xi

79 9 18
                                        

oikawa'nın bedeni kendisi daha bir şey düşünemeden harekete geçerken iwa da arkadaşını takip ediyordu.

"bu neydi böyle?"

iwa'nın endişeli sesi oikawa'ya ulaşmamıştı bile. nedenini anlamadığı bir şekilde bedeni kavruluyor gibi hissediyordu.

evden kendini dışarı atıp yüksek sesle müziğin geldiği yan dairesinin kapısına geldiğinde kapıyı yumruklamaya başladı çocuk.

"suga-chan?! suga-chan?!"

bir yandan bağırıp bir yandan kapıyı yumruklarken yan dairedeki komşularından biri daha kapıya çıkmıştı.

"bu ne böyle tanrı aşkına?! bu adam saygı ne bilmez mi hiç?!"

komşuları sinirle bağırırken oikawa zahmet edip ona doğru dönmedi bile. iwa arkadaşının durumunu fark ettiği için sakince diğer adama doğru döndü ve gülümsedi.

"merak etmeyin biz konuşacağız şimdi. sugawara-san adına biz özür dileriz."

adam iwa'ya da öfkeli bir bakış atarak evine girdiğinde kapıyı çarpmayı ihmal etmemişti. yeşil gözlü çocuk içinden bir küfür savurdu.

"suga-chan?! tōru ben! bir şey mi oldu içeride?! açar mısın kapıyı?!"

oikawa'nın yalvarır ses tonuna karşılık iwaizumi şaşkınlığını gizleyemedi. gözlerini kırpıştırarak yanındaki çocuğun endişeli suratına baktı.

evet, oikawa'nın yan komşusundan delilercesine hoşlandığını tüm arkadaşları biliyordu ama iwaizumi bunun hiç bu kadar ciddi olduğunu düşünmüyordu.

o anda arkadaşının ciddiliği iwaizumi'nin de endişesini artırırken bir anda müzik sesi kesildi. fakat oikawa hala kapıyı yumruklamaya devam ediyordu.

"suga-chan açar mısın ar-"

cümlenin sonu gelmeden açılan kapı ile gümüş rengi saçlara sahip koyu kahverengi gözlü çocuk açtı kapıyı. kapının önünde diken üstündeymiş gibi duran adama baktı iwaizumi bir kaç saniye.

oikawa'nın anlattığından bile güzel duruyordu bu çocuk.

"bir şey mi oldu oikawa-san?"

karşılarındaki çocuğun titreyen sesine karşılık kapının önündeki ikili gerilirken oikawa'nın kendini kastığı belli oluyordu.

"o ses neydi?"

"ne sesi?"

"müziği açmadan önce bir gürültü oldu."

koyu kahve gözlerini kırpıştırdı suga bir kaç defa. ardından gülümseyerek içeriyi işaret etti.

"ah bir şey değil... duştan çıkmıştım ayağım kaydı vazoyu düşürdüm, kırıldı."

"sana bir şey oldu mu?!"

oikawa hızlıca suga'ya doğru atılırken çocuk hızlıca geriye doğru bir adım attı ve kapıyı yarı bedenini kapatacak şekilde ittirdi.

"hayır hayır, iyiyim. düşündüğünüz için teşekkürler... benim içeri girmem gerekiyor, erkek arkadaşım evde. iyi günler."

suga kapısının önündeki iki çocuğa da başıyla selam verip kapıyı ittirirken oikawa bütün bedenindeki kanın çekildiğini hissetti.

çünkü gri saçlı çocuğun kapıyı ittirirken bileğinden biraz yukarıya kayan uzun kollu tişörtünden ortaya çıkan mosmor olmuş bileğini görmüştü.









• selam. çok endişeli bir bölüm oldu. klasik hikayeleri severim. geliyor beyaz atlı prens. görüşürüz. •

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 10, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

heart attack •oisugaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin