09

1.6K 164 11
                                    

"Taehyung ile olan anılarına odaklan Jungkook."

Saat sabaha karşı 2 gibiydi.Minderlere uzanmış etrafta nöbet tutan insanları bildiğim için güvenle uzanıyordum.
Karanfil çiçeklerinin kokusu burnuma doğru geliyordu.Bu bana 3 yıl öncesini hatırlatmıştı.

-Geçmiş-

"Jungkook! Jungkook!" Çiçek bahçesinin içinde kahkahalar atarak koşan omegama baktım.

"Hadi yakala beni!"

Saat gece yarısını geçmişti,Dolunay tepedeydi ve çok güzeldi.

"Seni yakalayacağım." Çocuğunu kovalayan babalar gibi peşinden koşmuştum,o da aşırı heycanlanıp hızlı hızlı nefesler alarak kaçmaya başlamıştı.

Bana  arkasını dönerek kare gülüşlerinden birini sunmuş ama önüne bakmadığı için yere takılıp düşmüştü.
Uzakta olduğu için tutamamıştım ve yanına gittiğimde elleriyle dizini tutuyordu.

"Bebeğim." Bana buzduğu dudakları ve dolu dolu gözleriyle  bakmıştı.Etrafa sert bir nefes bıraktım.Gözlerinden akan yaşı silip gözlerini öptüm.

"Koca bebek neden bakmıyorsun önüne."

"Asıl sen niye beni tutmuyorsun?"

"Özür dilerim sevgilim." Saçlarını oksamış ve kucağıma almıştım onu.Bacaklarını belime dolamış, kollarımı sıkıca ona dolamıştım.

Bana yukardan baygın gözlerle bakıyordu ve bu karşı konulması en zor olan şeydi.

Dolunay tepemizdeydi bakışlarım dudaklarına kaydı. Gülümsedi bana yaklaştı beni öptü.

-Günümüz-

Hatırladıklarımla beraber kocaman gülümsedim, sıcacık dudakları dudaklarım üzerinde gibiydi.

Sonra su sesi duydum yandaki akarsudan su sesleri geliyordu, aklıma başka hatırlar geldi.

-Geçmiş-

"Gel çok güzel bir şey buldum." demiştim yola çıkarken, işte bu yüzden bir saattir at üstünde ilerliyorduk.

"Kook hava çok sıcak ama ne zaman geleceğiz."

"Dayan bebeğim az kaldı." Tanıdık patikayı görerek gülümsemiş, atı yavaşlamıştım.

"Bir de bu sıcakta yürüyecek miyiz?" Kocaman açtığı gözleriyle beraber bana sorduğu soruya gülümsemiştim.

Hâlâ atın üzerinde duran çocuğu tek elimde kucağıma almış, diğer elime de poşetleri alarak yürümeye başlamıştım.

"Ben yürürüm,sende aid olduğun yerde manzaranın keyfini çıkartsın hm?"

Gülmüş ve saçlarımı karıştırmıştı, saçlarıma dokunulmasından nefret ederdim ama konu Taehyung ise eh sınırları olmayan biriyim.

Biraz daha yürüdükten sonra, şelaleyi görmüş eşyaları yana bıraktığım gibi bebeğimi daha sağlam şekilde kucağıma almıştım.

Ben ona o ise şelaleye büyülenmiş şekilde bakıyordu.

"Burası çok güzel! Suya girebilir miyiz peki?"

"Eğer sen istersen."

"İsterim." Suya girmek için kucağımdan inmeye çalışmıştı ve bende izin vermemiştim.

"İndirsene suya giricem."

"Girelim." Hafif hızlanarak suya doğru koşmuştum ve o kucağımdayken suya atlamıştım.

"Çığlık atarak kollarını boynuma dolamıştı,su temiz olduğu için suyun içinde uçuşan saçlarına nefesini tuttuğu için şişen yanaklarına baktım.Dudaklarına kaçamak bir öpücük bırakıp su yüzüne çıktım.

Kocaman aldığı nefesleriyle birlikte bana baktı.

"Aptal alfa ne kadar korktum haberin var mı?"

Gülüp yavaşça kucağımdan indirmiştim onu, tüm gün suyla birlikle oynamış, yarışlar yapmıştık,ara da olan kaçamak öpücükleri unutmamak gerek.

-Günümüz-

Suyu yüzümde hissettim sanki, Kapı düşündüm sonra sanki oranın arkasında Taehyung var gibiydi oraya doğru koştum, biraz zorlansam da kapıyı açtım.

Sonrasında bir sürü kapı daha.
Kapıları tek tek açmaya başladım, burası onun zihni miydi?

"Jungkook bak çok tatlı bir kedi buldum."

"Taehyung seni seviyorum."

"Seninle evleneceğim söz veriyorum."

"Taehyung ben omegayım."

"Bu yemek çok güzel denemelisin."

"Dünya'yı gezelim bir gün."

"Kiraz çiçekleri açmış."

Her kapının arkasında başka bir anı vardı ama hepsinin ortak konusu hepsinde ben vardım.
Onun tüm zihnini kaplıyordum.

Burası çok büyüktü o anıyı bulmak yıllar sürebilirdi.
Kapıların renklerine dikkat ettim sonra.
Duygularına göre renkleri mi değişiyordu?

İlk kavga ettiğimiz gün kapı rengi maviydi, üzmüş müydüm onu?

Çiçeklerden taç yapıp bana zorla takmıştı,o günün kapısı pembeydi nasıl mutlu olmuştu ama.

Zindana atıldığım günü buldum,griydi bir çok duygu mu yaşamıştı o gün.

Kapıdan içeriye girdim, yaşadığım anıları başkasının gözünden izliyordum şimdi.

Beni zorla tutan askerlere baktım. Taehyung'un gözünden bakıyordum herşeye, hengameyi gördüm,kendimle göz göze geldim.

Sonrasında birileri zorla bir yere götürdü onu, ağzına bir şey tuttu karardı etraf.

Uyandığında kraliçe ona bakıyordu, o cidden Sevgilimi kaçırmıştı.

"Taehyung, herşey biricik oğlum senin biricik sevgilinin suçu. Eğer o olmasaydı sevdiğim adam ölmezdi! Hepsi onun suçu."

Göz devirmiştim içimden kadın kendine sahip çıksaydın bunlar yaşanmazdı demek gelmişti.

"Onun yüzünden çok canım yandı, sıra onda."

Gözlerim kocaman açıldı etrafa bakındım,eski bir bardaydık, hayır hayır barın deposundaydık içki türlerine bakarsak Güney kesimlerinde bir yerdi.
Acele etmeliydim anlamak için bir ip ucu bulmalıydım.

İçki adı gördüm sonra bu yalnızca mysterious town' a özel bir içkiydi,onu buraya getirmişti.Bulmuştum onu.

"O buraya gelecek,seni bulur onu tanıyorum.Geldiğinde gözleri önünde öldüreceğim seni benim yaşadığım gibi."

arkadaşlar noluyo amk dediğinizi duyar gibiyim
Bende diyorum planlarım arasında bunlar yoktu umarım fazla saçmalamamışımdır👵

Anılar kısmını esrarengiz kasabanın bir bölümünden çaldım 🙏🏻

Ve saçma şekilde en sevdiğim bölüm bu bölüm oldu

Ve saçma şekilde en sevdiğim bölüm bu bölüm oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
omega complexHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin