Tanıtım

192 13 0
                                    

Yemin ederim can sıkıntısından yazıyorum

Üniversite hayatım boyunca sevdiğim tek şey arkadaş ortamıydı. Hoş, pek arkadaşım yoktu ama... Tek arkadaşım olan Tiffany'le sıkı bir dostluğumuz vardı. Bu bana yetiyordu ama yine de bir ortama girecek olmak beni mutlu ediyordu.

Tiffany haftalar sonra beni yeni sevgilisi ile tanıştıracaktı. Sevgilisi ve um.. Onun havalı arkadaşları.

Tiffany şekilli kısa saçları ve düzgün fiziğiyle dikkat çekse de yüzü, benim yüzümle yarışamazdı. Ki kişiliği de buna el vermiyordu. O, sahip olabileceğiniz en iyi arkadaştı.

Ben ise ilginç bir görünüme sahiptim. Bakışlarım korkutucuydu, derindi. Yüzüm oyuncak bebek gibiydi. Fiziğim ise normal bir insan fiziği gibiydi. Sadece biraz minyon tipliydim. Sırf yüzüm için benimle yatmak isteyen insanlar oldu, evet. Pek de sütten çıkma ak kaşık değildim. Hepsini reddettim sayılmaz.

Ne? Hadi ama, cici kız havaları da ne'si?

"İyi akşamlar," diyerek kitaplarını toplayan öğretmenin sesiyle kendime geldim. İnsanlar sıralarından kalkıp koca sınıfı boşaltırlarken ben de uyuşuk bir şekilde not defterimi ve kalemimi elime alıp ayaklanmıştım.

Daha sonra Tiffany ile buluşacağım aklıma gelince adımlarımı hızlandırıp koridora çıktım. Kalabalık koridorda ilerlerken açık kırmızı saçlarıyla beni bekleyen arkadaşımı gördüm ve gülümsedim.

"Selam, gidiyor muyuz?" derken hiç durmadan yürümeye devam etmiştim, Tiffany kolumdan çekiştiriyordu.

"Elbette! Ashton geldi bile, bizi bekliyor."

Ah evet, sevgilisinin ismi Ashton'dı. Ve onlar barda çalıyorlardı. Klişe, şarkıcı sevgili işte. Biz de onları dinlemeye bara gidecektik. Bu yüzden dersleri uzatmıştık.

Okul binasından çıkıp yeşil bahçede ilerlerken okulun önünde bekleyen beyaz, son model, spor bir araba gördüm.

"Tanrım.. Arabaya bak Tiffany. Kıçını sağlama almışsın resmen, sürtük."

Tiffany kahkaha atıp hafifçe koluma yumruk attı. "Bunu bana otel odasının parasını ödememek için oral yapan kız mı söylüyor?"

Bu defa ikimiz de kahkaha atarak arabanın önüne gelmiştik. Tabii ki Tiffany ön koltuğa geçerken ben arka koltuklara oturmuştum. Direksiyon başındaki bukleli çocuk gülümseyerek Tiffany'ye döndü ve beni bile unutup öpüşmeye başladılar.

"Öhm, bence barda kiralık odalar vardır. Oraya kadar sabredemez misiniz?" diye mırıldandım çifte bakarak. İkisi de gülüşüp birbirinden ayrılırken ne kadar sevimsiz (!) olduklarını fark etmiştim.

Sonunda yola çıkıp bara doğru gitmeye başladık. Bar şehir içindeydi bu yüzden gece eve dönmek bana pahalıya mal olacaktı. Neyse ki cüzdanımda bir miktar para vardı yoksa taksi şoförüyle yatmak falan istemiyordum.

Ashton arabayı durdurduktan sonra hava hafiften kararmıştı. Tiffany ve Ashton tekrar öpüşmeye başlamadan önce arabadan inip kapıyı örttüm.

Bu buluşma planlı olarak ayarlansa da okula giderken her zamanki halimle giyinmiştim. Sadece makyajı biraz ağır yapmıştım o kadar.

Ashton ve Tiffany de arabadan inince hep beraber bara girdik, sorgusuz. Görevliler Ashton olduğu için almışlardı bizi içeriye. Bunu anlamamak için sivrizeka olmaya gerek yoktu.

Mekanın içi kırmızı, siyah ve iğrenç tonda bir yeşille kaplıydı. Renkler içimi boğmuştu fakat ortam güzeldi.

Sahnede insan yoktu fakat bateri takımı ve mikrofon, tabure tarzı eşyalar hazırda bekliyordu. Bir kaç ergen fondip-soru oynuyordu. Çoğu kişi ise masalarında içip, gülüşüp eğleniyorlardı. Ben ortama bakarken Ashton bizi bir masaya doğru yönlendirip oraya yerleşmemizi sağladı. Tam sahneyi gören bir yerdi bu yüzden etraftaki bir kaç göz merakla bize dönmüştü.

Biraz sonra garsona içki siparişleri vermiştik ve sahneye Ashton da dahil dört kişi çıkmıştı. Bir anda bardaki uğultu yükselip ıslıklara ve anlamadığım bir kaç sözcüğe dönmüştü. Çığlık atan insanlara bakıp tam Tiffany'ye dönmüştüm ki onun da çığlık atıp alkışladığını görünce gözlerimi devirdim.

Ashton bateri takınının başına oturmuştu. Renkli saçlı bir çocuk sol taraftaki taburesine oturup kucağındaki gitarla selam verdi. Ortada, ayakta bekleyen sarışın bir çocuk vardı ve aynı gitar, onda da bulunuyordu. En sağdaki esmer olansa, diğerlerinin aksine düz bir ifadeyle omzuna astığı basgitarıyla mücadele ediyordu.

"Seni şanslı fahişe," diye mırıldandım Tiffany'ye doğru. Ne demek istediğimi anlamış gibi güldü ve omzuyla omzumu dürttü.

"Hepsi bekar ve sen de öyle. Seç beğen al güzelim."

Güldüm ve tekrar sahneye döndüm. Sarışın çocuk mikrofonda insanları selamlayıp çalacakları şarkının ismini söyledi ve iyi eğlenceler dileyip ellerini gitarına yerleştirdi.

Ashton'ın bagetlerini davula vurmasıyla başlayan ritim müziğe dönüştü ve su gibi akıp güzel bir şarkıua döndü. Şarışın çocuk söylüyor, kırmızı kafalı ve esmer olansa eşlik ediyordu.

"Esmeri kaptın." dedi Tiffany, kıkırdayarak.

"Ne?"

"Nefessizce seni izliyor tatlım, gece kesin berabersiniz." diye kıkırdamaya devam etti Tiffany. Kafamı tekrar sahneye, esmer çocuğa doğru çevirdiğimde gitarını çalmayı bile kesmiş bir şekilde kımıldamadan bana bakıyordu. Şok olmuş ifadesiyle olduğum yerde toparlanıp endişeyle Tiffany'e baktım.

Grubun diğer üyeleri esmerin bu halini henüz farketmemişlerdi fakat solo kısmı ona gelince herkes kafasını esmere çevirdi.

Hala bana bakıyordu.

Bateri ve gitar sesleri, insan uğultusu sustu. Sarışın olan esmer çocuğa dönüp neler olduğunu, sıra onda olduğunu ve devam etmesi gerektiğini söyledi fakat o hala dehşet yüklü bir ifadeyle bana bakıyordu.

Nihayet derin bir nefes alarak gözlerini kırpıştırdı. Titreyen elini uzatıp işaret parmağıyla beni göstererek grup arkadaşlarına çevirdi kafasını.

Mikrofondan dolayı titreyen sesi bütün barda yankılandı. "Dostum, onu buldum. Lady'mi buldum."

---

Garip ve duygu yüklü kurgusu olan yeni hikayemle buradayım hsjsjs beğenirsiniz inş

Dream Girl // HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin