Sabah sabah annemin tiz sesiyle uyandım. Ve tabikide bu sesten rahatsız olmuş ve hemen kalkmıştım. Apar topar banyoya gittim duşumu aldım. Birden annemin sesinin yakından geldiğini farkettim. Yine mi odama girdi bu kadın? Daha kaç kere diyecektim ona girme diye. Hemen duştan çıktım .
-Anne hemen odamdan çık!!!!
-Sadece odani toplayacaktım kızım.
Annemin bu cevabından sonra bıkmış bir biçimde ona kapıyı gösterdim. Aslında ona kötü davranmamin nedeni ona zarar vermekten korkmam.
Çünkü ben normal değilim.
Ben Tameris Cansın 22 yaşındayım. Okulumu sorarsanız. Bıraktım bana göre değil. Neden mi? Çünkü ben rüyalarima aşık bir psikopatım .
O gün doktorun söylediği sözler hala aklımdaydı.
Kızınız yalancı aşk sendromuna yakalanmış.(kendi kafasında oluşturduğu kişiye aşık olmak)
Yine o iğrenç olayı unutmak için kendimi zorladım. Tabi başarılı olamadım. Çünkü ben o aptal duyguya aşıktım.
Yemek yemek bile istemiyordum sadece uyumak ve aşkıma kavuşmak , ona dokunmak ve onu hissetmek...
Çoğu gün kriz geçirirdim. Ama bu gün daha farklı şeyler oluyordu. Sanki beynime doğru bıçak saplıyorlardı. Kendi bedenime hapis olmuş, bir tek onu yaşıyordum. Namı diğer Pars Ünver
Ben pars'ı düşünürken annemin sesiyle irkildim.
Annem genelde hep beni böyle çağırır. Bağırarak.Ben hep Annemi üzdüğümü düşünürüm. Ama annemi üzen tek ben değildim. Babamda vardi onu üzenler arasında. Ben küçükken bizi terk etmişti. Bende o hayin herifin soy adını almamak için annemin adını soy adım yaptım. Annem Cansın Gündoğu. Kendi halinde bir kadındır. Ve ne yaparsam yapayım bana bağarmaz hep destek olur sanırım babam yüzünden böyle. Üstümü giydim ve aşağı indim.
- Kızım doktora gidicez hazır mısın?
-Anne tamam hazırım . Yeter panik yapma.
Ve evden çıktık o lanet doktorun yanına gitmek hiç içimden gelmiyordu. Annemin külüstür arabasına bindik ve yola çıktık uzun ve sıkıcı yolun sonunda yine o igrenç atmosferin ortasında buldum kendimi. Annem külüstürü parkederken bende yukarı çıktım. Doktor beni görünce hemen pis pis sırıttı. O an azının ortasına vurasım geldi. Ve yüzümü ekşittim. Arkadan annem yetişti de beni o saçma HOŞGELDİNİZ diyoloğundan kurtardı. İçeri girdik ve doktor bana yine o kagit ödevlerinden verdi. Ama bu sefer o duyduğum aşkı tanımlamamı istemişti. Annemle dışarı çıktılar tabi ben yine o kağıtla baş başa kaldım. Ve yazmaya başladım. Düşünmeme gerek yoktu çünkü hissediyordum.
Sevgi sadece görerek olmaz. İnsan aslında kendi kalbindekini sever. Hiç görmesede hisseder onu. Tutmasada ellerini umutla bekler. Duymasada sesini acıyla hasret çeker. Ama bitmez o aşkı bedeninde yaşarsın. Damarlarında dolaşan kan gibi ...
Ama kimse yoktur yalnizsındır. Artık acıyı bile hissetmezsin çünkü o senin dostundur. Ve en önemlisi kendi benliğinde kaybolmak. Aklının bile alamayacağı bir canavara dönüşmek. Hemde en yakın dostun ACIYLA...