Bölüm Bir | Tutku

5.3K 172 78
                                    

Bölümü peperun'a ithaf ediyorum.
Keyifli okumalar...
-

Önüne geldiğim ışıklı, büyük ve renkli bir şekilde barın adının yazılmış olduğu tabelaya baktım.

"La Passion Club" anlamı neydi?

Hayatıma birazda olsa değişiklik katmak için gelmiştim buraya. 19 olalı neredeyse 9 ay olmuştu, ama ben hâlâ ana kuzusu gibi evden dışarı adımımı atmaz, her şeyden kaçardım.

Ta ki yakın arkadaşım beni doğum gününe davet edene kadar, bu tarz organizasyonlar, toplanmalar pek bana göre değildir aslında. Her şeyden önce ortama ayak uydurmak güçtür benim için.

Ama hem annemin hem de abimin ısrarlarıyla sonuç olarak buradayım.

Dakikalardır önünde dikildiğim kapıdan yakın arkadaşım yerine koyduğum Banu çıkınca silkelenip kendime geldim.

"Nerdesin oğlum ya, kaç saattir seni bekliyoruz." yine o ince ve isyankar ses, bu kız asla değişmiyor.

"Geldim işte, hadi girelim." diyerek yanına adımladım. Büyük ve gösterişli kapıdan geçip içeriye girdik.

Burasının bu kadar kötü kokması normal miydi? Eğer ki normalse bu hiç iç açıcı bir durum değil.

"Gel bak bizimkiler şurada." Banu'nun yönlendirmesiyle localardan birine -ki en ortada ve bariz belli olandı- doğru yürümeye devam ettik.

Bizi ilk farkeden Banu'nun sevgilisi Barış oldu, sevgilisine o kadar bağlıydı ki yollarını gözlüyordu. Ve sanırım biraz da kıskanç, yoksa beni her gördüğünde bu şekilde bakmasının başka bi anlamı olamaz.

Yürümemiz gereken mesafe sona erince Barış ayağa kalkıp Banu'yu direkt yanına çekti. Tamam en sevgilisi olan sensin.

"Bunun ne işi var burda." işte bu yüzdendi evden çıkmamam.

İntersex bir bireydim ve bu durum üniversitede saçma bir olay sonucunda herkes tarafından öğrenilmişti.

Eskiden yakın olduğum insanlar bile bu durum yüzünden uzaklaşmıştı benden. Saçmaydı, doğuştan olduğu belli olan bir şey yüzünden dışlanmış olmam gerçekten saçmaydı.

"Sana ne Sevim, seni ne ilgilendirir, parti benim arkadaş benim, sana n'oluyor?" ve evet bu da herkes her şeyi öğrendikten sonra yanımda durup bana destek olan dostum Pars.

"Ben bunun gibi biriyle aynı ortamda bulunmak istemiyorum ama" biri şunu susturabilir mi artık?

"İstemiyorsan gidebilirsin, seni tutan yok." işte Pars'ı bu yüzden seviyordum, lafını asla esirgemez, her türlü söylerdi. Ailesinden ayrı yaşıyordu ve bunun sebebi de bu özelliğiydi. Onlara göre böyle olmaması gerekiyordu ve bu davranışı çok kabaydı, ama Pars böyleydi ve artık değişmesi pek olağan değildi.

"İstenmediğim yerde durmam zaten." diyip çantasını da alarak locadan ayrıldı. Ay biz sana bayılıyoruz.

"Keyfimiz kaçmasın, boş verin, eğlenmeye geldik." Pars ve eğlenceye olan düşkünlüğü, barların vazgeçilmez yüzü falandır kendisi. Bazen yalnızca benim için bara gitmediği oluyor, onun haricinde çok da tanışık olduğum insan yoktur zaten, Pars ve Banu haricindekiler genellikle nasıl biri olduğumu anlamak için yanaşır bana, sonra iğrenirler ve uzaklaşırlar.

Benim hayat döngüm bu şekildeydi. Alışmıştım ama artık, çok dert etmiyordum. Tabii buna Banu pek inanmıyordu ama aman yani, çok da önemli değil.

Herkes kendi kafasına göre takılmaya başlayınca bakışlarım Banu'ya kaydı, o da sevgilisiyle takılıyordu. Yani bana bar sandalyelerinin olduğu yerin yolu görünmüştü.

autre que toi • bxb (intersex)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin