angel number | itafushi

888

fishguro
lan
amcik

toridorita
he
soyle
nw var

fishguro
bu gun
sen ben
bizde
ickinin amina koyalim
ne diosun

toridorita
nasi
niye

fishguro
ne demek niye.
ev bos
gel iste

toridorita
niye ben
yani

fishguro
iste ne zamandir
gorusmuyoz
takilalim istedim
istemiyosan sorun degil
zorlamiyorum

toridorita
yo hayir
ondan degil
sasirdim sadece

fishguro
ben de o kadar yakinken
aramizin acilmasina sasirmistim ama
bi sey diyemiyorum
gordugun gibi
neyse

toridorita
tm geliom

fishguro
gelme
istemiom
vazgectim

toridorita
YA
NE DEMEK ISTWMIOSUN
GELIYORUM
HEMWN SIMDI

fishguro
GELME AMK
gelme iste

toridorita
yoo
cikiyorum su an

fishguro
kapiyi acmam ki

toridorita
tm ben de zorla girerim
hadi geldigimde konusuruz cano 😙

fishguro
YAW
ITADORI
(iletildi, 12:37)

fishguro
amina koyim senin
(iletildi, 12:38)

＿＿＿＿＿

saat 18.38'di. zifiri karanlık odayı aydınlatan tek ışık kaynağı televizyon ekranından yansıyan minyonlar 2 filminin renkli sahneleriyken fushiguro neden itadori'nin sekiz birayla sarhoş olduğunu sorguluyordu. pembe battaniyesini üzerine çekip itadori'yi rahatsız etmeden geniş koltukta yerleşmeye çalıştı. yanında hoşlandığı çocuğun kör kütük sarhoş, hiçbir rahatsızlık göstermeden uyumaya devam etmesi onu geriyordu.

derin bir nefes aldı. gerçekten rakamların ona dediği şeyler doğru muydu? hayatını bu çizgide devam ettirebilir miydi?

evet, itadori ile güzel bir gün geçirmişti bugün. her ne kadar günün başında ona sayamadığı kadar trip atmış olsa da eğlenmişlerdi.

itadori iyi bir çocuktu. nazikti, kibardı, fushiguro'nun yaptığı her espriyi anlıyordu, ortamda herkes tarafından sevilen komik biriydi. ayrıca fizik olarak da fena sayılmazdı. bazen utanç verici olduğu anlar oluyordu, fushiguro onun aptal biri olduğunu düşünüyordu. yine de onu seviyordu ve bu sevginin kaynağını asla çözememişti. çözmesine de gerek yoktu. birini sevmek için sebep araması gerekmediğine inanırdı fushiguro. itadori'nin kişiliği yetiyordu ona belki de.

battaniyenin içinde kaybolmuş telefonunu aradı. bir an hareketleri yüzünden itadori'nin uyandığını düşündü. sol tarafını kontrol etti. sadece yatış şeklini değiştirmişti. uyanmayacağını fark ettiğinde aramaya çalıştığı telefonu bulup instagram'a girdi.

bugün sapığından bir mesaj almamıştı. etrafında sekiz ile ilgili hiçbir şey görmemişti. halbuki bugün sekiz günüydü ve direkt sekizden dokuza geçemezdi.

belki de ona hoşlandığı kişiden bahsettiği için bırakmayı tercih etmişti. ne kadar hoşuna gitmiyor gibi davransa da birinin her gün onun iyiliğini düşünüp ona mesajlar yağdırması fushiguro'nun hoşuna gidiyordu.

birden gitmesi doğru olmazdı. o kadar şeyi dedikten sonra onu bırakamazdı herhalde. her zaman yanında olacağını söylemişti, elbet bu sözler yalan olamazdı.

mesaj atmaya karar verdi fushiguro. guardiangel'ın profiline girdi. açıklamasında yazan sözlere takılmıştı gözleri.

"bugün yanında olamayacağım fakat mesajımı en azından burdan bırakmak istedim. bakacağını biliyorum, hissedebiliyorum. 8 rakamının sonu yoktur. tabii ki bir başı da yoktur. sonsuzluğu temsil eder. hayatının sonsuz bir akışı olacağını gösterir 8. tamamen dengeli bir rakamdır. ayrıca ilişkin olan insanları sevinçle karşılamanı da söyler. ilişkilerinin olumlu gideceğini de söyler. onları reddetme, yoksa kaybolup giderler. bu rakam seni kötü şanstan uzak tutar ve sevdiğin insanları yanına çeker."

fushiguro'nun yüzünde bir gülümseme oluştu. hızla mesajlar kısmına girdi. zaman kaybetmeden bir cevap vermek istedi. ne kadar sapık olarak görse de bu kişiyi, guardiangel onu düşünüyordu ve bu fushiguro'yu mutlu ediyordu.

belki ona aşık biriydi ve duygularına asla karşılık vermeyecekti. belki umutlandırmamak için onu bırakıp gitmeliydi fakat bu içinden gelmiyordu.

"isin varken bile gelip biondan mesaj birakman cok komik" mesajı hızla tuşlayıp gönderdi.

bildirim sesi.

mesajın iletilmesiyle beraber gelen bildirim sesi fushiguro'yu şaşırtmıştı. bildirim onun telefonuna gelmemişti. kafasını sesi duyduğu tarafa çevirdi. itadori'nin telefonun ışığı yanıyordu. önce bir-iki dakika itadori'ye baktı. ardından yavaşça kalkıp bildirimi görmek için telefonu eline aldı. yaptığı yanlıştı. itadori'nin özel hayatına karışmaması gerekiyordu fakat merak onun hareketlerini ele geçirmişti çoktan. telefonun ekranı açtı. karşılaştığı bildirimle beraber şoka uğramıştı.

ne düşünmesi gerektiğini, ne yapması gerektiğini bilmiyordu. iyi mi hissetmeliydi, kötü mü hissetmeliydi bilmiyordu.

"isin varken bile gelip biondan mesaj birakman cok komik"

bununla alakalı bir şey yapacağına emindi sadece. itadori'ye bir cevap verecekti. bir şekilde...