1.BÖLÜM

6 1 0
                                    

Kapıyı sertçe çarpıp evden çıktım. Bu işler niye hep bana kalıyordu?! Bir kat aşağı inip annemlerin kapısını çaldım. Kapıyı Harun açtı.

"Yakışıklı, annemin toka kutusunda ablamın tokası varmış getirsene." dedim.

"Of abla ya! Niye almamış acaba?" dedi.

"Ablaya of denmez. Taş olursun vallahi. Ayrıca o soruyu bende sordum biliyor musun? Ama bir cevap alamadım." dedim.

Harun tokayı getirmişti. Ona teşekkür edip yukarı çıktım tekrar. Anahtarımla kapıyı açıp içeri girdim. Ablamın odasına girdim.

"Al tokanı. Harun'un selamı var." dedim.

"Aleykümselam." dedi, Hale. Hale benim ilkokuldan beri arkadaşımdı. Çok yakındık. Ailesi ile görüşmüyordu. O yüzden bizimle yaşıyordu. Zaten bizimkiler de kendi kızları gibi sahiplenmişti.

"Ya acaba saçımı toplamasam mı ki?" dedi, ablam. Sonra devam etti. "Ya da toplayayım ama hepsini değil bir kısmını." dedi ve derin bir nefes verdi. "Ya hepsini mi toplasam? Çok kararsızım ya! Bir yardımcı mı olsanız?"

"Bence bir kısmını topla sadece. Zaten tokanda süslü bir şey. Üstten örebiliriz bence." dedi, Hale.

"Tamam o zaman öyle yapalım." dedi, ablam.

"Siz saçı makyajı halledin. Bende şu elbiseyi son kez bir düzenleyeyim." dedim. Odadan çıkıp elbisenin olduğu odaya girdim. Telefonumu çıkarıp Yaren'e mesaj attım. Yaren bizim kuzenimizdi.

Neredesin acaba?
Nişan var ya hani.

Geliyorum yoldayım.

Hadi çabuk!

Telefonumdan şarkı açtım ve elbiseyi ütülemeye başladım. Bir yandan şarkıya eşlik ediyordum.

İlk görüşte bilemedim.
Sonrasında güzelleştin.
Seninle güzeldi hayaller.
Sanki en iyisi sendin.
Ama artık bende tükendim.
Hani bana verdiğin o sözler?
Anlat yeniden...

"Kızım kapat şunu mahalleden duyuluyor sesi. Tarık amca gelicek şimdi." dedi, Yaren. Ne zaman gelmişti acaba?

"Bana ne ya? Vallahi gelirse ağzının payını alır." dedim.

"Ya kuzi alemsin vallahi." dedi, gülerek.

"Defne! Elbise hazır değil mi? Bir saat sonra çıkmamız lazım." diye bağırdı ablam.

"Hazır ablacığım, hazır." dedim. Elbiseyi odaya götürüp yatağa koydum. "Al hadi giyin. Bizde giyinelim."

Hale turkuaz bir elbise ve beyaz bir şal takmıştı. Hafif bir makyaj yapmış, altına da krem bir topuklu ayakkabı giymişti. Yağmur ise toz pembe kısa, askılı bir elbise giymişti. Elbisenin bir kısımdan sonra kabarıklaşıyordu. Yüzüne o da hafif bir makyaj yapmıştı. Benim elbisem ise siyah ve dardı. Askılıydı, ayakkabılarım ise siyah topukluydu. Hafif makyaj vardı.

Hepimiz hazırdık. Fakat ablam hâla hazır değildi. Salonda oturmuş ablamı bekliyorduk. On beş dakika sonra ablam salona gelmişti. Onun elbisesi kırmızı uzun bir elbisesi vardı. Ayakkabıları siyah, hafif topukluydu. Makyajı ise hafifti.

"Ay kızlar nasıl oldu sizce?" diye sordu, ablam.

"Prenses gibi olmuşun Duru abla." dedi, Yaren.

KARA APARTMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin