element odası

538 52 30
                                    

element odası dedikleri yer biraz geniş üstü cam bir yerdi. her duvarı az önce gördüğüm binalara göre sade ve griydi.

"cam olmasının nedeni fazla güç kullanan insanlar. bir keresinde arka arkaya 3 kez tavanı yakan öğrencilerimiz yüzünden müdür öyle değiştirdi. çok güzel durmuyor mu?"

arkamdan biri gelip konuştuğunda irkilmiştim. tepkime gülerek bakan kişi kafasını eğip selam vermişti.

"ben lee wooseung. element belirlerken seni test edecek kişiyim"

eğilerek karşılık verdiğimde bana bazı açıklamalar yapması gerektiğini söylediği an içeriye o müdür girmişti.

"siz devam edin" diyip kenarıda olan iki sandalyeden birine oturmuştu.

"şimdi ilk olarak sana bir kağıt vereceğim ve bunu hareket ettirmeye çalışacaksın"

"nasıl ya?"

"aynen böyle" diyen müdür eliyle yaptığı bir hareketle kağıdı tamamen kaldırmıştı.

gözlerimin büyümesiyle wooseung kıkırdamıştı.

"şimdi sadece hissediyorsun. tüm enerjini o kağıdı kaldırmak için kullandığını düşün" kafamı sallayıp odaklanmıştım.

başıma uyandığımda giren ağrılar tekrardan ortaya çıkmıştı. bir yerden sonra dayanamayacak gibi hissettiğimde kağıdın bir köşesi havaya kalkmıştı.

bunu görmem ile hızlıca odaklanmayı bıraktığımda nefes nefese kalmıştım.

"ilk denemesine göre gayet iyi seohoon hocam"

müdür kafa sallayarak onayladığında "bu kadar mıydı? başımda tatava yaptın o kadar müdür."

"hayır bu kadar değil. şimdi bu kağıdın yandığını düşünmen gerekiyor. az önce yaptığının aynısı gibi. bunu başaranlar genelde çok kötü duygular düşünüyor yakıcı olmasını kolaylaştırıyor galiba. ama ben su bükücü olduğum için pek anlamıyorum onları" o hala konuşurken ben çoktan kağıda odaklanmıştım. kenarından yanan kağıt gerçekten çok yavaş yanıyordu ama en azından başarmıştım.

"harikasın işte bu. şimdi bunu tamamen yanmadan su ile söndürmeye çalış"  dediğini de yaptığımda sevinmiştim.

başta ter içinde kalsam da şu an bu duruma alışmıştım ve eğlenmeye de başlamıştım.

"bundan sonra ne var?"

"bunu bir akım oluşturup havaya karışmasını sağlayabilirsin kısacası şu an hava elementini deniyoruz. elinden geldiği kadar bir şey yap."

kafamı sallayıp masadaki külleri masadan aşağıya düşmesini sallamıştım. uçuşan küller sonrasında havada süzülmüşlerdi.

ben onları izlediğimde wooseung masaya kum yığmıştı?

"şimdi de bunu tepe ya da çukurlaştırmaya çalış bu artık son aşamamız."

kafamı sallayıp bunda zorlansam da sonunda başarmıştım.

"seohoon hocam dediğiniz gibi sunghoon da sizin gib-" müdür öksürdüğü sıra wooseung elini ensesine atmış "yani her elementi bükebiliyor" ne olduğunu anlamasam bile müdür gülümseyerek onaylamış ayağa kalkmıştı.

"sunghoon şimdi kararın ne? yalan söyleme zihnini okuyabilirim." şaşırmış bir şekilde ona döndüğümde "bu bile yapılabiliyor mu?"

"psikoloji elementi için az önce telekineziyi denedin ama evet okuyabilirsin."

ben onu onayladığımda can alıcı bir soruyla karşı karşıya kalmıştım.

"kalmak ister misin yoksa bayan kim'in dediği gibi hafızanı silmeli miyim?"

academy of elements, heehoon✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin