Utanç

1.7K 43 10
                                    

28. Bölüm sonunda Ceylin'in depoda Ilgaz, Pars ve Eren'i Çınar'ı kurtarmaya çalışırken gördükten sonrası benim kalemimden nasıl olurdu merak etmiş 29. Bölüm yayınlanmadan bu sahneyi yazmıştım. ☺️

Utanç, sırtta bir kambur, ne sevgi ne adalet başını yerden kaldırmana yardımcı olabilir. Ilgaz bu utancının acısını Ceylin ile paylaşırsa nasıl olur?

*******
Depodan Karakola geldiklerinden beri Ceylin, Metin ve Çınar ile yüzleşmiş bağırmış ortalığı ayağa kaldırmıştır. Metin de Çınar da Ilgaz'ın hiç bir şeyden haberi olmadığını söylemiştir. Tüm gün Ilgazla göz göze gelmekten bile kaçınmış Sonrasında Metin ve Çınarın ifadelerini camın arkasından dinlenirken sessizce yan yana sadece durmuşlardır.

SAHNE 1

Metin'in ifadesi sırasında Ilgaz dinlemeye daha fazla dayanamaz ve dışarı çıkar. İfadeler tamamlanınca Ceylin de çıkar. Ilgaz'ı bundan aylar önce kendi babasının ifadesinde İnci'yi dövdüğünü duyup utanç ile oturduğu yerde görür. Göz göze gelirler. Tam yanına hamle yapacakken Pars'ın çıktığını görür yanına gider.

Ceylin - Sulh Ceza'ya mı sevk ettin?
Pars - (sinirli ve gergin) Ne olacaktı başka Ceylin?
Ceylin - Ne kızıyorsun ya?
Pars - Ya sen bizim Çınar'ı kaçıracağımıza nasıl inandın? Hem de o şeytanın lafına inanarak?
Ceylin - Pars sen de olsan; gördüğüm manzara, Yektanın söyledikleri kafam çok karıştı.
(Eren ve bir kaç memur Metin ve Çınar'a eşlik ederek binadan çıkarlar.)
Eren - Biz adliyeye geçiyoruz Pars Savcım.
Pars - Tamam Eren geliyorum ben de.
(Ilgaz sesleri duyup uzaktan izler yavaşça kalkıp Pars ve Ceylinin yanından geçip arabasına biner.)
Pars - Ya bizi geçtim şu adamın(gözü ile yanlarından geçen Ilgaz'ı gösterir) bunu yapacağını nasıl düşünürsün? Hepimiz, sen bile kendini katil sanarken o sana inandı.
Ceylin - (gözü dolar) Ben onun kadar yüce gönüllü değilim işte! Güvenemiyorum kimseye. Bak güvenmemekte de hep haklı çıkıyorum! Ya ben baba dedim, Çınar'ı İnci'nin yerine koydum. Ailem oldu dedim Ya (ağlar)
Pars - (sert ifadesi yumuşar, Ceylin'in omzuna dokunur) Tamam haklısın. Adliyeye gelecek misin?
Ceylin - Evet
Pars - Gel bırakayım seni.
Ceylin - Yok, hoş olmaz adliye önü gazeteciler falan var.
Pars - (Gülümser) ılgaz etkisi ha?
Ceylin - (Ceylin Ilgaz etkisi olmasını o an kabul ettiğini göstermek istemez ve susar) Teşekkürler Pars, dostluğun için.
Pars - (hafif Gülümser başını sallar)

SAHNE 2

Hava kararmıştır Ilgaz Ceylin'in tuttuğu evin yanında arabasını park edip içinde oturmaktadır, dümdüz karşıya bakmaktadır. Ceylin evin içinde dolanıp nefes almaya çalışmaktadır. Yukarı çıkarken pencereden bakar ve ılgazın arabasını görür. Bir süre onu izler. Ilgaz başını çevirecek gibi olunca hızlıca merdivenleri tamamlar. Bebek odası yapmayı düşündüğü odaya girer yarım kalan duvarın karşısında yere oturur. Yavaşça gözleri kapanır. Saatler geçer şafak sökmek üzeredir. Ceylin soğuk zeminde yerde uyuya kalmıştır. Ayağa kalkar ve merdivenden inerken dışarıda duran ılgazın arabasını tekrar görür. Dışarı çıkar camı tıklatır. Ilgaz irkilir. Ceylini görünce yüzünden saniyelik bir aydınlanma geçer ve söner.

Ceylin - (Camın ardından sessizce) Gel
(Ceylin hızlıca geri döner ve eve doğru yürür Ilgaz hemen arabadan inip Ceylinin peşine takılır, önde Ceylin arkasında Ilgaz eve girerler. Koltuğa yan yana, mesafeli otururlar. Ilgaz Ceyline bakmadan uzakta yerde bir köşeye doğru bakar)
Ilgaz - sakinleştin mi?
Ceylin - (omuz silker) Yoruldum Ilgaz. Kendi öfkemden, üzüntümden yoruldum. Ne gücüm ne cesaretim kalmadı kimseyi suçlayacak, yargılayacak.
Ilgaz - (gülümser) Hayatımda gördüğüm en cesur kadınsın sensin.
Ceylin - Değilim, değilim işte. Dün eve geldiğinde çok kötüydün anlamıştım bir şey olduğunu. Söylemeye çalıştın. Ama ben yine kaçtım.
(Ilgaz hafifçe başını ceyline doğru çevirir hala yüzüne bakamaz)
Ceylin - Nasıl öğrendin?
Ilgaz - Yekta ipin ucunu verince, gerisi çorap söküğü gibi geldi.
Ceylin - Anladım. (bekler) bunca ay hiç mi anlamadın?
Ilgaz - (başını sallar) Hiç! (bekler, düşünür) Böyle bir şey insanın aklına nasıl gelir. Hala da inanamıyorum.
Ceylin - Bana ne zaman söyleyecektin.
Ilgaz - Çınar kaçmıştı onu yakalayıp itiraf ettirince her şey bitince. Ben çok özür dilerim Ceylin, dün günler sonra ilk kez yüzün gülüyordu. Ben bir gün de olsa eksiltmek istedim acını.
Ceylin - Acım..., biz bu acının içinden geçiyoruz ama bir türlü dışına çıkamıyoruz Ilgaz. Galiba beraber de çıkmamız mümkün değil.
Ilgaz - Ceylin beni görmek istememeni anlıyorum, ben de kendimi görmek istemiyorum. Çok utanıyorum. Bunu yaşayacağıma keşke ölseydim.
Ceylin - Allah korusun! (Susarlar) Defne öğrendi mi?
Ilgaz - Çınar'ı elinde valizle çınarken görmüş anlamış gittiğini.  Yurtdışında okumaya gitti sanıyor, babam da onunla gitti dedim.
Ceylin - (ironik zorla gülümser) Yalan söyledin?
Ilgaz - evet
Ceylin - Defneyi yalnız bırakmamamız lazım.
(Ilgaz ilk kez Ceylin'in yüzüne bakabilir. Kendi yüzünde şaşkın bir ifade vardır)
Ceylin - Bırakma yani.
Ilgaz - Ceylin benim bundan sonra bir hayatım yok. Bir günde babamı, kardeşimi, hayat arkadaşımı, her şeyimi kaybettim. Sadece Defne kaldı tutunacağım. Gerçi ona da yalan söyledim.
Ceylin - Yalana çok takılma affeder.
Ilgaz - (sinirle karışık güler) Ben affetmezdim demi.
Ceylin - (gülümser) hayır affederdin. Sen sevdiklerini hep affedersin. Acın dinsin Çınar'ı da babanı da affedeceksin.
Ilgaz - Mümkün değil.
Ceylin - Aile böyle bir şey. Babam beni kapı önüne koyduğunda, annem o tokatı attığında hiç affedemezmişim gibi geliyordu.
Ilgaz - Aynı şey değil. Bunun affı yok!
Ceylin - Ormanda gerçekten Engin'i öldürseydim beni de Çınar gibi siler miydin?
Ilgaz - (susar) aylarca, aylarca benim, senin gözünün içine baktılar ya! İkisi de! Sonra dedemi de almışlar yanlarına o da! (Ağlar) Hepsi çok iyi biliyordu sana nasıl aşık olduğumu.
Ceylin - Belki de o yüzden sustular. Senin dün susman gibi.
Ilgaz - (sinirlenir) Bana onları mı savunuyorsun Ceylin!
Ceylin - (sesi yumuşar Ilgaza yaklaşır) Hayır olacak olanı göstermeye çalışıyorum. Bir gün bu öfken dinecek, yaptıklarını kabul edemesen de anlayacaksın ve ben buna tahammül edemem. Çünkü hayatım boyunca babamı öldürdüklerini unutamayacağım.
Ilgaz - Onları asla affetmeyeceğim.
Ceylin - ben unutsam, Annem asla kabul etmez beni de siler.
Ilgaz - Unutabilir misin ki?
(Ceylin düşünceli ve üzgün başını olumsuz anlamada sallar)
Ceylin - Keşke seni anlamasam, keşke bu olayda bir suçun olsa,k eşke senden nefret edebilsem, o zaman her şey daha kolay olurdu. Böylesi çok daha zor. (ağlar)
(Ilgaz, Ceylin'in elini tutar, başı öne eğiktir. Ceylin elini ılgazın çenesine götürüp başını kaldırır, elini yanağına kaydırır. Ağır ağır öpüşürler. Ayrılınca alınlarını birbirlerine dayarlar. Ilgaz'ın gözlerinden yaşlar akar geri çekilip gözünü siler.)
Ceylin - Gel (ılgazı dizine yatırıp saçını sever.)
Ilgaz - (gözü kapalıdır) Hayatım boyunca başımı eğmemek içindi tüm gayretim. Ne kendimi ne ailemi utandıracak her şeyden imtina ettim. İnsan neyi en çok korumak isterse oradan yara alıyor. Sanki hayatımın büyük bir utançla yerle bir olacağını hissetmişim de hep engel olmaya çalışmışım. Şimdi sevdiğim kadının gözlerine bakamıyorum.
Ceylin - Sen utanılacak bir şey yapmadın. (Eğilir başından öper)
Ilgaz - (gözünü açar ileriye doğru bakar) Doğu görevindeyken meslekte 2 veye 3. yılımdı. 27 -28 yaşlarında bir çocuk geldi. Çocuk diyorum da o zamanlar ben de o yaşlardayım. "Babam 15 yaşında bir kıza tecavüz etti, tüm köy biliyor ve susuyor. hiç bir şey olmamış gibi yaşamaya devam ediyorlar, ben edemiyorum utancımdan başımı kaldıramıyorum. Dayanamadım babamın suçunu ihbar etmeye geldim." dedi. Tabi hemen soruşturma başlattım derine daldıkça iş çirkinleşti. Tüm köyün susması boşuna değilmiş. Herkes birbirinin günahını örtbas etmiş. (Hatırladıkça anlatması güçleşir) Soruşturma sürerken kız ortadan kayboldu. Tahmin ettiğin gibi bir kaç gün sonra cesedini bulduk.
Ceylin - Orospu çocukları!
Ilgaz - Kendimi çok suçladım tanığı koruyamadım olacakları öngöremedim diye. Bir daha da bu tarz davalarda fazladan dikkatli oldum. Ama benden çok o çocuk kendini suçlamış olacak ki ardından intihar etti. Mektubunda, utancım küçük bir kızı öldürdü yazmış.
Ceylin - Suçlulara ne oldu?
Ilgaz - Ortada tanık, madur kalmayınca dava düştü.
Ceylin - Of!
Ilgaz - (biraz bekler) Ailenin utancı bir ömür taşıyacağın bir kambur. Bedelini onlara ödetsen de suçluları adalete teslim etsen de hiç bir şey beni bu kamburdan kurtarmaz.
Ceylin - (Ilgazın sırtını sıvazlar) Kimse seni babanla, kardeşinle yargılayamaz. Herkes seni biliyor. Gündüz Eren neyse ama Pars seni nasıl savundu bana. Hatta ağzıma sıçtı. Adliyede başsavcı bile seni teselli etti. Kimsenin senden yana bir şüphesi yok.
Ilgaz - Neye yarar. Ben böyle hissetmedikten sonra.
Ceylin - Bunu kendine yapma
Ilgaz - (bir süre susarlar) Ne olacak şimdi?
Ceylin - Yaşamaya çalışacağız, ayrı ayrı.
Ilgaz - Ayrı (daha sıkı Ceylin'in bacaklarına tutunur.)
Ceylin - Uyu biraz, güneş doğmak üzere.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 27, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Eksik HikayelerWhere stories live. Discover now