1

430 31 3
                                    

minho hyung duvarın üzerine çıkmıştı, ben ona elimi uzatmış beni çekmesini beklerken arkamdan birisi kolumu tuttu ve beni geri çekti. siktir.

hocalardan birine yakalanmak şu an isteyeceğim son şey bile değilken minho hyung'a "hyung çabuk git" diye bağırmıştım. sonunda cesaretimi toparlayarak döndüğümde karşımdaki sert yüz ile yutkundum ve sevimlice gülümsemeye çalıştım.

"ehe... sınıf başkanı. ben de şey yapıyordum... şey-"

"neden başımı belaya sokmaktan başka bişey yapmıyorsunuz?"

tek kelime etmeden tüm dişlerimi göstererek sınıf başkanına gülümsedim. ama işe yaramamıştı beni kolumdan sertçe çekerek peşinde sürüklüyordu

"hey! acıyor yavaş ol"

beni duymuyormuş gibi devam edincce dayanamayıp sesimi yükselttim.

"HEY HWANG HYUNJIN, KOLUM ACIYOR"

hyunjın benden yükselen sesi duyduğunda bileğimdeki elini gevşetti ve birden durdu, ağzında bir şeyler geveliyordu ama onu anlamıyordum. gözlerimi kısarak ona baktım.

"özür dileyecektin herhalde"

"şey evet. derse geç kalacağız. yani eğer seni müdürün odasına götürmemi istemiyorsan"

sesi titriyordu ama sonuna doğru ciddileştirmişti, hala özür dilememesine takılmıştım. uzun saçlarını geriye doğru düzeltip yutkundu. onu bu kadar geren şey neydi hala anlamamıştım ama tekrar kolumdan tutup, bu sefer daha nazik şekilde çektiğinde göz devirerek peşinden gitmek zorunda kalıştım. derse girdiğimizde nerdeyse 10 dakika geçmişti ve özür dileyerek yerimize geçmiştik. hyunjın arka sıramdaki yerini aldığında telefonumu çıkarıp minho hyung'a mesaj atma konusunda oldukça kararsız kalmıştım. çünkü mükemme(!) sınıf başkanımız fazla disiplinliydi.

telefonumu olabildiğince gizli şekilde kitabın arasına koymuştum ve minho hyung'un chatine girip ona yazmış, cevap gelmesini beklemiştim.

felwinx:hyung. sınıf başkanı beni yakaladı derteyim, geri dönecek misin yoksa kaçmayı deneyeyim mi?

minkillerho:lanet oyun salonu kapalı kaçmana gerek yok.

abur cubur alıp geliyorum arka bahçede tellerin altında bekle beni.

felwinx:peki hyung.

minho hyung geçen sene sınıfta kaldığı için şu an bizim sınıfımızdaydı ve sözü en çok dinlenen insanlardan biriydi, yine de sınıf başkanının şikayetlerini engeller türden bir popüleritesi yoktu.

birden elimdeki telefonun havalanmasıyloa gözlerimi büyüttüm. ah yine şu mükemmel sınıf başkanıydı(!)

"bunu teslim etmek zorundayım" dedi ve yerine oturdu.

arkamı dönüp ona yalvarmaktan başka çarem yoktu. başımı eğerek olabildiğince samimi şekilde başkana döndüm.

"hyunjın-ah, minho hyung'dan haber alamadığım için için onu merak etmiştim. affet lütfen, telefonumu alabilir miyim?"

hyunjın oldukça sert şekilde bana bakarken yanındaki sıra arkadaşı jisung, hyunjın'in kolunu sıktı ve sessizce ona bişeyler söyledi. çatılmış kaşlarımla ikisini izlerken hyunjın derin bir nefes vererek telefonumu bir kitabın arasına koyup bana uzattı. 

"teşekkürler hyun sen en iyisisin" dişlerimi göstererek güldüğümde yüzünde anlamsız ve şaşkın bir ifade vardı. kaşlarını havadan indirip çattı ve yalandan bir öksürükle derse odaklandı.

son iki haftadır onun bu huylarından dolayı kafam karışsa da umursamadım. önüme döndüğüm an kafama atılan kalem kapağını saymazsak gayet mutluydum.

SINIF BAŞKANI (hyunlix)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin