Birlikte uyandıkları 3. sabah, yepyeni bir gün.
"Çillerin çok şirin. Biliyor muydun?" Felix başını hayır anlamında salladı. Oysa ki çilleri ona inanılmaz yakışıyordu. En azından Minho öyle düşünüyordu ve bu fikri sonuna kadar savunabilirdi...
Yeni bir kahvaltı. İlk defa beraber pişirecekler. Felix o önlüğün içinde mükemmel görünüyor. Tam bir aşçı gibi. Her duruma ne kadar da güzel uyum sağlıyor...
Fırında pişen kabak tatlısının kokusu yayılırken kahvaltı tabaklarında kalan son parçaları bitiriyorlardı.
"Nefis! Nereden öğrendin bu kadar güzel kabak tatlısı yapmayı?" Felix içten olmayan zoraki bir gülümseme takındı. Bu Minho için çok özeldi ve kendini özel hissetmesini sağlamıştı fakat Felix'in yüzü tekrar asılınca bu his kaybolmuştu.
Caddede yürüyorlardı ve Felix aniden duraksadı. Sanki bir oyuncakçıya bakıyordu. Minho Felix'in pek sevgi görmediğini hissediyordu bu yüzden Felix'in küçük bir çocuk gibi davranmasına hiç takılmıyordu. Hatta hoşuna bile gidiyordu.
"Girelim mi?" Felix başını evet anlamında salladı ve bakınmaya başladı. En sonunda rubik küpü eline aldı ve Minho'ya gösterdi. Minho "Çok güzelmiş alalım istersen senin olsun" dedi Minho sevecen bir ton ile. Felix tekrar gülümsedi ve başını evet anlamında salladı. Minho bir an için sevinse de parayı ödedikten sonra gülüşünün tekrar solduğunu görünce biraz üzülmüştü.
Minho tam küpü çantaya koyacaktı ki Felix'in oyuncağı vermediğini fark etti. Bir süre bakışlar ve Minho "Sende de kalabilir" dedi. Felix bir an için tekrar gülümsedi. Keşke, keşke o an hiç bitmeseydi ama çok kısa sürüyordu...
Eve geleli 2 saat kadar olmuştu ve cidden Felix küpü elinden bırakmamıştı. Ayrıca aralarında bir veya iki yaş vardır diye tahmin ettiği çocuk 15 yaşındaydı. Aslında tabiki 18-19 yaşlarında göstermiyordu fakat aralarında 5 yaş olması garibine gitmişti. Küçücük bir çocuktu o daha ve neredeyse hiç konuşmuyordu...
Minho özellikle erkek çocuklarının bu dönemlerde konuşkan olduğunu sanardı. Yani bu Minho için öyle olmuştu.
Akşam eve geldiklerinde ikisi de yorgundu. Minho duş almanın iyi olacağını düşünüp sordu
"Ben duş alacağım, sen de almak ister misin?"
Felix evet anlamında başını salladı.
"Alt katta da bir banyo var. Ben orada işimi hallederim. Banyodaki dolabın içinde hiç kullanılmamış bir bornoz var."
İkisi de duşa girdiler. Minho daha önce işini halletti ve Felix'e bakmak için üst kata çıktı.
Duşta kimsenin olmamasından Felix'in de işini hallettiği anlaşılıyordu. Minho misafir odasına doğru yürüdü. Kapı aralıktı fakat Felix rahatsız olmasın diye tıklatıp girmek için izin aldı.
"Müsait misin girmemi ister misin?"
Minho, içerden gelen onaylama sesi ile birlikte odaya girdi. Felix öylece bornozuna sarılmış yatağın üstünde oturuyordu.
"Ah, ne aptalım! Giyecek bir şeyin olmadığını akıl edemedim. Benim kıyafetlerimden giyebilirsin. Alt kattalar."
Minho Felix'i alt kata götürdü. Dolabını açtı kıyafet ararken Felix'in bir kıyafete bakakaldığını fark etti.
"Aa bak burada civcivli sarı pijama takımı var. Bence sana çok yakışır. Onu ister misin?"
Felix gözlerini kıyafetten ayırıp ilk defa bilinçli kurduğu göz teması ile beraber onayladı.
"Ben odadan çıkıyorum, sen de giyin. Üşütmeni istemeyiz. İşin bitince senin odana gelirsin."
••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••
Minho odada oturmuş saçlarını kuruturken odaya Felix geldi. Hafif ürkek bir tavırla Minho'ya yaklaşıp yatağa oturdu.
"Çok şirin görünüyorsun! Şimdi ise saçlarını yapabilirsin."
Minho Felix'e tarak ve saç kurutma makinesini uzattı.
"Ben salonda olacağım. İşin bitince gelebilirsin belki kitap falan okuruz ya da sohbet ederiz"
Minho odadan çıkarken bir şey onu durdurdu. Arkasını döndüğünde Felix elini tutuyordu.
"Bir sorun mu var?"
Felix elindekileri Minho'ya uzattı ve gözlerini kaçırdı.
"Anladım, benim yapmamı mı istiyorsun?"
"Evet..."
Felix'in verdiği cevap neredeyse fısıldama şeklindeydi. Yine de Minho anladı ve gülümseyip eşyaları elinden aldı.
"Şimdi saçların mükemmel olacak!"
_______________________
Devamına ne yazsam bilemedim, neyse pijamaların fotoğrafını koysam çok şirin olur sanırım.
Civcivli değil ama kuşlu buldum( ꈍᴗꈍ)
(Tam olarak bulamasam da devamı hayal gücünüze kalmış diyelim)