6

22 13 0
                                    

         
Oy verip yorum yapmayı unutmayın.

                ♡İyi okumlar♡

Evden çıktığıma pişman olmuştum cüppeli kişiler Blake bakıp onun saldırıya geçmesini bekliyorlardı.           " İzamar  iyi misin birşey oldumu? "
Ona bakıp kafamı hayır anlamında salladım . Ayak bileklerinden hançer çıkarttığında etrafımızdaki şeylere bakıyordum.

"İzamar işaret verdiğimde ormana koşucaksın. " Bana bakıp ayağa kalktı cüppeli kişiler  onun üzerine geliyorlardı . İnsan boyutundan çok daha büyük olan bu varlıklar bir anda kayboldular . Siyah giyinmiş bu kişiler ellerindeki zincire benzeyen şeyler ile onu durdurmaya çalışıyorlardı.  Boynuna doladıkları o şey onun vücudunun yanmasına sebep oluyordu . Gözleri daha koyu bir hal aldığında  elleri pençeye benzer bir şekil  aldı.  Çarpmanın etkisiyle ters dönmüş arabanın dibinde saklanıp bekliyordum .

Blake en son zinciri kırıp etrafını saran karanlık varlıkları  elindeki hançeri batırdı.  Karanlık varlık  çığlık atarak siyah toz olduğunda bir diğerinede aynısını yaptı.  Sesleri  insanı rahatsız edicek kadar korkunçtu.  Hiç saldırmayıp köşede emir veren bir diğer karanlık varlık bu sefer  daha büyük olan o varlıklara işaret vermişti. 

Ama bu işaret Blake için değildi benim içindi büyük olan o dev şeyler üzerime gelmeye başladığında  Blake bana bakıp  ormanı işaret etti .  Yanıma geldi bana baktı.

"İzamar ormanın ortasında eski bir yıkıntı bina var senden  o yıkık binanın içine girmeni istiyorum ." Onu başımla onayladım.  Ve koşmaya başladım. 
Ormanın içine koşacağım sırada önüme kara cüppeli biri çıktı ama ona tam çarpıcakken bir anda kayboldu .

Son hızımla koşmaya devam ediyordum arkamdan çığlıkların ve ayak seslerinin geldiğini biliyordum . "Koş" Blake in söylediği söz ile daha hızlı koşuyordum ağaç kökleri büyük taşlar ayağıma çarpıp beni engelliyordu ama yinede durmuyordum .

Tam takılıp düşeceğim derken dengemi sağlayıp tekrar toparladım daha da hızlı koşmaya başladım çünkü arkamdan birilerinin geldiğini hissediyordum  ayak sesleri yaklaşıyordu  önüme döndüğümde  biriyle çarpışıp yere düşmem bir oldu dizlerim parçalanmıştı. 

"İyi misin sen ." Beni kaldıran kişiye bakıp geri çekildim yine o  şekil değiştiren olmamasından korkuyordum . " Sakin ol sana zarar vermem ,  ne oldu sana ?"  Ona güvenebilir miyim bilmiyordum ama gecenin bir yarısı burda olduğuna göre o da bunlardan biriydi .

O sırada arkamızdan gelen bir dev varlık üstümüze atlayacağı sıra da belinden çıkartığı şeyi ona batırdı ve yere yığıldı.  " Artık anlatıcak mısın ne olduğunu. "

"Biz orman yolunda kaza yaptık ve o şeylerden orda çok var Blake  benim ormana gitmemi söyledi. " Bana bakıp düşünüyor muş gibi yaptı.

" Blake in dediğini yap ormanın içindeki eski binaya git ben ona yardım edicem ." Bana bakıp omuzlarından tutu . " Ne olursa olsun sakın arkana bakma sadece o binaya girene kadar koş."

"Tamam." Bana bakıp başını salladı ve daha sonra ordan kayboldu . Bende nefes alış verişlerim ne kadar düzensiz olsada koşmaya devam ettim . Daha sonra ağaçların daha az aşağısı uçurum gibi olan  bir yere geldim  eski bir yıkılmış duvar var dı  . Ve   bina tamamen harabeye dönmüştü  içeriye girmelimiydim derken  boynuma bir zincir atıldı ve geriye çekildim. Ayaklarının dibine düştüğüm kişiye baktıgimda orda emirler veren cüppeli kişinin olduğunu gördüm.

Kolumdan tutup beni havaya kaldırdığında tuhaf cümleler söylüyordu.  Elleri ve derisi  pullu ve beyaz di kırışıklarla   kaplıydı daha sonra beni koklamaya başladı ve sanki aradığını bulmuş gibi beni zincirle daha çok bağladı.  Daha sonra elinde yanan ateşi bana doğru tutmaya başladı ne yapıcağımı bilmiyordum ama çok korkuyorum . Ateş beni yakmaya başladığında çığlık atıyordum ama sanki kimse beni duymuyordu.  Ateş ağzım ve gözlerime dolmaya başladığında sanki birşeylerin  etkisindeydim  ve hissetmiyordum .

Bana aç gözlerini diyordu ama ben gözlerimi  açmıyordum beni sürüklemeye başladığında ayaklarımla durmaya çalışıyordum ama çok  güçlüydü  olmuyordu  durmuyordu . Daha sonra onu kolundan tutup yere çektim ve üstüme düştü  . Beni kollarımdan tutup o iğrenç pençeli elleriyle tutmaya çalışıyordu . Kafasının ortasına bir hançer saplandığında bağırarak    yere yığıldı  ama bu diğerleri gibi değil önce tamamen yandı sonra kül olarak yere düştü.

"İzamar  iyi misin ." Korkudan dilim tutulmuştu sadece başımı sallamak ile yetindim . Yanında ormanda gördüğüm o çocuk ve  Jack ve birkac kişi daha var di onlar Jack ile konuşurken  o çocuk bize bakıyordu.  Beni kucağına alıp onların yanındaki arabaya götürüyordu.

"İyimisin?" Ormandaki kişinin sorduğu soruya Blake cevap verdi .
"Bundan sanane ?" Sinirle soluyordu .

"Sakin olsana Blake kızı korkutuyorsun." Blake ona hafif güler gibi bir ses çıkarttı.  "  korkutuyorum doğru çünkü o benim ." Beni arabanın on koltuguna bırakıp kapıyı kapattı.  Çok yorulmuştum hala bedenim titriyordu . Kafami cama koyup dışarıyı izliyordum . Blake  hala o çocukla konuşuyordu daha çok kavga ediyorlardı desem daha doğru olurdu .

Aradan üç dakika sonra arabaya bindi ve hala sinirli görünüyordu.  " İyi misin ." Bağırıp koşmaktan çok yorulmuştum sadece başımı sallamak ile yetindim.  O da  çok kötü gözüküyordu kıyafetlerinin bazı yerleri yırtılmıştı  üzeri  kan lekelerine benzeyen lekeler ile kaplıydı. 

Evine geldiğimizde hala ikimizde konuşmuyorduk yol boyuncada hiç konuşmamıştık  . Odaya girip duş almıştım  bu sefer kendi kıyafetlerimi giyiyordum çünkü evimdeki kıyafetlerimi  buraya getirmişti . Kısa kollu bir tişört ve şort  giymiştim.  Karnımdaki bıçak yarasına baktıgimda hala sızlıyordu ama dışarda görünür bir  yoktu  . Ağrı hafif şidedtlendiğinde  içeriye Blake girmişti ne ara geldiğini bile bilmiyordum .

Beni kucağına alıp yatağa yatırdı.  Kendide benim yanıma yatıp elini karnımın üstüne koydu . " Uyu bugün yeterince olay yaşadın zaten ." Birlikte mi uyuycaktık.
"Birlikte mi uyuycaz ?" Yara izi az da olsa ağrıdığını belli ediyordu .
" Koltukta yatmaktan  sıkıldım yatağımı senle paylaşabilirim sonuçta seni de orda yatıramayız değilmi hem misafir hemde hastasın. "  tedirgin olmuştum çünkü ilk defa yabancı biriyle uyuycaktım.

"Uyu hadi sana zarar vermiyceğimi biliyosun ." Bana sarılıp çenesini kafamın üstüne koydu . Kokusu çok güzeldi değişik bir his veriyordu bazen gerçek olup olmadığını kontrol etmem gerektiğini düşünüyordum . "Beni koklamayı bırakman lazım ." Ve bu farketmesinden gıcık kapıyordum.  

"Seni koklamıyordum ." Kafamın üzerinden güldüğü belli oluyordu .
"Uyu artık." Onun kokusunu içime çekerken huzur içinde uyuya kaldım. 



Herkese iyi okumalar oy verip yorum yapmayı unutmayın.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dönüşüm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin