Bucak Kumar Yaylası'na oduna giden bir adam geri dönmek üzere yola koyulmuş. Yolda giderken bir anda önünde bir kara keçi belirmiş. Adam sürüsünü kaybettiğini düşündüğü kara keçinin sırtını sıvazlayarak etli mi değil mi diye kontrol
etmek istemiş. Tam bu sırada keçi kafasını geri çevirerek dile gelmiş: "Etlidir, etli" demiş. Bu sesi duyan adam bir anda oracıkta bayılmış. Daha sonra oradan geçenler tarafından bulunmuş ancak adam akli dengesini kaybetmiş.
O günden sonra olayın yaşandığı bu yerden geceleri geçilmemesine dikkat edilir. Böyle bir mecburiyet varsa da etrafa bakılmadan hızlı hareketlerle oradan bir an evvel uzaklaşılmaktadır.
2.
Yırtık Elbise
Bucak Susuz Köyü'nde Koca Mehmet (Poçulu) adında şimdi rahmetli olmuş, bir adam varmış. Bir gece vakti değirmenden gelirken, Deliktaş denilen yerde bazı sesler duymuş. Sesin geldiği yöne doğru eşeğinden inip bakmış ve burada insana benzeyen varlıkların düğün ettiklerini görmüş. Eşeğindeki yükü oracığa yıkıp yanlarına gitmiş. Sabah ezanı okunana kadar onlarla beraber eğlenmiş. Eğlendikleri sırada bu varlıkların birinin üstündeki elbise adamın dikkatini çekmiş. Karısının elbisesinin aynısıymış. Adam cebindeki bıçağıyla elbisenin bir parçasını kesmiş ve cebine koymuş. Sabah ezanı okunmaya başlar başlamaz, bu garip varlıklar bir anda kaybolmuşlar. Bunun üzerine adam eşeğini tekrar yükleyip evine gelmiş. Sabah karısına elbisesinin nerede olduğunu sormuş. Sandıkta olduğunu öğrendikten sonra getirmesini söylemiş. Kadın sandıktan elbiseyi getirdikten sonra kocasına vermiş. Adam elbisenin kestiği yerden yırtık olduğunu görünce gözlerine inanamamış. Cebinden yırtık olan parçayı çıkardığında ise karısının şaşkınlığı daha da fazlaymış.
Poçulu Mehmet Amca karısına bundan sonra sandığa elbiselerini besmeleyle koymasını tembih etmiş. Besmelesiz eşya şeytanın oyuncağıymış.