Biraz geç yazdım kusura bakmayın :3
2.bölümle devam ediyoruz!
Pınar'ın dilinden;
Denizle eve gittiğimiz de babam gitmişti,annemse kanepede oturmuş televizyon izliyordu.
Yanına gittim ''iyi misin anne?'' diye sordum Deniz kucağımda.
Annem evet anlamında başını salladı.Anlaşılan konuşacak takati kalmamıştı.
Denizle odamıza çıktığımızda Telefonum titredi.
Baktığımda mesaj Oktay dan gelmişti.
''Görüşmeyeli tam 2 saat oldu.'' diye.
Tam cevap yazıyordum Deniz kolumdan çekiştirdi.Bana mesajı okurken sırıttığımı söyledi. Fark etmemiştim sırıttığımı.
Neyse bende cevap yazdım
''ahaha öyle mi ?''
Sms yaptırmam çok iyi olmuş.Oktay'a yarayacak en çok.
Çok geçmeden mesaj geldi.
''Evet öyle.Şey istersen Deniz'i de al .Karşılaştığımız deniz kenarına gel.arabamla alırım sizi.Size ilginç bir süprizim var. ;)''
Telefona baktım. Fazla ani olmamışmıydı?
Denize fikrini sordum . O da dünden razıydı Oktayla buluşmaya.
''Deniz de bende bu fikri çok beğendik! :) '' dedim.
Annem bize pek karışmaz.Eve gelme konusunda en çok bana güvenir.Tabii babamdan daha güvenilirim.
Yine mesaj ''Olley! Aslanım Deniz! 6 buçuk gibi deniz kenarında olun.!''
''Tamam'' dedikten sonra hazırlanmaya başladık.
Oktay'ın Dilinden;
Eve son hızla gittim. Mesaj attım sevine sevine.
Aynı sevinçle bana da mutluluk dolu bir mesaj geldi.
Denizi de Pınarı da çok sevdim.İkiside birbirinden sevimli ve en azından beni olduğum gibi kabul edecek kişilerdi.
Birisi on katım küçük olan Deniz,birisi de sadece 4 5 yaş büyük olduğum genç bir kız.
Olsun! Yaşıtlarımla arkadaş oldum da ne oldu? Ya aldatıldım ya tekme yedim.Ama bu sefer aynı şey olmayacak.
Saat 6 olmadan bir şeyler atıştırsam iyi olacak...
Olamaz..Dolap yine boş...E tabii evde ki hizmetçiler annem babam olmadımı çok salıveriyorlar kendilerini.
Neyse artık beklerken yemek yerim. Ayağı kalktım sabah ki gibi üstümü değiştirmeden yola çıkacağım.
Deniz ve Pınar hayatıma gireli tam 2 saat olmuş olsa da onlardan çok memnunum. Niyeyse Pınarı görünce bir heyecan başlıyor... Tenim titriyor... Gözlerimse hep ona bakmak istiyor.Kanatsız bir melek...Tam fotoğraflık!
Pınar'ın dilinden;
Kot pantolonumu ayağıma geçirirken Deniz bana Pudra rengi nazik mini elbisemi getirdi...
''bunu giysen ya abla? Oktay abi küçük dilini yutar!'' dedi ve gülmeye başladı.
Ben hemen elinde ki elbisemi çekip aldım ''Seni gidi bacaksız!!!!'' dedim ve bağırmaya başladım ''Gel buraya bacaksız! ablanla nasıl konuşuyorsun sen öyle!'' diyor bir yandan da kovalıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onun Arabası Var
Short StoryOktay,20 yaşında havalı,hız tutkunu,kız meraklısı bir gençtir. Zengin bir iş adamının oğludur. Oktay'ın tek isteği babası kadar zengin olabilmektir. Fakat,hayatın ona hazırladığı bir süpriz vardır. Oktay,hayatı boyunca tatmadığı duyguları , hayatı b...