sadece canım sıkıldığında seni sevişmek için çağırdığım sıradan birisin
ve sen bana hesap mı soruyorsun
minho özür dilerim
daha dikkatli olurum bundan sonra
jisung güzel görüldü
DM
ehe ohayo
minho *ss*
*ss*
beni sevmiyor değil mi
seungmin siz fb değil misiniz aq
jisung sadece sevişiyor senle başka bir şey yok aranızda
böyle bir tepki doğal olmuş
jeongin seungmine katılmak istemezdim ama
hyung..
chan mantıken jisung sana karşı duygu beslemiyor aksine kin besliyor
jeongin şimdi söylemek gerekirse
jisungu gözlemlediğim kadarıyla duygularını bastıran birisi
insanlara bağlanmadan sadece tek seferlik kullanıyor onları
sigara içtiğini senin sayende duydum zaten
günahkar?
günahkar kelimesi tam ona yakışıyor
seungmin abart
az abart
minho bilmiyorum
festivale gelir umarım
chan hadi uyuyun
saat dört olmuş siz uyumuyorsunuz hala
•••
terleyen ellerimi siyah saten gömleğinde gezdirdim. temiz kıyafetlerimin kirlenmesi umrumda bile olmayıp bedenimde olan bütün gerginliğini atmaya çalışıyor, boynumda takılı kalmış aynadan bakarak zümrüt kolyemi süzmüştüm.
"umuyorum ki güzel görünüyorumdur.." diyerek kahve renginde ve araya hafif beyaz karışmış olan saçlarımı parmaklarımın arasından geçirmiştim.
telefonunun titreşimiyle bütün ilgi odağım oraya kaymış, ekranda yansıyan tanıdık resme baktım bir süre. jisung'un her yüzünü gördüğümde kendimi yüzsüz gibi hissetmeme sebep oluyordu. jisung en ufak hareketinde benim sarsılmaz ve dominant karakterimi değiştiriyor, en başından şekillendiriyordu fark ettirmeden.
başımı iki yana sallayıp kendi gerçekliğimden ayrıldım, derin bir nefes aldıktan sonra elimi mendille temizleyerek musluğun içine atmıştım. aramayı kısa bir sürede cevapladığımda kaşları çatık bir şekilde ekrana bakan jisung'u görmüştüm. "neden açmadın telefonu?" gözlüklüğünü cam masaya koyduktan sonra ellerini kenetlemiş bana bakmaya devam ediyordu. "sanada merhaba." dedim az önce söylediği sözü umursamayıp.
"aradığımda beni bir saniye bile bekletmeyeceksin."
sözüyle birlikte alt dudağımı ısırmış ve göz ucuyla yüz ifadesine dikkatlice bakıyordum, "festivalde seni bekliyor olacağım." demesinden hemen sonra görüntülü aramayı kapatmıştı.
•••
"hoş geldin minho." bakışları beni boydan aşağı süzdüğünde ister istemez geri çekilmiştim. "benden korkuyor musun?" sandalyesinden kalkıp üstüme doğru yürümeye başlamıştı, sırtım duvara çarptığında kendimi klişe bir dramada hissetmeme engel olamadım.
elini, elime değdirip parmaklarımızı birbirine kenetlemişti.
"senden korkmam için bir sebep ver." dedim kendimi ezdirmeyerek. "doğru, hiçbir sebebin yok." yüzünü yüzüme daha da yakınlaştırmıştı. "o zaman benimle dans etmeye ne dersin?"
elimi omuzuna koyarak kollarını belime sarıvermişti. kendimi ona bastırmamla kahkahasını işitmeme sebep oldum.
gece boyunca eğlendik, dudaklarını öptüm, zevklerimizi unutana kadar eğlendik. her şeyimizi unutana kadar,
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
mınho un kolyesını sıze atayım mı
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
