Sanki ilah görmüş gibi koştu peşinden otobüs de gelmişti aynı zamanda ne yapacağım dedi ve silkindi "kendine gel orda kimse yok seni bekleyen kimse yok gerçeği kavra işine git hadi" Diye düşündü kendini sakinleştirdi ve otobüse bindi
15 dakika süren yolculuk saatler sürdü sanki bitmek bilmedi yollar düşünmemek ve hissetmemek için uğraşıyordu ama nafile kimdi onu bu hale getiren şey yoksa bir azraildi ve onu kurtarmaya mı gelmişti neler diyorum diye düşündü " O kadar şanslı değilim bile "
Nihayet yol bitti ve şirkete girdi on dakikalık bir gecikme ile kurtarmıştı günü ama içerde bir karmaşa hakimdi çalişanlar birinin etrafına toplanmış bir şeyler konuşuyorlardı hayır hayır bu bi tanışma senfonisi dedi kendi kendine ve oralı olmadan odasına geçti kimseyi önemsememek ve değerli hissettirmemek yaşam kuralları arasındaydı gidip yalakalık yapacak zamanı da yoktu zaten derin bi nefes aldı ve kargaşa için şükretti kimse geç kaldığını anlamamıştı böylece hemen masasına geçip bilgisayarı açtı dün akşam uyku sersemi bitiremediği raporlar vardı maaşı tatmin edici olduğu için kovulmak istemiyordu ama çok da umrunda değildi yavaş yavaş işe koyuldu o sırada kapı çalındı ve bilinmez bi sima içeri girdi :
-kusura bakmayın rahatsız ettim bu odayı paylaşıyoruz sanırım ben bugün başladım da aşağıda tanışmadık ben alp
sadece duygusuz bi şekilde Alp'in yüzüne bakıyordu ve içinde ki sancının verdiği acıyı saklamaya çalışıyordu ah gene mi diye düşündü gene mi o boktan sancı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
karakol
JugendliteraturDepresyonun eşiğinde bir adam hayat ona en anlamsız yüzünü dönmüştü ama bir ışık yakalamış olabilir mi hiç deneyimlemediği bir aşk bir azap bu onun son tutunuşu " Aşkın mezarını cana oydular " -KARAKOL-