Multimedia Öyküm
******
Pikniğin üzerinden 1 hafta geçmişti. Rezilliğimi hatırlayınca yüzümü kırıştırdım.
Kafama top gelince bayılmıştım sanırım. Ama beni asıl üzen şey uyandığımda Miraç'ı görmemiş olmamdı. Tamam yanıma gelmesi doğru olmazdı ama zaten görmek isteseydi mutlaka bir yolunu bulurdu. O günden sonra da onu hiç görmemiştim.Bir kafede 'kafe demeye bin şahit ister' büyüklüğündeki kafede abimin doğum günü partisindeydim. Sıkıntıdan patlıyor ve yakışıklı çocuk kesmeye çalışıyordum. Ama sorun şuydu ki doğru düzgün yakışıklı da yoktu. Abime elimle 'gel' işareti yapınca abim yanıma geldi. "Ben sıkıldım. Hem burda hiç yakışıklı çocuk da yok."
son söylediğim cümle ağzımdan istemsizce dökülüvermişti. Abimin kaşları çatılınca ekledim ve ayağa kalktım "Ben eve gidiyorum. "
Abim kolumdan tutup konuştu "Saçmalama be kızım. Parti daha yeni başlıyor. Hiçbir yere gitmiyorsun. " dedi. Tam itiraz edecekken arkamdan gelen tanıdık sesle duraksadım . "Mert" Tanıdık ses içimi ürpertirken sesin sahibine döndüm. Tabi ya Miraç! Miraç'ı baştan aşağı süzdüm.
Kumral dağınık saçları, içimi yakan o yeşil gözleri , gök mavisi rengindeki gömleğinin içinde fark edilen o kaslarıyla çok yakışıklıydı. Takım elbisesinin en fazla nasıl yakışabileceğinin cevabıydı resmen.
Abim Miraça'a sıkıca sarılırken Miraç da bir yandan beni süzüyordu . Bakışları göğüs dekoltemde takılınca rahatsız oldum. Bakışlarıyla adeta 'Bu ne be kızım hiç giymeseydin!' dedi ve tekrar süzdü bu seferde bacaklarımda takılı kaldı. Çarpık bir şekilde gülümseyerek kafasını iki yana salladı.
Daha sonra sarılmaları bitince abim beni gösterdi ve ''Kardeşim.'' dedikten sonra bana döndü ve Miraç'ı göstererek '' İlk okul arkadaşım Miraç. Bir nevi kardeşim yani'' dedi. Allahtan abim benim Miraç'ın hayranı olduğumu bilmiyordu. Yoksa rezil ederdi pislik.
İkimizin ağzı şaşkınlıkla açılırken Miraç ''Kardeşin mi?'' dedi şokla.
*****
Masamıza oturduktan bir süre sonra abim yanımızdan kalkıp arkadaşlarının yanına gidince masada ikimiz tek kaldık. Miraç bana döndü ve ''İyileştin mi?'' dedi gülerek.
Kaşlarımı çattım '' Ne gülüyorsun be senin yüzünden oldu!''
''Benim yüzümden mi ?'' hala sırıtıyordu.
''Evet senin yüzünden!'' sinirden bağırmıştım ama müzikten dolayı kimse duymadı.
''Ben ne yaptım ki? Kafana topu ben mi attım sanki? ''
''Orda dikkatimi dağıtmasaydın kafama top gelmezdi. '' dedim hışımla
''Dikkatini mi dağıtıyorum? '' muzip bir gülümseme takındı.
Bu da çok fesat be her şeyi yanlış anlıyor. Konuyu değiştir Öyküm.
İç sesime hak vererek hemen konuyu değiştirdim '' İnsan bir gelir bir şeyim var mı diye bakar.''
''Gelmediğimi nerden biliyorsun ? ''
Sahiden gelmiş miydi?
''Gözlerimi açtığımda yoktun.''
''Çünkü birden o psikopat kankaların gelince kaçmak zorunda kaldım .'' dedi
'' Psikopat deme kankiteloşkolarıma! '' dedim
Yüzünü buruşturdu ''Ergen.''
Kaşlarımı çattım ''Egoist.''
Slow müzik çalınca herkes slow dans etmeye başladı. Miraç bana döndü ''Dans edelim mi prenses?'' masum bir şekilde sırıtıyordu.
''Saçmalama Miraç! Abim görürse benim bacaklarımı kırar seni de canlı canlı keser .''
''Bu kalabalıkta göremez. Lütfen?'' Oha lütfen mi dedi o?
''Oha Miraç Gürsoy bana lütfen mi dedi? ''
''Aynen öyle meleğim.'' Meleğim? Noluyor lan?
Uzattığı elini tutarak ayağa kalktım ve dans pistine ilerledik. Elleriyle belimi tutunca bende ellerimi boynunda birleştirdim. Yakındık, ÇOK YAKIN.
Bu yakınlık tüylerimi ürpertirken dansına eşlik ettim.
Biraz daha yaklaşıp kulağıma fısıldadı ''Böyle elbiseleri sadece ben yanındayken giyebilirsin.'' dedi sıcak nefesi tenimi yakarken.
''Allah Allah! sen karışamazsın ne giyeceğime.'' dedim sırıtarak.
Belimi daha sıkı kavrayarak beni kendine yapıştırdı '' Emin misin? ''
''Evet.'' cesaretime hayran kalmıştım açıkçası.
Eğilerek boynuma küçük bir öpücük kondurdu ''Emin misin?''
İçimdeki ergeni tutamadım ''Hayır Emin değilim Öyküm'üm '' Bütün romantizmin içine etmiştim. Bravo bana.
İğrenerek bir gülüş attı . Hiçbir şey söylemeyince dansa devam ettik. Abimin geldiğini görünce birbirimizden ayrılıp masamıza oturduk.
"Abi sıkıldım ya. Ben eve gideceğim". Miraç'ın ters bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.
Abim en sonunda baskılarıma dayanamadı"Tamam. "
Ayağa kaltığımda Miraç da ayağa kalktı abime döndü "Ben bırakayım."
İtirazcı iç sesim baş gösterdi " Gerek yok! Kendim gidebilirim. Ben çocuk değilim."
Abim de Egoist öküzü haklı buldu. "Saat çok geç oldu Öyküm. Tek başına gitmen tehlikeli olabilir."Miraç ile beraber bu gürültülü ortamdan çıkıp arabaya doğru yürüdük. Gürültülü ortamdan çıkınca beynim bir anda oluşan sessizlikle afalladı. Arabayı sessiz bir şekilde süren Miraç'ı süzdüm. Hiç olmadığı, asla olamayacağı derecede masum görünüyordu. Öylece dururken bile havalı tavrından taviz vermiyordu. Egoist piç.
"Gözlerini üzerimden alamıyorsun sanırım? Tamam ama keseceksen bari bu kadar belli etme be güzellik."
Bir anda söylediği cümleyle afalladım.
Kaşlarımı çattım " Seni niye kesiyim ben ya. Gözüm dalmıştır." Gözüm dalmıştır? Yuh Öyküm.Gülüşü genişledi "Gözün daldı? Hımm peki."
Kolunu sertçe yumrukladım. Kaslarını hissedebiliyordum.
Heyecanla sordum " Ee nereye gidiyoruz? "Gözlerini yoldan ayırmadan konuştu. "Evine. "
Gözlerimi büyüttüm " Ev mi? Ne evi yaa?"
"Sen evine gitmek istemedin mi? Bende seni evine bırakacağım. Sen ne istiyordun? "
"Eve gitmemek! Kaç yaşındasın sen? 50 falan mı? Çok sıkıcısın. "
Arabayı durdurdu ve bana döndü "Ne yapmak istersin bebeğim. "
Iç sesimi durduramayarak konuştum "Hoop yavaş gel. 180 derece döndün. "
"Sıkıcısın deyince..." Üzerime doğru eğilip emniyet kemerimi bağladı ve gülümsedi
"Önce güvenlik. "Sırıtarak tekrarladım "Önce güvenlik. "
El frenini indirdi ve tekrar yola koyulduk.Heyo kankiteloşkolarım nabersiniiz? Yeni bölüm ilbaptan kurtulmamıza gelsinnn.
Tabi oy ve yorumlarınızı unutmayın :(
Sizi çok seviyore,
Yanaklarınızdan öpüyore
Tamam bu kadar saçmalamam yeterlidir sanırsam yeni bölümde görüşmek üzere :) :*NOT: oy vermeyi unutmayın lütfen :(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYRAN
General FictionMutlaka vardır herkesin sevdiği bir sanatçı. o kişiye verdiğimiz değeri bazen kendimize bile vermiyoruz. Antilere kızıyor daima idolümüzü koruyoruz. Daima bir gün tanışma hayaliyle yaşıyoruz. Şimdi hayal vakti, düşünün; o kendinizden çok sevdiğiniz...