1.BOLUM

18 8 2
                                    

"Deniz BEYAZAY!"
İsmimi duyduğumda hemen kafamı sesin geldiği yöne doğru çevirdim . Seslenen kadın eliyle işaret ederek yürümeye başladığında onu takip ettim. Yurdun üst katına çıktığımızda o şerefsizin beni almaya gelip gelemeyeceğini düşünüyordum. İçeri girdiğimde yaşlı bir çift görmeyi tabiki beklemiyordum. Yüzleri tanıdıktı.
"Torunum..!"
Ayağa kalkan yaşlı kadın hızlı adımlarla yanıma gelip boynuma sarıldı. Derin iç çekişlerle benden ayrıldığında göz göze geldik.
"Gitme vaktin geldi, artık bizimle yaşayacaksın."
Ben donuk bakışlarla dediklerine anlam vermeye çalışırken odaya benim yaşlarımda genç bir çocuk girdi. Boyu uzun, kumral saçlı bir çocuk.
"Kayra YERLİKAYA, yeni ailenle tanış."

Flashback

Dayımı görünce suratımı astım ve odama gittim. Yine annemden para istemeye gelmişti, biliyordum. Ders kitaplarımı masama koydum, tekrar ederken aklım salonda, dayımla baş başa kalan annemdeydi. Çok çalışacaktım, annemi de bu durumdan kurtarmak için elimden geleni yapacaktım. Derin bir nefes alıp yazıları okumaya başladığım sırada içerideki seslerin yükseldiğini fark ettim.
Hızla oturduğum sandalyeden kalkarak odamın kapısına yaklaştım. Kulağımı yasladığımda annemin sesinin ağlamaklı olduğunu duydum. Hemen odamdan çıkıp salona koştum. Dayım denen şerefsizin elinde bıçakla annemin üstüne yürüdüğünü gördüğümde nefesim kesildi. Böyle bir şeyi yapmazdı değil mi ?
  "Kirayı ödeyeceğim diyorum Engin! Neyi anlamıyorsun? Bugün para falan veremem sana.. Bırak şu bıçağı!"
  "Lazım diyorum ablacım, sen bunun neyini anlamıyorsun ha? "
  Üstüne yürümeye devam etti.
  "Yine kumar oynuyorsun değil mi ? İçki içiyorsun, vermeyeceğim bu sefer! Ne yaparsan yap!"
  Dayım, anneme daha da yaklaştığında ben de arkasına yaklaştım. Annem, onaylamayan bakışlarla dayıma baktı , elleriyle onu engellemeye çalışırken o tiz çığlığı tüm evi inletti. Korkuyla dayımın sırtına atladım, onu engellemek istiyordum ama beni fark ettiğinde gözü dönmüş bir şekilde beni kollarımdan tutup sırtından yere doğru fırlattı. Üstüme yürüyeceğini beklerken anneme tekrar dönüp bir tane daha bıçak darbesi atıp hızla odadan çıktı. Evin kapısını sert bir şekilde kapattıktan sonra pencereden gidişini seyrettim. Hızla annemin yanına gittiğimde yerde baygın yatıyordu, can çekiştiği her halinden belliydi. Bense ne yapacağını bilemez halde ağlıyordum. Karşımdaki masadan annemin telefonunu alıp hızla ambulansın numarasını tuşladım.
                                 ***
  Başımı kollarımla sardığım dizime gömmüş ağlıyordum. Kaç saat geçti bilmiyordum ama her şey bir anda gelişmiş, aklım allak bullak olmuştu. Omzuma dokunan elle irkildim. Kafamı kaldırdığımda o sözleri duymaktan korkuyordum. Göz göze geldiğimizde konuştu.
  "Başın sağ olsun kızım, ne kadar çabalasak da anneni kurtaramadık. Çok kan kaybetmiş ve bıçak darbelerinden biri göğsünü.."
  Doktorun sesi beynimin içinde bir uğultu gibi yayıldı. Etraf bulanıklaşıyor, sesler kesiliyor ve kafamdaki o uğultunun sesi artıyordu..
 
Flashback son

"Ne yani siz yıllardır yurt dışında mıydınız? "
Annemin annesi olduğunu söyleyen kadın bana biraz mahcup bir şekilde baktı.
"Evet, kızım. Engin dayın bize her şeyin yolunda olduğunu söylüyordu, Meliha'yla da konuşuyorduk zaten.. Dedenle dünya turuna çıkalım dedik, yıllardır hayalini kurduğumuz hayatı yaşayalım istedik. Ama annenle konuşmayı hiç ihmal etmedim. Meliha'm, o benim biricik kızımdı.."
Burnunu çekti. Annemle konuşuyorlar ve bundan benim haberim yoktu. Büyükannemle büyükbabamın varlığından bile haberim yoktu ki benim! Annem biliyordu, haberim olsaydı dayımın bizden sürekli para aldığını, bizi tehdit ettiğini söylerdim onlara.
"Size hep para gönderdik ama annen ısrarla Engin dayına göndermemizi istiyordu.."
Gözlerimi kocaman açarak nineme baktım. Yaşlı gözlerle, konuyu kapatmak istercesine sözlerine devam etti.
"Şimdi seni ve Kayra'yı bambaşka bir hayat bekliyor güzel kızım. Meliha'mın emanetine en güzel şekilde bakmalıyım."
Saçlarımı okşadı. Gözlerinden yaşlar akıyor, burnunu çekiyordu. Yaşadıklarıma anlam vermeye çalışırken yanımda yürüyen uzun boylu çocuğu neden evlatlık aldıklarını da düşünüyordum. Eve gidince aklımdaki tüm soruları nineme ve dedeme soracaktım. Ama şimdi... Sanırım şimdi anın tadını çıkarma vaktiydi. Ninemi öptüm ve bizi bekleyen arabanın yanına koştum. Kapıyı bir şoför açtı , gülümseyerek arabanın içine bindim. Güzelce yerleştikten sonra kulaklıklarımı taktım. Araba çalışmaya başladığında gözlerimi kapattım ve kendimi müziğin ritmine bıraktım.

Bu kitap, Gülsüm Taştan ve Beyzanur Akgül'ün yoğun isteği üzerine yazılmıştır. İyi okumalar..♡

İNTİKAN (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin