1. - gizemli -

61 7 12
                                    

Arkadaşlar bu benim ilk kitabım. Yazım hatalarım olmuş olabilir şimdiden kusura bakmayın lütfen. Aklımda çok güzel şeyler var bakalım bizi neler bekliyor.

~

Gözümü açmaya çalıştığımda şiddetli bir baş ağrısı ile kasıldım. Elimi alnıma götürünce acıdan gözümü daha sıkı yumdum, yavaş yavaş bilincim yerine geliyordu.

Nefes almaya çalıştıkça kırılacakmış gibi olan kaburgalarım batıyordu ve aklım yeni geliyormuş gibi nerede olduğuma bakmaya başladım ve içimi bir telaş kapladı. Büyük bir odanın içindeydim beyaz ve kremrengi ağırlıklıydı ama çok hoş bir hava katmıştı.

Yatağın yanındaki komedinin üzerinde saat vardı ve saati görünce küçük çaplı bir şok geçirdim 01.42'ydi. Yorganı üzerimden kaldırınca gördüklerim ile ağzımdan acı bir inleme çıktı. Üzerimde beyaz bir tişört vardı altımda da kısa bir şort vardı.

Bacaklarımın bazı yerleri morarmış, bazı yerleri yara olmuştu ayaklarıma bakınca sarılı olduğunu gördüm. Kim sardı ki?

Nerede olduğumu bilmiyorum som yaşadıklarım yavaş yavaş aklıma geldikçe panik olmaya başlıyordum.

Benim eve gitmem lazımdı. Ölmek istemiyordum.

Ayağa  kalktığım gibi yere düşmem bir oldu. Ayaklarım çok fena ağrıyordu ve ayakta dahi duramıyordum. Başım dönüyordu.

"Kim yaptı?"

Arkamdan gelen ses ile irkildim kendime birkaç saniye verip sonunda kafamı kaldıracak cesareti gösterebildim.
Daha önce görmediğim biriydi. Aceba ailemin yeni cezası mı?

Gözlerime dikkatlice bakıp tekrar konuştu "Kim yaptı dedim sana" üzerime bir kaç adım atınca arkaya doğru süründüm.
Gözlerimi yere indirip titrek sesim ile " B-ben ben hiçbir şey yapmadım lütfen bağlama o şeyi çok acıtıyor." Dediklerimi duyar duymaz adım sesleri durdu başımı kaldırıp hafif bakınca kaskatı kesildiğini gördüm tam o sırada bana elini uzatınca başımı eğip ellerim ile kafamı tuttum.

"Y-yaklaşma lütfen yaklaşma. Sende yeni cezam olmalısın. 1 hafta mı, 2 hafta mı yoksa 1 ay mı?"

"Neyden bahsettiğini bilmiyorum ama sana zarar vermeyeceğime emin olabilirsin. Gözlerime bak hadi göreceksin sende." Sesi ılımlı ve yakından geliyordu. Onlar böyle demezlerdi bana brn neredeydim tam olarak? Ve bunlar kimdi?

Gözlerimi yavaşça kaldırıp baktığımda önümde diz çöktüğünü ve elini uzattığını gördüm. Bakışlarımı kaldırıp yüzüne bakınca şaşırdım. Benimkine benzeyen yeşil gözleri vardı. Gözleri çekikti ve ona çok yakışmıştı kıvrımlı bir burnu var ve dudakları dolgundu, köşeli bir yüz tipine sahipti ve oldukça yakışıklı görünüyordu.

Aklıma gelen ihtimal ile hızlıca  başımı iyi hana salladım ve elini tutmadan kalkmaya çalıştım ama çalıştım. Başımın dönmesi ve kaburgalarıma giren ağrı ile öksürmeye başladım ağzımda kan tadı vardı. Yüzümü buruşturdum.

Koluma dokunması ile ağzımdan acı dolu bir  inilti çıktı.
"Canım acıyor... Manolya." Diye fısıldadım.

Duymaması gereken birşey duymuş gibi elleri buz kesti.
Ona bakınca gözlerinin pür dikkat bana baktığını gördüm. Endişelendiğim için kolumu çekmeye çalıştım ve kendine gelince beni yatağa oturtup bir adım geriye çekildi gözleri birini tanımaya çalışır gibi bakıyordu. Kokusunu içime çekince yıllardır hasretini çektiğim o kişi geldi aklıma ve burnumun direği sızladı ne kadar da çok benziyordu ona.

"Ben neredeyim? Benim gitmem lazım şimdiye öğrenmişlerdir. Ne yapıcam ben, ne yapıcam şimdi. Gelip alırlar bulurlar beni, bulacaklar." Çok telaşlanmıştım.

"Sakin ol burada kimse sana ulaşamaz yada alamaz,  güvendesin merak etme. Adım çınar istediğin zaman bana seslenirsen hemen gelirim. Karşıdaki soldaki oda da banyo var, duş alabilirsin. İstersen aşağıya inelim birşeyler ye acıkmış olmalısın. 13 saattir baygınsın. Bana karşı samimi olabilirsin yada birşey anlatmak ister isen zorlamayacağım ama çok iyi sır tuttuğumu bilmeni isterim." Gülümsedi.

Sanki yıllardır tanıyormuşum gibi bir his kapladı içimi ama ihtimal dahi veremedim çünkü bu olamazdı.

Bende ona gülümsedim çekingen bir ifade ile "Şey bana yardım edebilirseniz elimi yüzümü yıkamak istiyorum."
Ona henüz güvenmiyordum ama samimi ve sıcak gelmişti ve o olmadan ayağa bile kalkamıyordum.

İçten bir sesle tabii dedikten sonra bir kolunu bacağımdan geçirip diğer kolunu sırtıma koyup beni kaldırınca çok şaşırdım hiç beklemiyordum.

Boyunun uzun olduğunu yeni fark ettim ama benim de boyum öyle kısa değildi bence 1.72 gayet ideal.

Musluğu açıp biraz eğilince elimi yüzümü yıkadım ve kuruladım. Aynadan kendime bakınca gözlerim hislendi.
Yeşil gözlerimin içi kıpkırmızı olmuş ve altı morarmıştı. Yanağımda ki çizik izi kabul bağlamış ve dudağımın kenarı patlamış ve siyah orta uzunluktaki saçlarım dağılmış.

Aynada kollarında olduğum kişiye bakınca burnumun direği tekrar sızladı, onu çok özlemiştim ama gelemezdi. Oda beni izliyordu çenesini sıkınca sinirlendiğini anladım ama tam olarak neye olduğuna anlam veremedim beni tanımıyordu sonuçta.
Hala kucağındaydım ve  aşağı iniyorduk.

Salon büyüktü hatta baya büyüktü kahverengi koltuk karşısında da dev ekran televizyon vardı kenarlarında da oyun konsolu  sanırım oyun oynamayı çok seviyolarmış.

Çınar da nereye baktığımı anlamış olmalı ki  "Arada böyle toplanır oyun falan oynarız kafa dağıtmak için." Dedi.

"Ben hiç oynamadım yani izin vermezlerdi." Beceriksizce gülümsemeye çalışınca yönünü oraya çevirdi ne yaptığına anlamış veremediğim için ona baktım ama o karşısında bakmaya devam etti. "Her şeyin bir ilki vardır hadi bakalım görelim marifetlerini." Dedikten sonra beni koltuğa oturtup mutfağa doğru ilerledi. Arkasından şaşkınca bakıyordum sadece.

Yaklaşık 15 dakika sonra tabakta üç sandviç ve iki  bardak meyve suyu ile gelmişti bunu görünce gözlerim doldu çünkü bunu annemden bile görmemiştim. Gelip yanıma oturunca tebessüm ettim. "Bu iki tane sandviç bitecek küçük hanım ona göre " gülümseyip önüme koyunca karnım guruldadığı gibi kahkaha atması bir oldu.

"Kızım bu kadar aç olduğunu bilseydim daha önce yapardım. Kendi tarifim bak, parmaklarını yiyeceks-" susmasıyla şişmiş yanaklarım ile ona döndüm gözlerini dikmiş ağzı açık bir şekilde bana bakıyordu.

İfadesi çok komik olduğu için gülecekken boğazıma kaçtı ve öksürmeye başladım öksürdükçe canım acıyordu ve gözlerim dolmuştu. Hemen sırtıma vurup sakinleştirmeye çalıştı. Evet önüme koyduğu gibi hepsini yemiştim.

Meyvesuyumdan kocaman bir yudum alıp derin nefes aldım. İkimizde göz göze gelince gülmeye başladık.
Oyunu açtı ve elime diğer konsolu verdi.

- 45 dakika sonra -

"Kızım sen ilk defa oynadığına emin misin? 4-3 yendin bildiğin." Gülerek meydan okurcasına gözlerine baktım ve saçımı geriye savurdum. Kahkaha atıp elini birden havaya kaldırınca irkilip kafamı tuttum hemen.

Sesi kesilmişti ona bakınca yüzünde pişmanlık ve endişe olduğunu gördüm ellerimi indirip tam açıklama yapacak iken sert bir şekilde çalan kapı ile ufak çaplı bir çığlık attım. Kapıya bakıp elini nazikçe koluma koydu ve gözlerime bakıp "Sen sakin ol hemen bakıp gelicem ben tamam mı" korkudan ne dediğini bile anlayamamıştım. Sadece kapıya odaklanmıştım.
Kapıyı açınca gördüğüm kişi ile şok oldum.

















~

Selammm ilk bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

Aceba Eftalya neyden kaçıyordu?

Sizce neden manolya dedi?

Çınar ile yakın arkadaş gibi oldular sanki

Sizce en son kim geldi?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Manolya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin