Başlangıç

852 21 14
                                    

Ailem biraz dağınık, annem ile babam ayrı, ben ise annem ile yaşıyorum fakat ikisine de yakın değilim. Annem başka bir şehirde daha iyi bir iş telifi aldı. Buradaki hayat zaten zordu. Yenilik için iyi bir zamanlamaydı. Yeni bir okula kayıt olacaktım. Yarın okulun ilk günüydü ve ben çok heyecanlıydım. (Küçük açıklama ŞWKDŞS: Burada ekip lisede geçiyor o yüzden beni düzeltmeyin hani bazı şeyler hikayeye göre değişebilir, arada yazım hatalarım olursa lütfen takılmayın :3) Yeni okuluma güzel başlamak istedim. Okul 8'de başlıyordu fakat ben erkenden yatıp sabah 6'da kalktım. Önceki gün zaten duşa girmiştim, saçlarımı yaptım ve parfüm sıktım. Ütülenmiş sıcacık üniformamı giydim ve okula gittim. İlk geldiğimde geçen okulda olduğu gibi garip bakışlar almadım. Birkaç kız yanıma gelip konuştular ve hocalara sorup sınıfıma yönlendirdiler. Sınıfta en arkada, 4 kişiden oluşan ve hepsi erkek olan bir grup vardı. Hepsini kendi kafamda kodladım.
Saçları Sedat Peker're benzeyen tatlı çocuk.(Emre/Mentor)
Giydiği dar kıyafetlerden kasları belli olan yakışıklı çocuk (Hürkan/Hugola)
Uzun saçlı çocuk.(Kaan(flix))
Saçları güzel çocuk. (Mert)
Arkadaşlarımdan isimlerini öğrendim. Kendimi dar kıyafetli olarak kodladığım çocuğa öyle bakakalmış bir şekilde buldum. Çocukla 1 saniyelik göz teması kurdum... Fakat maalesef gözlerimi kaçırdım. Bir süre bana bakmaya devam etti. Hissettim... Fakat karşılık veremedim çünkü çok utandım. Derse girdik ve derste bana bir kağıt parçası geldi. Kimden geldiği yazıyordu:
"Selam :) Dersler başlamadan önce bana bakmıştın, beni hatırladın mı? :D Ben Hürkan."
Allahuekber. Kalbim sanki ağzımdan fırlayacaktı! Bir an heyecandan gözlerim falan kaydı sandım... Ellerim titreye titreye şunu yazdım:
"Sana öyle garip bakmışsam kusura bakma... Öyle dalıvermişim :) Hatırlıyorum seni. Ben YN."
Kağıdı hoca başka tarafa atarken Hürkan'ın sırasına attım. Kağıdı attığımda yüzünde bir sırıtış fark ettim. Okulda kahkaha attığını gördüm ama sırıtışı ayrıydı. O ateşli sırıtışını görünce tekrar ona bakakaldım. Bana "Orada mısın?" dercesine el sallıyordu. Tekrar o güzel gözlerindr kaybolmuştum. Sonra düşündüm, ya kızardıysam?? Hemen arkamı döndümve aynamı çıkardım. Keşke bu bir kâbus olsa... Yanaklarım kızarmıştı. Sınıfta tahta ilk gün kapalıydı. Tahtanın yansımasından Hürkanın notu arkadaşlarına gösterdiğini gördüm. Sonra arkadaşları ona "OOoOOoOo!!" gibisinden bağırdılar. Küçük bir olaydı evet ama ben kıpkırmızıydım.

-Dersten sonra teneffüste- (teneffüsü yanlış yazdıysam kusuruma bakmayın...)

Hürkan sen duvara yaslanmış onu düşünürken yanına geldi. Tekrar kalbin atmaya başladı. Delirircesine atıyordu kalbin.
"Selam!"
Neyse ki küçükken tiyatro klübüne falan gitmiştim. Sanki ona aşık olmamışım gibi sakin konuştum!
"Selam, nasılsın?"
"Fena değil işte, sen?"
"B-ben de iyiyim.. Sorduğun için sağol."
Sınıftaki dolaplara yaslanmıştın. Dolaplar 3 tane üst üste olmak üzere sınıfta duruyordu. Dolaplar biraz uzundu, senin boyun 2. Dolabın sonlarına geliyordu.
Hürkan senden çekilmeni istemeden bacağını sana yasladı ve göğüs kısmı sana değiyordu. 3. Yani en üst dolabı açıp kitap aramaya başladı. Senin açında sanki seni dolaba yaslamış da romantik an yaşıyormuşsunuz gibi bir görüntü vardı. Sadece yüzü biraz yukarıdaydı çünkü parmak ucuna çıkmıştı. Gittikçe sana yaslandı ve yaslandı. Yukarı baktığında Hürkanın jawline'ını 4k görüyordun. Hayal gibiydi. 2-3 tane kitap alıp aşağı doğru baktı ve sen kıpkırmızı olduğunu hissedebiliyordun. Sonra parmak ucundan indi ve biraz geri çekildi. Sen elinde 1-2 kitaba sarılmış bir şekilde duvara yaslanmıştın. Biraz duraksadı ve sana özgüvensiz bir sesle görüşürüz dedi. Kıpkırmızı yüzünle gülümseyip kitapları sıranın altına koydun. Başını sırayaya dayadım ve olanlar hakkında düşündün...

Bir mesaj vermek istedi galiba? Ama ya istemediyse? E ama o zaman çekilmemi isterdi. Göğsünü yaslamazdı. (Bunu yazarken ben kıpkırmızı oldum bu arada (//∇//) )
Sonraki derslerde hürkanla küçük bakışmalarınız devam etti. Günün sonunda arkadaşların yanına geldi:
"İlk günden hoşlanmışsın birinden... Görmedik sanma" dedi biri gülerek.
"İstersen sana ayarlarız çocuğu, tüm okul bizi tanır. Sen yeter ki iste!"
"Evet YN, sorun yok. Bu arada bu çocuk hakkında birine danışmak, biriyle konuşmak istersen her zaman instagramdan yazabilirsin, ismim soyadım."
Sen de cevap olarak:
"Çok tatlı davranıyorsunuz, teşekkür ederim ama başkasını birine ayarlamak bana doğru gelmiyor. Kendim halledersem içime siner."
Onlar da:
"Bize uyar. Fikrini değiştirirsen hala geçerlidir majesteleri..."
Sen de biraz gülüp eve gitmek için yürümeye başladın. Evin biraz ormanların içindeydi, bu yüzden korkmuyorsun değildi... Ceketini alıp sarıldın, korkunç ormanlar her zaman sana altına ettirecek kadar ürkünç gelmiştir. Sonra arkandan yürüme sesleri duydun, korkmuş bir yüz ifadesiyle arkana baktın. Arkandaki kişi hürkandı. Hala korkun gitmemişti.
"Korkuttuysam kusur bakma. Korkmuş görünüyordum da kendini yalnız hissetme diye geldim."
"Teşekkür ederim... Sorun olmazsa şeyi sorabilir miyim..? Sen benim korktuğumu o üstümdeki ceketle nasıl anladın?"
"İyi misin bilmiyorum ama bacakların tir tir titriyordu."
YARABBİM, SEN BANA YARDIM ET! Umarım şu an benim bir korkak olduğumu düşünmez..
"Ormanlar bana hep korkunç gelir, haha."
"Bilir misin, ben de hep korkmuşumdur ama senin tek sorunun korkma veya gerilme değil şu an bence..."
Ona kafan karışmış bir şekilde baktın.
"Demek istediğim çok üşüyorsun."
Elini tutup iki elinin arasına aldı ve ısıttı. Öyle bakakaldın yine. Oracıkta yere düşüyordun neredeyse. Hürkana sordun:
"A-ahem... Senin evin nerde ki..?"
"Bu taraf değil diğer taraftaki sokakta. Sağ tarafta ilk baştan 7. Ev."
"Burası evinin ters yolu değil mi?"
"Öyle ama orman yoluna girerken tırstığını görünce yalnız kalman içime sinmedi."
Kızarmıştın.
"Kızardın mı sen?" Dedi ve kıkırdadı.
"Hayır? Kör müsün :D?"
"Renk körü olsam yanakların kırmızı yerine masmavi olurdu.."
Daha da çok kızardın.
Hürkan sana gülümsedi, kafandaki saçı okşayıp kendi sokağına yol aldı.
Neyse ki evinin yakınındaydın. Evine koşup ayakkabılarını ve çantanı etrafa rastgele atıp odana koştun. Bu olanlar gerçek miydi? Olanların sonrasında akşam yemeği yedin ve biraz sonrasında uyudun. Sonraki gün ilk gün kadar olmasa da, hazırlandın. Saat 7'de kalktın, giyinip kahvaltı ettin ve lipbalm, biraz da kapatıcı sürdün. Kapıyı açtın ve karşında burnu üşümekten pembe olmuş bir Hürkan duruyordu. Neredeyse çocuğun üstüne düşüyordun... çocuğun burnunu öyle görmek senin içine sinmedi. Zaten montun kalındı. Atkını çıkardın, ve dedin ki:
"Burnun çok üşümüş, al bunu tak.. Ben iyiyim!"
Hürkan sana bakakaldı.
"Ben mi?"
"Etrafımızda başka biri göremiyorum. :)"
Başını sallayarak onayladı ve atkını taktı.

Devamı part 2 😍
(947 kelime...)

Hugola ile Hayal EtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin