Savaşacak mısın yoksa pes mi edeceksin?

7 1 0
                                    

Adrien böyle bitemez diye düşündü. Böyle bitmemeliydi. Yaşayacaktı ve bunun için elinden ne geliyorsa yapacaktı. Ama elinden hiçbir şey gelmiyordu. Doktorların bile çare bulamadığı hastalığa Adrien nasıl çare bulup iyileşecekti? Pes etmemeliyim diye düşünüyordu fakat zaman geçtikçe dahada kötüleşiyordu. Geçirdiği anları düşünmeye başladı. Kötü anıları ... Hayır! Kendisini ölüme hazırlamayacak ve güzel şeyler düşünecekti. Öyle ki Adrien artık gözünü bile açamaz olmuştu. İçinde bir şeylerin kıpraştığını hissetmeye başlamış ve bunun da hastalığın bilinmeyen etkilerinden birisi olduğunu düşünmüştü. Derin bir uykuya daldı fakat içindeki kıpraşma gitmiyor aksine çoğalıyordu rüyasında. Çoğaldıkça kendisini güçlü hissediyordu. Etrafında kimse yoktu. İleriye doğru bir adım attı ve bir adım daha. Her adımında kendisini daha güçlü hissetmeye başlamıştı. Artık yürümek yerine kahkalar atarak koşuyordu. Hasta olduğunu unutmuştu. Aniden durdu. Etrafına bakındıktan sonra kıyafetlerinin değişmiş olduğunu gördü.

A: Haha! Neyim ben şimdi Kara Kedi falan mı? ÇOK İYİ 💫 Ouu pençelerr!Peki ama neden kimse yok?(Kıyafetleri eski haline geri döner ve şaşırır)
P:Ben varım ya aptªl!
A: nNe!? AAA
P: Kız gibi bağırıp durmasana başımda be adam.(Adrien Plagg'e yaklaşarak ne olduğunu anlamaya çalışıyordu)
A:Nesin sen?
P:Ben Plagg'im. Ah doğru sen benim hangi canlı kategorisinde olduğumu soruyorsun. Ben bir kwamiyim.
A: Kwa ne? O ne ?
P:Kwami işte. Yani ben senin içindeki gücünüm.
A: İçimdeki güç mü? Ha yok daha neler? Bunların hepsi hastalığın diğer etkileri olmalı. Baya saçmalıyorum.
P: Bak çocuk bu içteki güç herkeste olan bir şey fakat herkes ortaya çıkaramaz. Bak sen başardın.Beni çıkardın.
A: Ben mi çıkardım seni? Hadi ordan! Ama baya havalı bir şeymişsin sen!
P:İltifat için sağol. Bak, biz kwamiler hayata en zor anda bile tutunmaya çalışanların ortaya çıkardığı güçleriz. Hastalığının etkileri değil çünkü artık hasta değilsin. Beni ortaya çıkararak kendini iyileştirmiş oldun.
A: Na-nasıl yani? Off deliriyor olmalıyım.
P: Kostümünün ortaya çıktığı zamanı hatırla. İçinden çıktım ve seninle bütünleştim.
A: Ama kostüm varken sen yoktun.
P:Evet. Kostümünü giydiğin zamanlarda ben yanında olmayacağım. Pençeler dediğin zamanı hatırla. Pençeler dediğin zaman tekrar seninle bütünleşirim. Kostümü çıkarmak istediğin zamanda aynı şekilde. Ve tabi kostümünleyken bazı süper güçlerin var.
A: Vay, e bu iyiymiş. Ne gibi güçler?
P: Dene ve gör!
A: Plagg PENÇELER.

***

Hastalığın ortaya çıkmasından beri haftalar geçmişti. Marinette kendisinde hiçbir şey hissetmiyordu. Oysa birebir yakınlık kurmuştu hastayla. Ekip arkadaşlarının hepsi hastalanıp diğer binaya sevk edilmişlerdi. Marinette bunun nasıl mümkün olduğunu düşünüp duruyordu fakat artık eli boş beklemeyecekti. Hastanenin altında diğer binayla birleşen bir bölüm gördü. Fakat kilitliydi. Burayı açmalıyım diye düşündü ve bir şekilde açtı da. Sağlık ekipleri ise tam da düşündüğü gibi onlarla ilgilenmeyi bırakmıştı. Kapıyı açtı. "Buradan ne bekliyordum ki?!Hepsi kimyacıların işi. Aah! Üniversitede kimyamı tamamlamalıydım." Marinette bir süre düşüntükten sonra nasıl hasta olmadığını tespit etmeliyim diye düşündü. Kendi hücreleri ile hastalıklı kişilerin hücrelerini karşılaştıracaktı. Ekip arkadaşlarından yeni gitmiş olan birisini aradı.

M: Alo Max nasılsın?
Ma:Bilmiyorum Marinette. Sen nasılsın?
M: İlginç bir şekilde ben iyiyim.
Ma:Yani Marinette!? Bizim nasıl öleceğimizi mi soracaktın?
M:Hayır hayır. Özür dilerim Maxi. Demek istediğim şu hastanın ilk geldiği günü hatırla Max. Ben karşıladım.
Ma:Yani?
M:Yani bi düşün. Bizim ekipten ilk Rose hasta oldu. Fakat Rose hastayla sadece aynı odada bulundu. Hiçbir temas yokken üstelik. Bu nasıl oluyor Max?
Ma: Ben nereden bileyim? Lanet hastalığın bir oyunu işte!
M:Max bu işi çözmeliyiz.
Ma:Nasıl Marinette? Biliyorsun , bunun bir tedavisini bulsalardı şuan bu halde olmazdık.
M:Max hadi ama. Baksana bazılarında hastalık ölüm derecesine getirirken sen o durumda değilsin. Ben hiç değilim. Max, iki binayı birleştiren gizli bir yer var. Otoparkın en sonunda gizli bir kapı var. Muhtemelen buranın terk edilişindeki sebeplerden birisi de burasıydı. Çünkü bu laboratuvar darmadağın bir halde. Max çalışmalaramızı burada yapmalıyız. O gizli kapıyı bul ve yanıma gel.
Ma:Olmaz Marinette seni riske atamam.
M:Hastalansaydım şuana kadar çoktan hastalanırdım Max. Hem ya burada kendi başıma açlıktan öleceğim ya da hastalanarak. Baksana içine tükürdüğümün sistemi bizi burada bir başımıza bıraktı ve gitti. Eninde sonunda öleceğim.
Ma: ... Tamam , tamam o kapıyı bulup geleceğim. Lanet hastalıktan kurtulmak için böyle beklemek sıkmaya başlamıştı.

Bir süre sonra Max aşağıya inip tekrar Marinette'i arar.

Ma:Marinette ben otoparktayım.
M:Güzel. Nasıl hissediyorsun?
Ma:Yorgun.
M:Biraz daha dayan. Senin sağında kalan bir yerlerde havalandırma göreceksin. Orada bir anahtar var. Anahtarı al ve havalandırmanın kapağını çıkarttıktan sonra bir kapı göreceksin.

 Anahtarı al ve havalandırmanın kapağını çıkarttıktan sonra bir kapı göreceksin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ma: Vay anasını. Deliler hastanesi devasa bir laboratuvarmış meğer. Bizim hastaneninki bunun yarısı bile etmez.
M:Hadi Max daha fazla oyalanma.
Ma:Geldim patron.

Gizli KalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin