jin'in namjoon'u terk ettiği gece...
namjoon jin'in parti de üstüne şampanya'yı patlatmasından sonra sırılsıklam her yeri yapış yapış olmuş bir şekilde lavaboya gitti
üstünü elinden geldiğince temizledi ve barın çıkışında arabasını valeden alıp büyük eve doğru sürdü jin'in nerede olduğunu bulmak istese bile önce büyük evdeki karmaşayı çekmek zorundaydı
araba büyük eve vardığında kendisi için açılan büyük kapıdan girip arabayı park etmişti daha şimdiden birkeç gazeteci gözüne çarpmıştı hızlıca eve girdiğinde büyükbaba min sinirle kendisine yürüdü büyük bir tokat suratında patladı
bay min sinirle "sana tek bir görev verdim jin'e iyi bakmanı istedim sen onu bile beceremedin aptal" diye gürledi bu evdeki herkesi şok etti bay min jin'i çok severdi yakın dostu rahmetli bay kim'in biricik torununu kendi torunu ile evlendirip bay kim'le akraba olmak istemişti (y/n: gay panic!!)
jin'in ne kadar kibar ve kırılgan olduğunu bilmesine rağman sinirleri torununun böyle iyi bir çocuğu aldatmasını kaldıramamıştı şimdi jin'in ne halde olduğunu düşündükçe üzüntüden kahroluyor dostuna verdiği sözü tutmadığı için pişman oluyordu
namjoon yüzünde patlayan tokatla sinirlendi tek suçlunun kendisi olmadığını haykırırcasına "tek ben mi suçluyum hem jin'i hem beni bir ateşin ortasına attınız kendi bencilliğiniz yüzünden" bay min daha da sinirlenirken "o zaman cesur bir adam olup karşıma geçip jin'den ayrılmak istediğini söyleseydin en azından o çocuk bu kadar yaralanmazdı ben sana arkadaşımın bana emanetini emanet ettim sense beni hayal kırıklığına uğrattın git bu evden uzun süre gözüme gözükme" dedi
joon sinirlense de adamın haklı olduğunu bildiği için sustu. omuzları çökmüş bir şekilde büyük evden ayrıldı eve gidene kadar bir sürü şey düşündü şimdi jin'in anılarıyla dolu eve gidecekti eve nasıl gireceğini bir türlü kestiremiyordu jin'in evde olmadığını biliyordu.
***
eve vardığında her şeyini kaybetmiş bir adam olarak evine girdi
namjoon eve girdiğinde kendisini soğuk bir sessizlik karşıladı ev hala jin'in orkideli parfümü kokuyordu bu kokuyla namjoon'un dizlerinin bağı çözüldü ve yere sertçe düştü büyük evden beri tuttuğu hıçkırıklar bir bir damlarken avazı çıktığı kadar bağırarak ağlamaya başladıjin'e o kadar alışmıştı ki bu evde nasıl tek kalacaktı jin bir daha bu evde kendisi için yemekler hazırlamayacak güzel sesi bu evin duvarlarını aşındırmayacaktı. işte joon o zaman bütün vücudunu titreten bir acı sardı jin'i hiç mutlu etmemişti o kendisine geldikçe onu uzaklaştırmıştı
joon aslında jin'in bu evde mutsuz olsa bile burayı nasıl bir ev gibi hissettirdiğini düşündüburası şimdi bir beton yığınıydı bu düşüncelerle ağlaması şiddetlendi sayıkladığı üç cümle vardı:
jin evimize dön,özür dilerim,seni seviyorumişte bu üç cümle söylemekten korkttuğu üç cümleydi
hiç söyleyememişti;
kapının çalmasıyla heyecanlandı bir umut jin gelmiştir diye toparlanıp evin kapısını açmıştı karşısında annesini görünce hayal kırıklığıyla omuzlarını düşürdü
annesi içeri girdiğinde kendisi de kapıyı örtüp içeri girdiannesi hiçbir şey demeden kollarınını açtığında küçük bir çocuk gibi ağlayarak annesine sarıldı
omuzları sarsıla sarsıla ağladı hıçkırıkları arasında
"anne ben jin'siz ne yapacağım ben kaybettim onu anne ben onu çok seviyormuşum anne bana inanıyorsun değil mi?"
"inanıyorum annecim şişt geçti" diye şefkatle okşadı oğlunun saçlarını
o gece namjoon yorulana kadar annesinin kollarına ağlayıp jin'in adını sayıkladı uykuya dalmadan önce bile söylediği tek şey jin'in adıydı
bayan kim ise üzüntüyle uyuyan oğlunun üstünü örttü
karanlık gecelerin umutsuzluğunu temizlerdi aydınlık güneşin ışığı yarın ne getirir bilinmezdi şimdi tek yapılması gereken uyumaktı.
umarım beğenmişsinizdir sağlıkla kalın💛

ŞİMDİ OKUDUĞUN
STAY | NAMJİN
FanfictionAileleri sayesinde uzun zamandır tanışan Namjoon ve Seokjin aileleri yüzünden nişanlanmışlardır. Seokjin ne kadar sevse de aynı karşılığı hiç alamamıştır. Namjoon'sa ailesinin zoruyla evlilik yolunda olduğu bu çocuğu hiç sevmemiştir.