0.6

104 10 7
                                    

"Sadece bir gece ve bütün borcun silinir"

Hee Young sinirden titremeye başlarken Seohee hala sırıtıyordu. Kız bir kaç adım geri gitdi. Şu anda çocuğa vurmak, yüzüne tükürmek istiyordu. Ama yapamazdı. Şu an yapacağı her şeyi ailesinin aleyhine olacaktı. Kendini toplayıp çocuğa baktı

"Sadece bir hafta ver bana, borcunu ödeyeceğim"

"Iki gün"

Kız konuşmak isterken çocuk tekrar konuştu

"Bana şart koşacak durumda değilsin Hee"

Kız yumruğunu sıkıp koşarak evden çıktı.

-----

"Kızım bunlar ne?"

Kız gülümseyip cevapladı

"Şey. Benim biraz param var. Birde değerli eşyalarım ve telefonumla bilgisayarımı satacağım. Babamın borcunu ödemek için"

Annesi kızın saçlarını okşadı

"Çok düşüncelisin birtanem"

"Ama borcumun yüzde onunu ödemeye bile yetmez"

Babası umutsuzca konuştuğunda, annesi kaşlarını çatdı

"Yetmese bile çalışacağız bay Soo young. Burda oturmanın anlamı yok. Sen bunu gururuna yediremiyor olabilirsin ama ben kızımın güvende olması için çalışacağım"

Hee annesini ilk kez böyle sinirli görmüştü. Babası çaresizce koltukta otururken onu izliyordu. Bir şey söylemeden diğer odaya geçdi. Kapıda durup tekrar anne ve babasını izledi. Annesi babasının yanına gidip koltuğa oturdu. Kafasını kocasının omzuna koyup gülümsedi

"Seni kırmak istemedim Soo young. Ama lütfen artık toparlan"

Adam karısına sarılıp hüzünle konuştu

"Neden bu kadar iyisin? Keşke bana nefret etsende vicdanım rahatlasa"

Kadında aynı şekilde kocasına sarıldı

"Ne olursa olsun benim kocamsın Soo ve bizim bir kızımız var. Ömrümün sonunadek senin yanında olacağım"

Kız buna daha fazla seyirci kalamayıp ailesinin yanına gitdi

"yaaa ama bende isterim"

Hepsi ilk kez ailece gülmüşlerdi. Akıllarına dahi gelemezdi
En kötü günlerinde biribirine böyle sarılacakları.

Ertesi gün bütün değerli eşyaları satıp bir miktar para elde etmişler ve Sonrasında hepsi iş arayışına çıkmıştı. Hee'nin Seohee ile konuştuğundan ailenin henüz haberi yoktu. Ve kız ne yapacağını bilmiyordu. Çalışsa bile iki güne bu kadar para toplayamazdı.

-----

"Iş ilanı için geldim"

Adam baştan aşağı kızı süzdü

"Eminmisin? Hiç öyle durmuyorsun da"

Kız gülümseyip cevapladı

"Evet evet eminim. Ilanda temizlikçi yazmışsınız. Ama ben daha fazlasını yapabilirim. Garsonluk yaparım, bulaşık yıkarım, hatda gece mesaisine kalırım. Yeterki beni işe alın"

Adam birazcık düşünüp gülümsedi

"Peki işe alındın"

Kız mutluluktan zıplarken adam ona şaşkınca bakıyordu.

-----

"Pekala her şeyin yerini öğrendiğine göre, artık başlayabilirsin. Aklında bulunsun sabah sekizde açıp, akşam dokuzda kapatıyoruz. Bir saat erken gelip temizlik yapacaksın, sonrasında garsonluk yaparsın. Akşamda temizlik yapıp paydos edersin"

"Peki o zaman şimdi nerden başlayacağım?"

"Sabah temizliği yapıldı. Bu yüzden önlüğünü giysen iyi olur"

Ufak tefek aksiliklere rağmen Hee Young günü çok iyi atlatıp eve dönmüştü. Oldukça yorgundu ama işleri iyi gitdiği için enerji dolu hiss ediyordu.

"Ben geldim~"

Annesi ve babası kıza gülümseyerek bakarken, kız ikisinede sarılıp hazır olan sofraya oturdu.

"Günün nasıl dı bitanem?" Annesi

"Harikaydı. Inanamazsınız ilk kez terlemenin ne demek olduğunu hiss etdim"

Aniden yüzünü düşürüp devam etdi

"Vede eskiden yaptığım saçmalıklar için kendimden nefret etdim"

Babası başını öne eğerken annesi ikisininde elini tutdu

"Böyle konuşma bitanem en azından artık bunların farkındasın. Her şey güzel olacak"

Yemekten sonra çöpü çıkardığında aniden önüne çıkan adamla durdu

"Üzgünüm korkutdummu bayan Hee? Telefonun olmadığı için yüzüne söylemek istedim. Sadece bir gün kaldı"

Kız hiç bir şey söylemeden hızla eve döndü.
Ailesi uyurken koltukta oturup ne yapacağını düşündü. Yarın akşama kadar borcunu ödemesi gerekiyordu, ama elinde o kadar para yoktu. Bunca yıl içerisinde ilk kez kendini bu kadar çaresiz hiss ediyordu. Eskiden her kese kötü davrandığı için, hiç arkadaşı yoktu. Bu yüzden kimseden borç isteyemezdi.
Ayağa kalkıp derin bir nefes aldı "sanırım sadece bir mucize olmasını bekleyeceğim"
Gidip annesi ile babasının arasına girerek uyudu.

Sabah işe giderken kendi kendine konuşuyordu

"Sanki ne yapacaksa. Yani sonuçta onüçüncü yüzyılda yaşamıyoruz. Öldürecek değil ya"

Sabah temizliği bitince sıra garsonluğa gelmişti. Öğlene kadar işleri yolunda giderken Seohee'nin gelmesi ile her şey mahvolmuştu. Gözünün önünde mekan sahibi ile konuşmuş ve işine son vermişti. Üstüne birde tehtid etmişti.
"Doğru onüçüncü yüzyılda yaşamıyoruz. Sizi öldürecek değilim, ama bu hayatı size hapisane edebilirim. Ama sen buna nasıl son vereceğini biliyorsun Hee"
Beyninde aynı cümleler yankı yaparken, bir banka oturup öne eğildi

"Hee Young"

Kız kafasını kaldırıp ses gelen yöne döndü

"Yoongi?"

Adam hızlı adımlarla kızın yanına geldi

"Neredesin sen? Ulaşamayınca araştırdım, babanın durumunu öğrendim. Bu şehirden gitdiniz sandım"

Kız Henüz tam tanımadığı bu adamın, onu önemsemesini çok sevmişti. Dolan gözleri ile adama sarıldı. Yoongi bu ani sarılmaya şaşırsa da ses çıkarmadan anın tadını çıkardı.

Klişeli benin klişe hikayesi. Öpüyore baby💜💜💜

Money For Love // 𝑀𝑌𝐺Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin