Ve final.... (düzenlemeden atıyorum çok yorgunum.)
Elimdeki kırmızı kutuya son kez baktım ve tekrar kotumun cebine attım. Bu gece hem benim için hem de Sana için özel bir gece olacaktı, tekrar evlenme teklif edecektim ona arkadaşlarımızın yanında.
Saate baktığımda yediyi çeyrek geçiyordu, aynı anda zil çaldığında koştura koştura kapıyı açtım. Kapıyı açtığımda yüzüme yerleşen hayal kırıklığı nereden baksan belli olurdu.
"Ne oldu oğlum suratında bok yemiş gibi bir ifade var."
Gelenler yoongi ve nayeondu onların geçmesi için kenara çekildim.
"Ben de hoş buldum taehyungcuğum."
"Aman aman geçin ayıp olmasın diye çağırdım zaten bana kitlediniz her şeyi."
Sòylene söylene onları salona alırken Sananın en kısa sürede gelmesi için dua ediyordum.
Nayeon ve yoongi kendi aralarında fısıldaşırken ben stresli bir şekilde ellerimde oynuyordum.
Nayeon "Sen de bi haller var ama neyse kokusu çıkar yakında." Dediğinde kapı tekrardan çalmıştı. Hepimizin odak noktası orası olurken elimdeki teri pantolonuma silip kapıyı açmaya gittim sonunda beklediğim kişi gelmişti -sinir bozucu bir çiftele beraber-.
Jungkook tzuyuyle birlikte içeri dalarken arkasından bağırmıştım.
"Bayanlar önden hayvan."
Beni takmadan salona geçtiğinde Sanaya döndüm ve gülümsedim.
"Hoşgeldin Sana."
"Selam Tae." O da bana aynı şekilde bir gülümsemeyle karşılık verince kalbimin eridiğini hissetmiştim. Minatozaki Sana kalbime hiç iyi gelmiyorsun...
İkimiz birlikte garip bi sessizlik içerisinde oraya girerken jungkook ayısı masadaki mezeleri yemeye başlamıştı bile.
Ensesine sert bir şaplak attığımda yerinden sıçramış ve arkasını dönmüştü. Herkes guluşürken o ağzındaki büyük lokmayla konuşmaya çalışıyordu.
"Anlamıyorum lan ne diyorsun." Bir kaç saniye sonra yutkunup tekrar konuştu. "Ne yapıyorsun hyung beyaz ışığı gördüm senin yüzünden" Kahkahalarıma engel olamazken o garip bir ifadeyle bana bakıyordu.
Ben sadece Sanaya bakıyordum, gözlerimi ondan alamazken yoongi bunu farketmis olacak ki iğrenir bir sesle konuşmuştu. "Gözümüzün önünde yapmayın be."
"Hyung grupta olan yazışmaları hatırlatmayayım istersen." Nayeon onun yanında giderek daha da kızarırken o öldürücü bakışlarını bana yolluyordu.
Sana gergin ortamı farketmis olacak ki bizi sakinleştirmek adına ortama tezat çıkan o neşeli sesiyle konuşmuştu. "Hadi masaya oturalım yemekler soğumasın."
Sert bakışlarımı yoonginin üzerinden çekip, yüzüme şirin bir ifade yerleştirdim. "Peki hayatım." Yoongi burnundan solurken nayeon onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
Jungkook herzamanki haliyle ayı gibi ağzını doldururken tzuyu onun bu haline iğrenerek bakıyordu.
"Lan jungkook ayısı, yavaş ye kızı kaçırtacaksın şimdi." Beni dinlemeden ağzını daha da doldururken tzuyu bizden izin isteyip lavaboya gitmişti.
Uzun bir sohbet ve leziz yemeklerin ardından, biraz kafa dağıtmak adına yuvarlak masanın etrafında yere oturmuş, oyun oynuyorduk.
"Bakın oyunun kurallarını anlatıyorum, ikili takımlar halinde olacağız,her takımdan bir kişi kulaklığı takacak diğeri ise ona kartlarda verilen kelimeleri anlatmaya çalışacak. En çok kelime bilen takım kazanır
Hepimiz jungkooku onaylarken takımlar çoktan belliydi. İlk oynayacak takım nayeon ve yoongiydi. Nayeon kulaklığı takmış, müziğin ritmine göre kafasını sallarken yoongi bir kart çekti.
"Sat-mak."
"Yatmak."
"Hayır aşkım satmak."
"Kalkmak."
Yoongi nayeona kelimeyi anlatmaya çalışırken süre işliyordu. Nayeon müzikler eğlenirken yoongi olduğu yerde kızarıyordu.
Sonunda süreleri bittiğinde bildikleri toplam kelime sayısı sadece birdi.
"Nayeon hayatım şarkıya değil oyuna odaklanacaksın kaybettik bak."
"Aman yoongi, boşver oyunu hadi dans edelim."
Nayeon yoongiyi kenara çekip -müzik olmadan- dans etmeye zorluyordu.
Onlar orda oyalanırken. Sıradaki takım jungkook ve tzuyu idi. O yemek masasında olanlardan sonra tzuyu jungkooktan olabildiğince uzak kalmaya çalışıyordu.
Tzuyu desteden bir kart çekti ve jungkooka anlatmaya başladı.
Tüm pas haklarını kullanmışlardı ve jungkook hâlâ tek bir kelime bile bilememişti.
"Jungkook niye bu kadar gerizekalısın sen ya."
Jungkook onu duymadan olduğu yerde ona bakarken tzuyu söylenerek anlatmaya devam ediyordu.
Süreleri bittiğinde jungkook hiçbir şey bilememisti. Tzuyu ona trip atarak Sananın yanına oturunca, Sana onu kollarının arasına almıştı.
"Taehyung şu sevgiline söyle salsın benim sevgilimi."
"İt herif gidip kızın gönlünü alacağına ne konuşuyorsun burada."
Tzuyunin yanına oturup, cilveleşerek gönlünü almaya çalışırken tzuyu ona bakmıyordu bile.
ve sıra bizdeydi işte, bir haftadır cesaretimi toplayamadığım an. Birazdan gözlerimin önünde gerçekleşecekti.
Sana kulaklığı taktı, ben bir kart çektim ve ağzımdan çıkanların kartta yalanlarla alakası bile yoktu.
"Benimle evlenir misin."
Herkes şok olurken Sana kulaklıktan gelen yüksek sesli müzik yüzünden dediklerimi anlayamıyordu.
"Benimle evlenir misin." Daha da sesli söylemiştim bu sefer.
"Benimle evlenir misi- ne?" Kulağındaki kulaklık yere düşerken gözlerimin içine bakıyordu.
"Mınatozaki Sana, ömürünü benimle geçirmeyi, beraber yaşlanıp sallanan sandalyelerimizde oturarak torunlarımıza gençliğimizi anlatmaya ne dersin, beni tekrar hayatına kabul eder misin?."
Önünde diz çökerek söylemiştim tüm bunları. Ayağa kalktığımda hızla boynuma atılmıştı, gözyaşları boynuma değerken sessizce fısıldadı. "Kabul ediyorum kim taehyung, seninle olan her şeyi kabul ediyorum." Ben de mutlulukla ona sarılımıştım.
Dudağına hafif bir öpücük kondurduktan sonra tekrar fısıldadım.
"Seni seviyorum limon çiçeğim."_________________________
Selamlar klasik bir final oldu ama bu ourgu için zaten öyle fantastik planlarım yoktu başından beri bu sonu hayal ettim bu Ship için bence mutlu olmayı hakediyorlar...Ayrıca ilk defa düz yazı yazıyorum diyebilirim bu konuda kendime çok güvenmiyorum da zaten aşırı profesyonel şeyler beklemeyin.
Duygulu bir anneyim şu an yayınlayıp finalini yazdığım ilk kurgum. Buaray kadar okuyan, Yorum yapan , oy veren destek veren herkese coook çok teşekkürler hepinize kalplerimi gönderiyorum sonraki kurgularda görüşmek uzere♡♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
limon çiçeği -taesana- (Tamamlandı)
Fanfictaehyung:limon çiçekleri insanlara baharın geldiğini müjdelermiş. taehyung: baharımın yeniden geldiğini müjdelemek ister misin?