-Anne palyaçolar niye beyaz?
-İnsanları güldürebilmeleri için tatlım.
Her zaman.. Her zaman bunu
Sorguladım.. Gerçeği bilmiyorlar.. Onlar insan kanlarını saklamak için yüz boyası kullanıyorlar..Yastık savaşı oyunumuz yarım kaldı. Çünkü Deniz bana öyle sert vurdu ki, neye uğradığımı şaşırdım. Ayrıca bunu geçtim, bana vurduğunda televizyon ünitesine çarptım. Böyle bir çarpış şekli yok. Nasıl çarptıysam televizyon düştü. Fakat benim üstüme düştü. Riley hemen yanıma koştu. Babasına haber verdi. Deniz ise pişman olmuş gibi kenarda kolunu tutmuş duruyordu. O sırada sesim soluğum çıkmadı. Hastaneye gitmek yerine doktor çağırdık çünkü dışarıda yağmur yağıyordu. Kafam kanıyordu. Doktor kafamla ilgelinirken Riley Deniz'e bağırıyordu, ben ise sadece onları izlemekle yetindim. Riley'in babası gelip onları ayırdı. Bana iyi olup olmadığımı sordu. Ona iyi olduğumu söyledim. Riley Deniz'e küsmüş gibi kaşlarını çatıp oturuyordu. Yanlarına gittim.
"Deniz bana niye sert vurdun?" dedim tuhaf konuşmamla. Hiçbirşey demedi. Tek söylediği isteksiz bir özürdü. Kafama takmadım. Riley'in yanına oturdum. Tam oturduğum sırada
"hadi korku hikayesi anlatalım!"
Dedi Deniz. Riley biraz yumuşamış gibi gözükerek.
"iyi" dedi. Herkes yere oturdu. Işıkları söndürdük ve el fenerlerini aldık. Riley başladı.
"çok eski zamanlarda küçük bir kasaba vardı. Kasabada ise bir palyaço. Bu palyaço herkesi güldürürmüş. Fakat bazı kişiler onunla dalga geçermiş. Bir rivayete göre o palyaço ile dalga geçen insanlar, şimdi onun bir parçasıymış. orada bırakılan çocuklara bir seçenek sunarmış;
İNTİKAM... İntikam almak istermisin?
Ona yakın davrananlara ise onun gibi bir palyaço ya da sirkte çalışan herhangi bir rolü üstlenmek istermisin? Diye sorarmış. İntikam almak isteyenler intikamın tutkusuna kaptırırmış kendini. Başka bir rivayete görede onunçağırmak için birçok mum, ve ayna lazımmış. Aynalar onu çağıran kişi yada kişilerin etrafını saracak şekilde dizilmelidir. Yoksa onu çağıramazsınız.. " dedi ve birden şimşek çarptı. Aynı filmlerdeki gibi..
"onlar sahte" dedim. Ve Deniz de bu lafımın üstüne
"sen öyle san" dedi. Riley bana bakarak gülümsedi ve Deniz'in kolunu dürttü. Alaycı ve endişeli bir şekilde gülerek
"ha ha ha! Ne kadar komikti değilmi Kayden! Ve bence uyumalıyız!" dedi. Bir şeyler döndüğünü anladım. Ama sadece "tamam" demekle yetindim. Herkes yatmaya hazırdı. Herkes uyudu. Fakat gecenin köründe bir takım sesler duyduğum için gözümü araladım ve gördüğüm şey karşısında çığlık attım.. Bu yaratık palyaço ya benziyordu fakat göz delikleri ve ağzı simsiyahtı kafasını yan yatırmış, ağzını açmış bana bakıyordu. Sıçradığım anda İlk önce Deniz'in sonra Riley'in yanına ışınlandı ve kayıplara karıştı....