer?" dedi Seyran. Erez başını sallayarak "haklısın kardeşim, yabancı değiliz" dedi."Gençler, sofra hazır. Soğutmayın yemeği" dedi Aral'ın Anneannesi Zehra Barbaros. Aral gülüp "geliyoruz sultanım. Sen teyzemlere geç istersen. Diğer arkadaşlarımız da gelecek" dedi. Zehra Barbaros gülümseyerek "tamam paşam. Birşeye ihtiyacın olursa yan taraftayım" dedi. Aral başını sallayarak"hadi abi daha Efkan, Emre gelecek" dedi. Efkan Oğuzlar ve Emre Ezer...
Seyran başını sallayarak ortamdan ilk kalkan olurken peşinden can dostu Berkin Soylu da kalktı.. ikisi birlikte Zehra Hanım'ın çardakta hazırladığı masaya geçince çok geçmeden Aşkın Paşaoğlu ve Nizar Karahanlı da onları takip etti. Aral Dergin masaya fazladan tabak getirip o da oturdu. Çok geçmeden Efkan ve Emre de onlara katılınca kahkahalar şen bir şekilde evde yankılandı.
Fakat tek bir sorun vardı ki ömrü boyunca ağzına uyuşturucu sürmeyen Seyran Parsoğlu'nun birasında yüksek dozda uyuşturucu vardı.. Seyran dakikalar geçtikçe kendinden geçiyor, olmayacak hareketler sergiliyordu. Berkin bu durumu farkeder etmez "lan piç! Haplandın mı?" dedi sinirle. Herkesin bildiği bir şey vardı ki Soylu ve Parsoğlu aileleri asla uyuşturucuya tahammül edemezdi. Seyran güzel kafası ile ağzını yaya yaya "yok amına koyim abim siker beni!" dedi gülerek. "Kalk, sikerim seni kalk!" Dedi sinirle Berkin. Aral ve diğer arkadaşları kahkaha atarken Berkin yutkundu. Bunlara ne söylerse söylesin bir fayda etmeyecekti. Seyran hâlâ birasını içmeye devam ediyordu.
"Seyran, abi kalk gidelim hadi!" dedi Berkin korkuyla. Tam o anda Barbarosların bahçe kapısı büyük bir gürültü ile açıldı. Berkin daha bir endişe ile telefonuna sarıldı.. "hadi ama Berkin abi? Benden mi korkuyorsun cidden?" dedi Zeyna Dağdeviren... 17 yaşında abisinin yolundan giden uyuşturucu taciriydi! Diğer bir deyişle torbacı..
"Seyran eve gitmemiz gerekiyor kardeşim" dedi Berkin bir kez daha..
Ama nafileydi! Ecelleri gelmişti.. Berkin sinirle Aral Dergin'e baktı. Onun kafası çoktan uçmuştu..Zeyna Dağdeviren "otur ne Berkin abi!" dedi. Berkin yutkundu. Boş gelmişlerdi ve her an herşey olabilirdi. Babasına ya da Sıraç abisine haber vermek zorundaydı! Elini pantolonunun cebine koyup telefonunu çıkardı. Hayatında hiç bu kadar korktuğunu hatırlamıyordu. Soğuk hava bile terlemesine engel olamıyordu.
Zeyna Dağdeviren göz devirip "sikerim korkunu amıma koyim" dedi hiddetle. Berkin ilk defa bu kadar ölümü hissediyordu. "Bırak telefonu iki tabak bir şey yiyip bize geçicez olum. Orada devam ederiz" dedi. Berkin derin bir nefes alıp kalktığı sandalyeye geri oturdu. Masada ayık olan üç kişi vardı! Berkin Soylu, Nizar Karahanlı ve Aşkın Paşaoğlu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Potanın Etrafında
Novela JuvenilKan vardı... Sokakta kan vardı ama yoktu da... Defalarca yıkanan kan gitmiyordu, kimi intikamını bekliyor diyordu kimi ise kurban edildi diyordu.. Hangisi doğruydu? Kimse bilmiyordu! 29 Aralık gecesi saat 1,24'ye kurban edilen gencecik bir can vardı...