Ne son ne de başlangıç. Yazmak zor geliyor. Az önce yazmak bir hayli zor geliyordu. Aklımdaki fikirler uçuşmakla meşgul olduklarından olacaktır ki yazacağım kalemi daha elime almadan mürekkebinin bitmiş olduğuna inandırmıştım kendimi. Fikirler, birkaç ışık yılı uzaktan gidiyordu bedenime. Öyle ya da böyle bir şekilde oturdum ve yazdım. Şuan yazıyorum. Yani tam şuan aslında sizinle beraber "şimdi"yi yaşamaya başladık. İlginç değil mi? İlginç elbet. Tanımadığım üç, beş, on veya bilmem kaç kişiyle tam da şimdiyi yaşıyoruz. Az sonra ise yeni şimdide olacağız. Eski şimdilerden kurtulup yeni şimdide yaşayacağız ancak yeni şimdiler eskilerin yerini alana kadar hangisi yeni hangisi eski bunu anlayamayacağız, tıpkı şuan olduğu gibi. Yine de bir şekilde yazıyorum işte. Yeni, eski, son veya başlangıç demeden, bir anda ortasından başlayıp yazıyorum.
Yarın, dedim, bir hayli zorlayacak bizi. Gözlerim oradan bakınca nasıl duruyordu? Yılgınlığım gözlerimden okunabiliyor muydu? Bilmiyorum. Yarın, dedim ve sustum. Onun gözlerinden okunuyordu, tüm yılgınlık, bezmişlik ve uzun sürmüş bir günün külçe külçe ağırlıkları. Yarın, dedim ve devam ettim, bir hayli zor dokunacağız yıldızlara. Ona baktım. Bana baktı. Diyorum ya işte, yarın olacaktı olması gerekenler ve ben hala buradaydım. Sustum. Geçmişin ıslıkları kulaklarımda ötmeye başladı. Ona baktım. Bana baktı. Geçmişin ıslıkları öterken yıldızları düşündüm. Yarının yıldızları beni heyecanlandırıyordu. Kalbim vücudumu beslemek için değil, yalnızca atmak için atıyordu. Yıldızları merak ediyordum. Bugünküleri değil. Yarınkileri. Onlar farklıydı. Yarın, dedim, yıldızlar hiç olmadıkları gibi olacaklar. Cevap vermedi. Yıldızlar da böyleydi. Cevap vermezlerdi. Ancak yarın, farklı olacaklardı, biliyordum.Gözlerim onunkilere değdi. Bir adım daha yaklaştım ona. Dün ne kadar da güzeldi oysa. Her geçen günün yarının yıldızları için gözlerini karartıyordu. Ellerimi yavaşça kaldırdım. Ona doğru uzandım. Önce, ellerim aynaya değdi, sonra gözlerim gözlerine. Aynaya bir adım daha yaklaştım. Yarın, dedim, bir hayli zorlayacak bizi. Cevap vermedi. Vermezdi. Yarının yıldızlarını o da bekliyordu. Söylemiyordu belki ama beklediğine adım gibi emindim. Kalbinin atışını görebiliyordum çünkü. Uzaklaştım. Yarın gelsin diye bekledim. Bekledim.
Fikirler hala havada ve ben hala şimdideyim. Yazmak güzel ancak dışarıda hava daha güzel. Yürüyeceğim. Hem kim bilir belki bugünün yıldızlarını yakalarım yarına kayarlarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayna
SpiritualHikayeler. Gerçek olduklarını söyleyemem. Birbirlerinin devamı olabilirler veya sadece öyle görünüyorlardır. Güç buldukça yazıyorum.