Gün batımı

324 29 56
                                    

Bölüm şarkısı: Ichiko Aoba- Asleep Among Endlives

Gün batımı

İki ruh, iki gölge, iki ışık, iki dost, iki beyin, iki kalp, iki beden. 

Serin akşam havası iki oğlanın yüzünü okşuyor, her ikisinin aklı da karmakarışık bir şekilde öylece duruyordu. Minho için birilerine güvenmek ve alışmak zordu, onun tek istisnası Jisung olmuştu. Bunun en büyük sebeplerinden biri Jisung'un ona çocukken arkadaşlık etmiş olması, onunla hatırı sayılır bir vakit geçirmiş olması ve Jisung'un her zaman kendisine güvenmiş olmasıydı. Minho'nun zihni eskisinden de karmaşıktı, her tarafta koşuşturan hisler, geçmişe dair anılar, Jisung'a söylemek istediği tonlarca cümle. Fakat Minho her zamanki gibi durdu ve ortamı yumuşatmak istedi, aklı en karmaşık olanın o olmasına rağmen her zaman şakalar yapmayı tercih ediyordu, Jisung'un gerildiğini ve ne yapması gerektiğini anlamadığını fark ettiğinde hep onunla uğraşırdı. Bu hareket Jisung'u rahatlatırdı ve bir o kadar da kendisine kızmasına neden olurdu çünkü rahatlaması gereken asıl kişinin Minho olduğunu bilirdi. Minho tekrar alakasız bir cümle kurmak için ağzını açacaktı ki, Jisung onu böldü, "Lütfen, bir kez olsun kendini düşün, Minho. Hayatın boyunca başka insanları düşünerek yaşamanı istemiyorum." Minho'nun yüzüne sıcak bir gülümseme yayıldı, "Bunu bana sen mi söylüyorsun?" derin bir nefes aldı, uzandığı yerden doğruldu ve boşluğa seslendi, "Han Jisung aptalın teki!" Jisung yattığı yerden doğruldu ve dinlemeye başladı, "Aptalın teki! Çünkü başkasına hatasını söylemesi gerekse karşısındaki kişinin kırılacağını düşünüp özür dileyebilir! Aptalın teki çünkü onun için yaptığım ufak iyilikleri bile yapmamı istemiyor! Ne kadar üzgün olduğumu veya ondan bu şekilde özür dilemek istediğimi fark etmiyor!" Minho duraksadı ve sesini alçalttı, yavaşça Jisung'a doğru döndü,

"Sana değer verdiğimi fark etmek zorundasın, miniğim." Jisung gülümsedi, saatlerce Minho ile konuşmak istiyordu, oysa saatlerce ona bakmak, göz göze gelmek ve onun nefes alıp verişini dinlemenin bile ona iyi gelebileceğini henüz fark etmemişti. "Hep gelmeni bekledim." Jisung duraksadı ve gözlerini kapattı, serin çimenlerde oturmak ve temiz havayı solumak kalbi sakinleştiriyordu. Gözlerini açtı ve Minho'ya bakış attı fakat onu kendisine bakarken buldu, kafasını tekrar manzaraya çevirdi,

 "Güneş batıyor," dedi Minho. "Seninle görüşemeyeceğimizi öğrendikten sonra da böyle hissetmiştim. Sanki uzun süredir orada duran ve parlayan, içimi ısıtan güneş bir anda gün batımı manzarasına dönüşmüştü, geride hoş bir manzara yani hoş anılar bırakmış, ben ise öylece bakakalmıştım." 

Jisung, Minho'yu ne kadar özlediğini tekrar ve tekrar fark edebiliyordu, en zor zamanlarının destekçisini bir anda tekrar yanında görmek ve duymak onun için eşsizdi. Jisung gülümsedi, bütün bunları anlatırken Minho'nun kendi üzerinde hissettiği baskıyı anlıyordu, onu zorlamak istemiyordu fakat bir şeyler öğrendikçe daha fazlasını merak ediyordu, sürekli olarak onu dinlemiş olmak haksızlık gibi hissettiriyor, değerli çocukluk arkadaşının kendisini biraz olsun bilmesini ve yalnız hissetmemesini istiyordu. "Hep senin yanında kalabilmeyi dilerdim," Jisung devam etti, konuşmasına böyle başlamayı pek planlamamıştı oysa ki. "Çocukken böyle düşünmüştüm. Korkunç bir ev ortamında büyüdüm. Hiç bunu bilmedin çünkü her odamı ve evimi terk ettiğimde sorunları da arkamda bırakırmış gibi düşünür ve suratıma kocaman bir gülümseme takınırdım, böylece her şeyin geçtiğini zannederek kendimi avuturdum, sonra kendimi senin yanında güvende hissederdim." Jisung kendini zorlayarak konuşuyordu fakat günün birinde yaşadığı problemleri anlatması gerekeceğini zaten biliyordu ve kabullenmek istemediği bu acı onu hem iyileştiriyor, hem de bir o kadar yaralıyordu.

"Tanrıya -tabii eğer kendisi var ise- oldukça kızgınım, bilir misiniz? Bencilce bütün olumsuzlukları, bunların neler getireceğini bilerek yaratır, sonrasında ise kaçmak isteyenleri cezalandırır, bu durumda, kahraman artık kahraman mıdır? Peki bütün olumsuzluklardan kaçamayan o kişi? O eski ruh mudur, eskisi gibi midir onun için her şey? Birisini kaçış istediğinde cezalandırmak, ona en büyük ıstırabı çektirmek olmaz mıydı, söyler misiniz bayım? Ben gerçekten bilmek isterim, ben mi yanlış yaptım, yoksa bende olan bir şeyler mi yanlıştı? Böyle bir kader ve geçmiş için, kendi ellerimle bilmediğim günahlar mı işledim, yoksa Tanrı bu kadar mı sevmezdi beni?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 26, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Çan Çiçeği | Minsung | AngstHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin