Helalim..

207 4 0
                                    

Helalim,
Fark ettirdinde oysa ne kadar da yanlış izah edilmiş kadını da erkeğide.
hangi birinden başlasam ki, erkekler ağlamazdan mı,
aşk kadına yakışırdan mı ?
Okudum bir kadını en güzel Rabbi severmiş, ve oylede sevmek gerekirmiş.
kadınım;
Bilirsin ya ben duygularını ifade etmekten ve gostermekten çekinen biriyken,
Senin mutluluk nasibini Allah benim kalbime koymuş ve oylede aksettirdi.
Ve sen o kadar çok sevilmeyi hak edendin ki,
Kalbim seni mutlu edişinden daha ziyade,
Acaba onu mutlu etmekte kaçırdığım bir fırsat oldumu korkusunun endişesi taşımakta.
Değilmi ki Allah senin ayaklarının altına cenneti seriyor.
Ben bir kadının yetiştirdiği erkeğim, ve senide oyle sevmekteyim.
Huzurum;
Ey benim kaybetme korkum,kırılır kabusum, incitme endişem.
Sanma ki ben bir şairim, şiir olan senin gozlerin.
O gozleri verene kurban olurum senin.
Evliliğimizin ilk yıllarında kahvede arkadaşlarla otururken,
Evde taş fırın erkeğiyiz gibi, benim sozüm geçer, karşımda korkudan titrer,
Yemeğim hep hazırdır, kılıbıkmıyım ben ev işlerinde asla yardım etmem diye,
Cahilane sozler soyler, bu ayıplarımızla gururlanırdık.
Bilmiyordum ki efendimizin;
"Evde eşine yardım eden erkek için, vücudunda olan her bir tüy sayısınca, geceleri ibadet, gündüzleri ise oruç tutularak yapılan bir yıl ibadet sevabı verilir" hadisi şerifini.
Peki ya namus kavramını sadece kadınına has zannedişimize ne demeli..?
Eğer oyle ise Hz. Yusufun sakındığı neydi..?
Erkeğin tesettürü iki kirpiğin birleşmesiydi, ve mahremiyet bedenden once kalpteydi.
Şiirim;
Hatırlıyorumda sana ilk çiçek alışımı, siyah bir poşette muhafaza, nasılda utana sıkıla girmiştim apartmana, biri gorecek korkusuyla.
Yazıklar olsun, nasılda bir kadını mutlu etmekten utanır olmuşuz acaba.
Allah cenneti eşlerin birbirine rızasına koymuş oysa.
Emanetim;
Bakma sen ufacık bir gribken bile kansermişim gibi yatalakmışım gibi hayıflandığıma,
Benimde nazım bir tek sana geçiyor napabilirm ki ama,
Kalbim annemden sonra yine bir kadının yanında çocuklaşabiliyor işte anla.
Bakma sen erkeklik sertlikmiş gibi arada kendimi unuttuğuma,
Sen Efendimizin Aişe annemizin ağzına lokmayı koyduğunu hatırlat,
Bu yeter yumuşamama, dünya ve ahirette senin şerefinin ne denli büyük olduğunu hatırlamama,
Ey benim soframa kendinden tat katan gelincik çiçeğim;
Ey benim evimde heyecanla bekleyenim,
Aza kanaat edenim,
Dünyamda nimetim, ahiretime tek isteğim,
Kusurlarımı ortenim.
Sana yazılmamış bir şiire harf olmaktan haya ederim.
Nasibim;
Avuçlarımın arasına yüzünden başka hiç bir şey yakışmadı,
Çünkü kalbin Kabul edilmiş duamdı. Oyle sıcaktı.
Sen akşamı zor edişimsin, ve aşkın bir o kadar da sabrımdı.
Sığdıramıyorum, yemin ederim seni sevmeyi dünyama sığdıramıyorum.
Hani dün sabah namazı sonrası duamızı ederken bir kaç damla süzdüm ya,
Hani gelip parmaklarınla dokunup siliverdin ya,
Hani avuçlarını avuçlarımın içine koyup
" Duan neydi bilmiyorum ama amin " dedin ya,
Seni Rabbimden ahiretime istedim,
Kadınım;
Duam sendin....!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 01, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sabr-ı TevekkülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin