30 + 1

214 27 23
                                    

Not: Bu bölüm final bölümünden sekiz(8) yıl sonrayı anlatmaktadır.
Not2: Bazı çiftlerin evlat edindikleri çocukları vardır:
SeongJoong - Minsung(7), Dasom(1)
WooSan - Yulhee(5)
MinSung - Junghwa(5)
JongSang - Seoho(2)
YunGi - Hypnos(Yavru kedi)

------

"Saat 5'te Yulhee'yi eve götürebilecek misin hyung?"

Anlaşılan yeniden başlıyorduk. Çok sevgili, bir tanecik arkadaşım Wooyoung; kreşten kızı Yulhee ile eve gitmemi bekliyordu...

Açıkçası... Nah beklerdi. Ben sırf bu akşam sevgili kocamla baş başa yemek yiyebilmek için çocuklarımı annemlere postalamışken, Wooyoung benden çok şey bekliyordu.

"Siktir git başkasına söyle." dedim ve telefonu yüzüne kapattım. Acaba çok mu ağır konuşmuştum? Neyse bu şerefsiz hak ediyordu.

Telefonum çok beklemeden yeniden çaldı. Wooyoung arıyordu, sabır dilenerek telefonu tekrardan açtım.

"Ya hyung bi dinle a-..."

"Wooyoung... Canım benim ben sana geçen hafta önce ne dedim?"

"Ne dedin hyung?"

"Seonghwa ile randevum var haftaya salı saat 8'de dedim..."

"Öyle mi dedin?"

"Evet öyle dedim gerizekalı."

"Ama hyung ben mesaiye kalıcam, saat 10'da ancak dönerim ve San'da şehir dışında, biliyorsun. Yavrumuz kreşte tek başına mal gibi beni mi beklesin saatlerce... "

"Sence ben Minsung ve Dasom'u bile annemlere postalamışken, Yulhee'yi alır mıyım?"

"Bana bi alırmışsın gibi gelmedi değil."

Sonuç... Akşam olmuştu ve ben eve Yulhee ile beraber dönmüştüm. Şimdi ise Yulhee'nin ısrarlı istekleri sonucu evde Yulhee'nin saçlarını "iki tane" örüyordum.

"Tanrım böyle olacağını bilseydim Minsung'u ve Dasom'u annemlere bırakmazdım..." dedim. Çocuklarla ilgilenmeyi sevdiğimden kreş öğretmenliği yapıyordum, Yulhee'yi de çok seviyordum ancak bu akşamı Seonghwa ile baş başa geçirmek istemiştim.

"Hongjoong amca, Minsung'la kardeşini neden Büyükanne Park'a bıraktın ki?" dedi saçlarını ördüğüm küçük kız. Sürekli kıpırdanıyordu ve saçlarını düzgün örüp öremediğimden endişeleniyordum.

"Önemli bir şey değildi Yulhee. Seonghwa amcanla baş başa yemek yemek istemiştim..."

"Ne yani Hongjoong amcanın hayalleri benim yüzümden mah mı oldu?"

Yulhee'nin ağlamaya başlayacağını fark ettiğimde engellemek için "Hayır, hayır Yulhee. Sen benim planlarım için mükemmel bir ayrıntısın." dedim. Gözlerindeki yaşlar gözlerine parıltı vermişti ve o bakışlarla bana "Ne yapacağız ki beraber?" dedi.

"Sen, ben ve Seonghwa amcan beraber yemek yemeye gideceğiz. Sonra da Lino amcanın yanına gideriz belki ya da herkes Jongho amcanda falan toplanır. Değişebilir o, sonradan karar veririz."

"Yeeeeeeey. Junghwa da olacak, Junghwa en sevdiğim kuzenim."

"Aaaa ama bu dediğini Minsung duymasın... Çok üzülür."

Üzülmüş gibi davranarak, derin bir nefes verdim. Yulhee'nin saçlarını örmek zor olsa da bitmişti. Küçük yeşil renkli tokayı da saçına taktıktan sonra örme işini bitirmiştim.

"Hiii... Hongjoong amca sakın Minsung'a söyleme bunu, onu da çok seviyorum ben. Dasom'u da çok seviyordum, Dasom gördüğüm en güzel kız."

Bu kız fazlasıyla Wooyoung'a çekmişti. Aynı babasının kızıydı işte. Gerçi Wooyoung'a benzemeyen bir huyu vardı aslında. Minsung'un duygularını anlamayan tek kişi oydu. Sanırım bu huyu bi tık Jisung amcasına çekmişti, kan çekiyordu demek ki...

Seonghwa'nın Abartılması Gereken FotoğraflarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin