'Her molaya çıktığında içeri gelmen için sana seslenmekten usandım artık. Bu saatler hep kalabalık oluyor biliyorsun iç sigaranı, gel içeri sonra kendini bir şey sanan herifin konuşmalarını çekiyorum.' Haklıydı, herif tam bir göttü. 'Dikkat edeceğim, beni yeniden idare ettiğin için teşekkür ederim.' Elimi yumruk yapıp havaya kaldırdım, sırıtarak karşılık verip, işine kaldığı yerden devam etti. Ben de tezgahtaki götürmek için hazırlanmış tabakları elime aldım ve masalara dağıtmaya başladım. Saate bakana kadar zamanın ne kadar çabuk geçtiğini yoğunluktan fark etmemiştim. Önümde ki önlüğü çıkarıp kıyafetlerimi giymek için personel odasına doğru yöneldim. Tabi oraya nasıl öyle denilebilirse.. resmen görünüşte olması için ayarlanmıştı. Çalıştığım iş yeri işçilerine değer vermeyen, para için her şeyi yapmaya yönelen pislik bir herifindi. İlk başlarda her şey iyiydi sonradan gerçekleri görmeye başladım.
Kız çocuğu olmam da bunun tuzu biberi oluyordu. Bana sahip çıkabilecek (maalesef ki koruyacak) birinin olmaması onların gözünde beni kullanabilecek bir kukla ilan ediyordu. Burada çalışmaya başladığımdan itibaren kendimi korumayı, savunmayı öğreniyorum. Maalesef ki her toplumda bu böyledir. Kim olursa olsun eğer kendini savunmazsan her şeyde oynatılan, kırılan senden başka kimse olmaz. Bu sırada eşyalarımı alıp, Edward ve Elena'nın sohbetlerine katılıp biraz konuştuktan sonra işten çıktık.Sessiz yolculuğumuzun yarısında Edward, 'O şerefsiz, seni işten çıkarmak istiyor. Hal ve hareketlerine daha dikkat etmelisin bugün Elena'ya senden rahatsız olup olmadığını sormuş. Uyduruk bir şeyden ötürü işsiz kalmanı istemiyorum. Bu işe ihtiyacın var her konuda destekçinim bunu unutma sakın eğer bir derdin varsa söyle yoksa bu işin sonu senin zararına olur, haberin olsun.' dedikten sonra gözlerimin içine bakmaya başladı.
Düzgün cümle kurmayı bile beceremeyen arkadaşıma dişlerimi göstererek güldüm. Böyle konularda konuşmayı beceremezdi. Omzunu iki kere pat patladıktan sonra, 'Merak etme, her şey kontrolüm altında, hem ben sana ne zaman bir durumu anlatmadım ki..?' Bu halime sırıtıp bana sarıldı. Biliyordu, şu an ondan başka güvenebileceğim biri yoktu. İyi ki hayatımdaydı. 'Yeter artık, bu kadar duygusallık senin sayende her anımızda sulu göz olacağım' Diyerek onu ittirdim, zaten diğer iş yerime yaklaşmıştık. Bu halime, kafasını iki yana sallayarak kısa bir süre güldü bu süre zarfında beni iş yerime getirmişti. Bu barda çalışmaktan fazla hazzetmesem de kafamdaki yoğun düşüncelerime rest çekmemi ve daha fazla para kazanmamı sağladığı için buraya gelirken zorlanmıyordum.'İş çıkışı sana eşlik etmemi istersen beni ara, bebeğim.' diyerek göz kırptı Bu haline gülüp, 'Sanki o saatlerde uyanabileceksin de.. Bir de beni ara diyorsun. Neyse, dikkatli bir şekilde kimseye bulaşmadan eve git' dedikten sonra bir şey demeden gitti. Çünkü cevap verseydi biz hala konuşmaya devam ederdik. Bu sohbetler yüzünden geç kaldığım günler yüzünden, kaç gün izin günlerimde burada işe geldiğimi bilirim. Bu halimiz bana yüzümdeki tebessümden ne kadar mutlu olduğumu gösteriyordu.
Tam personel odasına gidiyordum ki Melissa yanıma gelip, 'Daniel bey seni odasına çağırıyor. Yanında geçen gece beraber sohbet ettiğin adam vardı.' 'Şimdi yanına giderim. Teşekkürler.' yanımdan geçerek gitti. Sikeyim bu şerefsiz ne halt düşünüyordu da Daniel'in yanına gitti?! Şerefsiz diye söylediğim kişi kimliklerimizi ayarlayan Justin'di. Kendisi bana tek gecelik ilişkiler için çok fazla para kasacağımı söyleyip ikna etme çabalarına giriyordu. Geçen akşam, bana bir paketin ulaştırılması gerektiğini bundan alacağım paranın, benim bir aylık maaşımın iki katı olduğunu söyledi. Her seferinde küfürler söyleyip onu başımdan def ediyordum. Onun işine bir kere bulaşan bir daha işin içinden çıkamıyordu ve kendisi Daniel'in iş ortaklarındandı. Daniel'in mekanında Justin'nin getirdiği haplar kullanılıyordu. Bize de gördüklerimizi unutmamız için güzel maaş veriliyordu.
Ne kadar parası güzel olsa da can güvenliğimiz, yoktu. Burda çalışan birine müşteri bir şey yaparsa ve eğer parası var ise üstü kapatılıp, ceseti ortadan kaldırılıyordu. Bu meseleye maalesef ki iki kere şahit oldum. Susmazsam eğer ben ve ailem onlardan daha beter hale gelirdik. Eğer ucunda annem ve kardeşim olmasaydı, gider söylerdim. Bunları düşünürken kapıya bir kere vurdum içeriden 'Gel' komutunu duyunca içeri girdim. Tam tahmin ettiğim gibi Justin, sırıtarak bana bakıyordu. Daniel ise gergindi. Odada ilk defa gördüğüm başka bir adam daha vardı.Selamlar umarım bu bölümü beğenmişsinizdir✨.
Sizce bölümleri uzun mu yazmalıyım yoksa kısa mı? Burada yazdığım cümlelerin sizlerde nasıl bir düşünce oluşturduğunu merak ediyorum. Bu yüzden yorum yapmayı unutmaayııın. Bir de oylarsanız çok mutlu olurum. Şimdiden teşekkür ederim. Kendinize iyi bakın💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brsljan
Teen Fiction"rüzgar esintisine karşı gözlerimi kapatıp son defa sana yenilmek istiyorum."