dizisine odaklanmış mısırını ağzına atacakken arama çağrısıyla gözlerini devirmişti minho. derin bir nefes verip telefonu eline aldıktan sonra jisung'un sesini duyması ona iyi gelmişti. "hazırlan." dedi kısa ve net bir şekilde.
"nereye gidiyoruz ki?" mısır kovasını koltuğa bırakarak doğrulmuştu. kaşlarını çatmış naif sesi karşı tarafa ulaştığında kaşları düzelmişti.
"bana zaman geçirelim demedin mi? hazırlan yemeğe çıkıyoruz."
"müsait değilim şu an, başka zamana jisung." diyerek odasına çekilmişti. bir süre sessizlik oluştuğunda minho jisung'un kapattığını düşünüp aramaya baktı. "bakma öyle telefona tuhaf tuhaf, cama baksan beni görürsün." dedi umursamaz tavırla. şaşkın gözlerle mavi saçlı hâline bakarken yutkunmadan edememişti. "bekle beni jisung!" demesinin ardından direkt olarak aramayı kapatmıştı.
jisung, telefonu cebine koyarak kalçasını arabaya yaslamış kol saatiyle saatin kaç olduğuna bakıyordu.
minho telaşla kıyafetlerini hızla çıkartıp üstüne bol siyah saten gömlek geçirerek altına deri pantolon giymişti.
dudağına gloss'unu sürdüğünde birkaç kez birbirine bastırmıştı dudaklarını.
siyah zincirli omuz çantasını aldıktan sonra direkt evden çıkıvermişti, yutkundu genç olan.
"daha ne kadar bekleyecektim?" diye sordu jisung. boğuk sesi minho'un kulaklarına ulaştığında, tüylerinin ürperdiğini hissetmişti. "gidebiliriz." diye mırıldandı.
jisung, minho'un kapısını açmaya zahmet bile göstermeden arabaya binmişti sadece. kaşlarını çatmıştı buna, "yaptığın kabalıktı." dedi arabaya binerek.
"kabalık?"
"karşı tarafın kapısını açmak saygı göstergesidir jisung." kıkırdayıp, arabayı çalıştırdığında gaza basmıştı direkt olarak.
jisung, elini yavaşça minho'un uyluğunda gezdirirken derin bir nefes alıvermişti minho. "rahat olabilirsin,"
"benim yanımda olduğun sürece rahat olabilirsin minho."
minho ona cevap verme gereği duymadan kafasını cama yaslamıştı. biraz daha böyle olursa gidecekleri yere varamadan arabanın içinde sevişmeye başlayacak gibiydiler. yarım saatlik bir araba yolculuğundan sonra lüks bir mekana gelmiştiler.
jisung, arabadan çıktığında minho'un kapısını açmıştı. minho gülümsememek için yanağının içini ısırırken arabadan dışarı çıktı. "tut elimi."
"çocuk muyum ben?"
"bana göre çocuksun minho." diyerek elini minho'un eliyle birleştirdi.
birlikte simsiyah, sade bir mekanın içerisine ilerlemeye başladılar. minho etrafa göz gezdiriyor ve dudaklarını yalıyordu.
tuhaf ama hoş bir kokusu vardı ortamın. dışarının aksine içi bembeyazdı, temiz ve özenli gözüküyordu. çalışanların hepsi erkek ve takım elbise giymiştiler.
jisung'un kolu beline dolandığında irkildi. "gösteriş meraklısı olduğunu bilmiyordum."dedi kulağına fısıldayarak. jisung adımlarını nereye yönlendirirse o da oraya yönlendiriyordu. "babamın mekanı."
şık giyimli zengin olduklarını yüzlerinden bile belli edenler vardı, seksi kıyafetler içinde dans eden kadınlar. "babam buraya gelmemi pek hoş karşılamaz. bu yüzden kendimizi belli etmemeliyiz minmin." adını şekilden şekile sokmasını mı yoksa gülümsemesine mi şaşırmalıydı emin olamamıştı.
"burda senle nasıl zaman geçirebilirim ki?" dedi mırıltıyla. jisung duymuştu lakin duymamış gibi yapıyordu. bu cümle jisung'un kafasını karıştırmaya yeterdi bile.
minho sandalyesine oturup jisung'u pür dikkatle seyretmişti. "ilk girdiğimizde bizi karşılayan ferah yer daha güzeldi."
"öyle mi?"
"öyle." diyerek garsona bakmıştı. "ıstakoz." dedi menüye bakma gereği duymadan. "siz efendim?"
"ah, ben-" gözlerini jisung'da gezdirdi. "bir menü alabilir miyim?"
"kobe bifteği alacak. sağlıklı beslenmesi lazım şu sıralar." demesinden hemen sonra göz kırpmıştı minho'a karşı.
"tuhaf davranıyorsun."
"ne gibi?"
"sevgilimmiş gibi davranıyorsun jisung." hahladı jisung, parmaklarını kıtlatıp gülümsedi tekrardan. "bugün neler yaptın?" dediğini duymamış gibi umursamaz tavrıyla kaşlarını çatmıştı minho.
"kedilerimle ilgilendim. animasyon izledim disney'den."
onaylarmışçasına başını salladığında minho'un çenesini okşamıştı. mayıştırdığını belli eden hareketler yapmış ve küçük bir inilti kaçırmıştı ağzından. "tatlı bir kedisin minmin."
•••
bunu yazarken cok zorlqndım
jısung zuppenın tekıymıs he??
ozur dılerım.
mınho nun cantası💗💗
mınho nun taktıgı canta kac tl sızce
1 MILYON bakarken gordum sok yasadım aq
ŞİMDİ OKUDUĞUN
₩1,000,000
Fanfictionjisung birisine nefret bile duymam için duygu beslemem gerekir sen onu da hak etmiyorsun