final

185 26 12
                                    


_____

1 sene sonra

"Ve doktor, elleri... Onlar kadar güzeline hiç rastlamadım. Tıpkı gülüşü gibi, elleri de eşsizdi Jaemin'in."

Dong Sicheng göz yaşlarını tutmakta gerçekten çok zorlanıyordu.

"Bugün tam 365 gün oldu Doktor. Artık kuşlar geçmiyor bu şehirden, sürekli yağmur yağıyor. Sanki, sanki gökyüzü bile onun yasını tutuyor.

Ben güzelliğini kaybetmiş bu dünya da Na Jaemin'e şahit oldum.

O yüzdendir bu kırgınlığım dünyaya, ondan daha güzel bir şeyin var olduğuna inanmıyorum.

Şimdi anlıyor musun beni Doktor?

Onu görmek istiyorum, o ilaçlar onu görmemi engelliyor işte bu yüzden içmiyorum."

Sicheng gözünden bir damlanın kaçtığına şahit oldu. Mesleğine duyguları karıştırmaması gerekiyordu ancak kendini tutması imkansız olmuştu.

"Eminim ki şu an cennetten seni izliyordur Jeno"

Jeno kafasını iki yana salladı.

"Hayır Doktor, Jaemin bir cinayet işledi. Cehennem de yalnız başına beni bekliyor."

Sicheng bu cümle karşısında çok şaşırmıştı.

"Neden yalnız Jeno? Cehennem de neden başka hiç kimse yok?"

Jeno parmağını pencereden gözüken insanlara tuttu. Onları işaret ediyordu.

"Çünkü Doktor, cehennem boş, bütün şeytanlar burada."

[William Shakespeare]

Sicheng üzerindeki önlüğü çıkarıp bu adama giydirmemek için kendini zor tutuyordu.

O kadar zeki ve mantıklıydı ki hayran olmamak elde değildi.

"O yürüyemezdi ancak, uçmayı çok iyi bilirdi. Gökyüzünde bir gökkuşağı olup annesinin üzerine parlayacak."

Dong Sicheng, Jeno ile konuşurken kendini kitap okur gibi hissediyordu ve Na Jaemin kitabın en sevdiği karakteriydi.
Onunla ilgili her kelimenin altını işaretlemek istercesine bağlanmıştı Nana'ya. Jeno, Jaemin'den en çok bu şekilde bahsetmeyi severdi.

"Balıkçı, kendini asan balığı kurtarmak için balığın suyunda boğularak öldü."

Jeno kocaman bir gülümsemeyle pencereye bakıyordu.

"Ne oldu Jeno?"

"O burada Doktor, artık yalnız olmak istemediğini ve beni almaya geldiğini söylüyor."

"Kim burada Jeno?"

Jeno onu dinliyor gibi görünmüyordu. Kendi kendine pencereye bakarak konuşmaya başladı. Arada bir gülüyor sonra bir anda ağlıyordu.

"Neden ağlıyorsun Jeno?"

"O gitti Doktor, ona verdiğim sözü tutmamı istiyor. Ama arkadaşları burada, onlar beni yalnız bırakmayacaklarını söyledi. Beni Nana'ya götürmek için gelmişler."

Genç adam ağlamaya başladı. Hıçkırıkları çok şiddetliydi.

Sicheng, Jeno'yu sakinleştirmek için ilaçlarını verdi.

Jeno bu sefer itiraz etmedi, hırçınlaşmadı, hatta hemşirelere bile gerek kalmadı.

Sadece kendi kendine mırıldanıyordu.

"Ruhuna dokunan insanı bul Doktor; Seni konuşmadan hisseden ve gözleri gülen, seni gerçekten seven insanı bul."

Sicheng, bu güzel dileği sonra düşünmek üzere rafa kaldırdı. Şu an Jeno'yu sakinleştirmeliydi.

"Jeno, beni duyuyor musun?"

Sicheng kahkahalar atan adamı sakinleştirmeye çalışıyordu.

Ve Jeno son bir kez daha konuştu.

"Sanırım uyuyorsun Jaemin.

Bir keresinde bana 'Hayalleri olanlar değil, hayalleri ölenler uyuyamaz.' demiştin...

Sessiz olun lütfen
O şimdi uyuyor
Bense ölüyorum..."

____

____

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

end.

Bu kurgumun rosekook versiyonu başka bir hesapta yayınlamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bu kurgumun rosekook versiyonu başka bir hesapta yayınlamıştım. Nomin'e çok yakışır diye düşünüp uyarladım <3

Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim hepinize, tek tek o güzel kalplerinizden öpüyorum ♡

Umarım hoşunuza gitmiştir, ben çok severek yazdım sizde de aynı duyguları uyandırabildiysem ne mutlu bana, başka hikayeler de görüşmek üzere umarım.

-Elioly

Na Jaemin'in trajik intiharı | nomin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin