Bir Hece, Bin Gece

yıldızlar

ve yıldızların şarkıları...
onları duydun mu?
herkes için farklı bir şarkı mırıldanıyorlar.
onları dinlemelisin.
onlar tanrı değil.
onlar bir varlık değil.
onlar sadece hepimiz için bir melodi fısıldıyor, duyuyor musun?

tıpkı ruhumuz gibi.
bir varlık değil.
tanrı değil.
canlı değil.
sadece bir şeyleri hissetmemize neden oluyor, acınasılığı duyuyor musun?

ruhun acınasılık katmaz varlığına.
ruhun senim özünü oluşturur.
eğer yıldızların fısıldadıklarını duysaydın, ruhunun ona eşlik edişini görebilirdin.

eğer ruhumun eşlik edişini görseydim bir daha toparlanamazdım, çünkü kendimi bir ruhumun bile olmadığına inandırdım. kendimi bu yüzyılın insanı olmadığıma inandırdım. kendimi buradan soyutladım.

söylesene carla?
şu an konuştuğumda sen değil misin?
sen benim içimdeki harabeden yararlanan bensin.
sen benim içimde sürekli savaştığım bensin.
her zaman bana o uçurumdan atlamamı söyleyen.
her zaman düşüncelerime karşı çıkıp bana ızdırap çektiren.
her zaman zihnimdeki prangaları yerde sürüyerek olduğu yerden çıkartıp karşıma koyan ve onlarla beni esir yapan sen değil misin?

sen bensin.
ben senim.
ama düşüncelerimiz farklı.
ama amaçlarımız farklı.
ama çıkarımlarımız farklı.
ben sadece seni kullanan kişiyim.
sen ise üveylenen kişisin.
kendi içinde bile kendini üveyleyen kişisin.
kendi içinde bile kendine ızdırap çektirmeyi asla bırakmayan kişisin.
kendi içinde bile kendini tutsak edip suçu başkasında arayan kişisin.
sen sadece acını almak istedin ama işi batırdın.
sorun değil.
kendini üveylemene rağmen seni sarmak için burdayım.
ne yaparsan yap, senin için bırada olacağım.
seni üveylemeyeceğim.
zihnine prangalar vurup, kesikler atmayacağım.
kelebeklerine ve balıklarına dokunmayacağım.
sadece arkanı toplayıp seni saracağım.

j'nin yanına gitmek isteyecek miyim?
ona tekrar beni alması için yalvaracak mıyım?

yalvarmayacaksın.
sorun değil.
yalvarsanda seni almaya gelmeyecek.
belki kollarını sana sarabilir ama seni alamaz.

sorun değil.