0.4

323 36 28
                                    

İlk buluşma

"Ay çiçeğim beğenmedin mi?"

"Hayır çok beğendim aşırı güzel burası"

"O zaman neden suratını astın"

"Bilmiyorum galiba kalabalığa alışmıştım. Birden bu kadar sessiz bir yere gelince garipsedim"

Minho ve jisung'un ilk buluşmalarıydı. İlk defa bu kadar sessiz sakin ama bir o kadar rahatlatıcı bir yere gelmişti jisung. İlk buluşmalarını tanıştıktan 2 ay sonra yapmışlardı. Bir gün aniden 'sana ay çiçeğim diyebilir miyim? ' diye mesaj atmıştı minho. İlk başta aşırı garipsemiş ve rahatsız olmuştu çünkü daha yaşını bile söylemeyen bu adama kapılmıştı. Böyle olmasına daha fazla katlanamamış içinde olan herşeyi dökmüştü birden jisung. O gün ilk kavgalarını yapmışlardı.
O günden sorna minho hakkında bazı merak ettiği şeyleri öğrenmişti.
Yaşa takılan biri değildi jisung ama ısrarla minho'nun söylememesi sinirine dokunuyordu. Uzun uğraşlar sonucunda öğrenmişti. 26 yaşındaydı minho ve jisung bunu duyduğunda çok pis dalga geçmişti.

Şuan ise bir kayanın üstünde güneşin yavaş yavaş batışını izlerken denizin güzelliğini izliyordu jisung. Minho'nun onu böyle bir yere getirmesine şok olmuştu. Fazla birbirlerini tanımasalar da özellikle bir buluşmada neler yapmak istediğini ya da sevdiğini bile söylememişti jisung. Tam da hayalinde ki gibi bir yere getirmişti onu minho. Daha çok bir restorana giderler ya da sahil de yürürler diye hayal etmişti. Hayalinin gerçek olucağını tahmin etmemişti.

Minho ise felix'le bir öğle yemeği karşılığında jisung'un telefonunun içine sızmış. Sevip sevmediği şeyleri öğrenmişti. Böyle bir hayali olduğunu da jisung'un bir tweetin altına yazdığını görmesiyle gerçekleştirmişti.

İkili gün batımını izlerken minho birden ayaklanmış bagajdan bir sepet çıkarmıştı. Sepeti alıp jisung'un yanına vardığında içinden örtüyü çıkarıp sermesi için jisung'a vermişti. Jisung örtüyü serip piknik sepetinin içindekileri de çıkarmaya başlamıştı. Minho ise tekrar arabaya gidip jisung için aldığı orkideleri arkasında saklayarak getirmiş birden çıkarıp sürpriz yapmıştı. Jisung' un orkide sevdiğini de onu izleyerek keşfetmişti.

"İnanamıyorum minho en sevdiğim çiçekler. Nerden biliyordun orkide sevdiğimi"

"sadece tahmin diyelim. Seni biraz çiçekçi ablaya anlatmış ve sana en çok uyanın bu olduğunu söylemiş bende de onun fikrine kulak asarak sana bir demet orkide almış olabilirim"

"Gerçekten çok teşekkür ederim minho, her şey için"

"Ne demek ay çiçeğim yüzün hep gülsün yeter bana"

O an daha çok hissetmişti jisung, onun için en doğru adamın minho olduğuna,

O an daha çok hissetmişti minho, jisung için en yanlış adam olduğuna.

-

Jisung onu sarsan jeongini görmesi ile uyanmış ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. En son hatırladığı bi patlama sesiydi sonrasında bir şey yaşandıysa bile hatırlamıyordu.

"Neler oluyor" (jisung)

"Biz de anlamadık birden bayıldın" (jeongin)

"İyi misin? Bir yerin ağrıyor mu" (felix)

"Sadece biraz başım ağrıyor. Her şey yolunda mı en son bi patlama sesi duydum sonrasını hatırlamıyorum"

"Nasıl bir patlama sesi nerden duydun"(Felix)

"Bilmiyorum bir patlama sesi işte"

"En son ne hatırlatıyorsun"(Felix)

"Patlama sesi ve minho ile konuştuğumu başka bir şey yok"

"Peki ses minho hyung ile konuştuğun zaman mı duydun"(jeongin)

"Evet ama minho dan gelmedi sanırım bilmiyorum"

"Neyse sen yat dinlen"(Felix)

"Minho'ya bir şey oldu mu"

İkili önce birbirine bakmış sonra jisunga dönmüşlerdi.

"Hayır sapa sağlamdır. Tahminen senle konuştuğu zaman bir silah sesi duymuşsundur. Onların olduğu yerde olur böyle şeyler merak etme hiç bir şey olmadan geri dönecekler" (Felix)

"Tamam"(jisung)

Jeongin ve felix odadan çıkmış birbirlerine sessizce kızmaya başlamışlardı. Jeongin yalan söylediği için felix'e kızarken felix de jeongin'e şuan yalan söylemenin en mantıklı şey olduğuna inandırmaya çalışıyordu.

Jisungsa pek güvenememişti bu ikiliye telefonu alıp mejaslar kısmına girip minho ya yazıp yazmama arasında kalmıştı.

Merhaba minho
Sadece nasıl olup olmadığını
Sormak için yazıyorum lütfen hemen ümitlenme.
Nasılsın?
Her şey olunda mı?

İletildi

İletildiğini görünce telefonu masaya geri koyup kalan uykusuna devam etmeye çalışmıştı.

*

"Sence uyanıcak mı?" (Hyunjin)

"Uyanıcak bu yaranın daha da beterini yaşadı. Uyanıcak inanıyorum" (Chan)

"Birden böyle olması kötü oldu" (Hyunjin)

"O tarafta keskin nişancı olacağını tahmin etmemiştim" (Chan)

"Eğer sözünü dinleyip yukarı da olsaydım onu bir çırpı da indirirdim üzgünüm hyung"

"Dert etme hem minho da senin ilk kez yukarıda olmanı istemedi"

"Evet ama yukarıda olsaydım şuan bu halde olmazdı"

"Kaderimiz de böyle olmak varsa oluruz. Kaderin önüne geçemeyiz hyunjin. Şimdi üzülmenin sırası değil. Kaldığımız yerden devam etmeliyiz. Sen acilen san ile iletişime geç ve takımının toplamasını iste ardından bana hongjoong'u bağla onla ufak bir toplantı yapmamız lazım"(Chan)

"Tamamdır"

"Hyung" (Hyunjin)

"Evet" (Chan)

"Jisung mesaj atmış" (Hyunjin)

"Kalsın telefonu sadece sessize al. Kapatma"(Chan)

"Tamamdır" (Hyunjin)












Evet bu bölüm bu kitabın en kısa bölümü oldu çünkü aklıma hiç bir şey gelmedi ve anca buradan böyle yürütebildim.
Geç oldu çok üzgünüm :"(
Umarım beğenirsiniz <3
Lütfen oy verip bol bol yorum yapın<33

minsung | SKZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin