Bölüm 2: Uyutucu 510 ツ

9 1 0
                                    

Sonunda yola çıkabildik. Yaratıktan kaçmak zor oldu ama olsun... Dağa doğru gidiyoruz. Büyücü Profesör Pyline bu " Uyutucu 510 " denen iksiri bulunduruyor. Ve her bilgin ve büyücü gibi dağda yaşıyor. Evet 50 kilometre birazcık uzak ama bizi oraya gitmekten kimse alı koyamaz. Neyse, tam 1-2 kilometre gitmiştik James bir ipe bastı ve onu bir yere çekti. Bizde onu bırakmadık 3 kişi yine antin kuntin yere girdik. James tam ortada, elleri ve ayakları bağlı bir şekilde oturuyor. Yanında kaçmasın diye nöbette duran 2 yaratık daha... İçimden " Hay sokayım ya! 1. yaratık vardı şimdi nöbetçi olarak 2 yaratık daha var. Hiç hayrı alamet değil! Acaba başka yaratıklar var mı? "  dedim. Çünkü varsa çok kötü olurduk. Yaratıkları yenmenin bir yolunu bulmalıydık. Ama nasıl? Bunu diğerlerine sordum:

Alexdran:

-"..."

Kraevlan:

-"..."

"Niye kimseden ses çıkmıyor ulan!?" diye bağırdım. Keşke bağırmasaydım çünkü benim bağırmamın arkasından 2 yaratık bize doğru gelmeye başladı. Acilen bir şey bulmam gerekiyordu. Bir dal parçası ve taşı cebimde taşıdığım bantla birleştirip mızrak yaptım. Ve hemen yaratıklardan birine fırlattım. Tam göğsüne saplandı ama can çekişirken çok cırlak bir ses çıkarıyordu. Galiba yardım çağırıyordu. Alexdran diğer yaratığı oyalarken ben hemen James'e koştum ve ipi çözdüm. Ardından mızrağı tekrar alıp Alexdran'da olan yaratığa sapladım. Bu sefer daha kolay olmuştu ama bunun pek uzun sürmeyeceğinden şüphem yoktu... 3 kilometre gittiğimizden yine klasik olan şeyimiz, gizemli bir ses duyduk. "Yine ne oluyor ya!", dedim bir anda. Alexdran'dan

-" Bende bilmiyorum ki Ghavel..." dedi.

Bu hiç hayrı alamet değildi bu yüzden tekrardan etrafa bakınmadan dağa gitmeye devam ettik. 5 kilometre gittik 8 kilometre gittik, bir yerden siyah bir şey üstümüze atıldı. Bu sefer yürümek değil de, koşarak kaçmak aklımıza gelen ilk şeydi. Koşarak bir 7 kilometre kaçabildik. Çok yorulduğumuzdan bir banka 2-3 dakikalığına oturduk. Sonra bir yaratık gelip birimizi melez etmesin diye tekrar yürümeye başladık. Son 25 kilometre vardı. 5 kilometre daha gittik. Bu sefer aşırı yorulmuştuk bir cafede oturduk. 20 dakika dinlendikten sonra 10 kilometre gittik. Dağ ucundan gözüküyordu. Biraz dolaştıktan sonra 10 kilometre gidip dağa ulaştık. Dağı her detayına kadar süzdüm. Tehlikeli bir şey yok gibiydi. Dağa tırmanmaya başladık. 5 dakika sonra büyücü herifin yanındaydık. Büyüyü hazırladı. Alexdran herkesten önce büyüyü kaptı ve şöyle dedi:

-" Yemin ederim ki, yaratığın yerine gittiğimde 2 dakika içerisinde onları yeneceğim!.."

-" Haydi bakalım evlat acaba yenebilecek misin?" dedi büyücü.

Kaderimiz " tek " oka bağlıydı. Bu yüzden o iksiri çok dikkatli kullanmalıydık. Bu son kozumuz olabilirdi...  "Başka kader var mıydı? Bilmiyorum... Başka bir koz var mıydı? Bilmiyorum... İksir büyüsü yetecek miydi? Bilmiyorum..." kendi kendime konuşup sorular soruyor, karşılığında cevap veriyordum. Artık delirmiş olabilirdim.

{ Bölüm sonu. }

Gizemli YaratıklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin