Anyong ben geldim ve gidiyorum. Olm çok utanıyorum halbuki özel yer yok.
Felix'den;
Diyip beni kucağına aldı Hyunjin, kucağında olmanın verdiği mıyışmayla başımı göğsüne yaslayıp, mutlu mırıltılar çıkarttım. O ise beni hayranlıkla izliyordu. Benle daha önce kimse bu kadar ilgilenmemişti, bizim hıyartolar da dahil.
(Hatırlamayanlar için, en son banyo yapacaklardı.)
Banyoya girdiğimizde arkasından kapıyı tek eli ile yavaşça kapatıp kilitledi.Beni kucağından bıraktı ve üstümü çıkartmama yardım etti. Onun karşısında sadece iç çamaşırlı kalmaya utanıyordum her kim olsa utanırdı yani. Oda üstünü çıkarttı ve tekrar beni kucağına alıp küvetin içine girdi. O oturduğunda bende bacaklarımı beline dolayıp kucağında oturdum.
Saçlarımı köpürtmeye başladı bense onu izliyordum ve suyla kendimce oynuyordum. Tabi bilmiyordum ki beni hayranlıkla izleyen bir hyunjin'in olduğunu..
Saçlarımı iyice köpürttükten sonra, yıkamaya başladı. Ama bir ara yanlışlıkla gözlerimi açtığımda, daha duruladığı için gözlerime sabun kaçtı. Sabunun gözlerime kalmasıyla, çığlık attım gözlerim çok yanıyordu.Hyunjin hemen suyu yüzüme tuttu ki sabunlar gitsin bende gözlerimi açmaya çalışıyordum ama açamıyordum.
'Felix iyi misin?' dedi hyunjin endişeli ses ile. Onun endişelenmesi çok hoşuma gitmişti fakat şu an bunu düşünmeyecektim çünkü gözlerimin yanmasından dolayı ağlıyordum. Gözlerimin kızlardığına emindim ve gözlerimin yanmasınq daha fazla katlanamazdım. Hyunjinin elinden tutacağı almam ile hemen bir elimle sağ gözümü açıp suyu resmen fışkırttım gözüme. Bunun olması ile daha çok acımıştı, fakat yanmasından daha iyiydi. Sağ gözüm acısını biraz daha götürünce (fakat hala yanıyordu) sol gözümü tek elimle açtım açabildiğim kadar ve suyu gözüme yine fışkırttım.İkiside hala yanıyordu fakat eğer sabunlar kalsaydı, enfeksiyon kapabilirdi gözlerim. Gözümden istemsizce yaşlar akmaya devam ediyordu. Hyunjin beni daha da çok kendine çekti ve saçlarımı okşamaya başladı. Gözlerimin üstüne öpücüklerini bıraktığında, nedense bilmiyorum ama acısı baya azalmıştı.
Hyunjin'in farklı bir aurası vardı ama galiba bu aurasını tek bana gösteriyordu. Ben hala ağlamaya devam ederken konuştu.
'Şşşt, bebeğim geçicek tamam mı?' dedi.
Gülmelerimin arasından konuşum,
'Biliyor musun hiç fayda etmedi hyun' dedim ve bşr anda ciddileştim. Canım trip atmak istiyordu çünkü neden olmasın dimi.Yavaşça kucağından kalkıp, yandaki bornozlardan birini alıp giydim ve kapıya gittim, kapı kulpunu çektim fakat unuttuğum bir şey vardı ki hyun kilitlemişti. Böyle şeylerin olacağını tahmin felan mı ediyordu?! Diye düşündüğüm sırada konuştu,
'Hayır tahmin etmiyorum ama güvenceye alıyorum' diyip ayağa kalktı ve oda bornozunu giyip yanıma geldi. Ben ciddi ciddi durmaya çalışırken(!), o ise adım adım geliyordu. Bense arkaya gitmeye başlamıştım. En sonunda sırtım duvarla buluşunca, kaçacak yerin kalmadığını anladım ve anlamamla yüzümü astım ve kollarımı göğsümde birleştirdim.O ise aramızda bir adım kalacak şekilde geldi önüme ve bir elini duvara, yani bedenimin yanına attı ve konuşmaya başladı,
'Nereye kadar kaçacaksın Felix?' dedi. OF NİYE BU KADAR ÇEKİCİ OLMAK ZORUNDAYDI Kİ?! Diye düşünürken birden aklıma, aklımı okuyabildiği geldi ve gelmesi ile utançtan yerin dibine girecek bir hal aldım. O ise yüzüne bir sırıtma koydu ve konuşmaya devam etti.Konuşmaya devam ederken bir elini çeneme koydu ve yüzümç yerden çekip, yüzüne bakmamı sağladı.
'Demek beni çekici buluyorsun ha felix?' dedi ve her kelimesinde yüzünü daha da yakınlaştırmıştı.
'Merak etme zaten güzelim, bu yüzü tek srn çekici bulabilirsin.' dedi ve tekrar sırıttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Mafia's Love
VampireFelix 3 saattir yapmaya çalıştığı projeye ara verip, su içmeye gider. Geri döndüğünde projesi silinmiştir. Herşeyi yıkar döker, ve yıktığı gibide geri temizler. Ertesi gün okula geç kalır ve bir güzel azar işitir. Kötü hissettiği için izin alır ve e...