HAYALLERİN İPLERİ

Aşk Şehri İstanbul

Elif tomun storisinde gala için İstanbula geleceği yazıyordu. Elif durduğu yere
-olllleeeyyy diye bağırdı.
Annesi ve kardeşi hemen yanına koştular. Elif olanları anlatsa da tekrar göz devirerek gittiler.
Elif hemen dolabına sarıldı tüm kıyafetleri çok hoştu ama sıradandı. İçinden;
-eminim Tom için herkes güzel giyinir. Diyordu. Bu yüzden olağan üstü güzel bir elbise olmalıydı çünkü Tom onu bu şekilde fark edebilirdi. En yakın terzi müzeyyen e olanları anlattı.     
- Yaparım tatlım ama sana pahalıya patlar. Tomu görmek için değer diyerek tüm takılarını satı ve üniversite için biriktirdiği parasını da ilave ederek müzeyyen e verdi müzeyyen işinde çok iyidi ama dedikodu yapmak onun 1 nunaralı işiydi. Elif'e
-2 güne hazır olur ablam. dedi
Elif teşekkür ederek oradan ayrıldı nasıl bir makyaj yapacağını planlamaya başladı. Şüphesiz emma dan bile daha güzel ve dikkat çekici olmalıydı.
         

                                 §°§

Tom İstanbula gelmiş ve oteline yerleşmişti aynı şekilde Emma ve diğer oyuncularda. Tom çok heyecanlıydı. Taki o ana kadar Emma yakışıklı ve sarışın bir gençle el eleydiler. Tom şok olmuş ve aşırı üzülmütü. Elif ise mavi kabarık tam Bir prenses elbisesini almış gala için oyunculardan daha iyi hazırlamıştı ve o sabah gelip çatıştı elif elbisesini de yanına alarak ailesine bale dersi almak için İstanbula gideceğini söylemişti. Çünkü sadece bununla dalga geçmeyip izin verirlerdi. Uçağa binip Ankara'dan İstanbula yolculuk yapmıştı. İstanbul a vardığında saat 8:30'du ve gala saat 15:00 da başlayacaktı. Elif varır varmaz güzel bir yemek yedi çünkü o koşuşturma esnasında buna vakiti olmazdı imzalamak için bir çok fotoğraf, ve
O anları ölümsüzleştirmek için bir de kamera koydu elbisesiyle son derece uyumlu çantasına. Makyajını yapıp elbisesini giydi o kadar güzel görünüyordu ki kendisi de buna hayret ediyordu. Galaya 5 saat erken gitti herhangi bir olasılık olursa diye. Saatler geçmiyordu aşırı heyecanlıydı. Yavaş yavaş insanlar birikiyor ve heyecanda artıyordu elif utanmasa yerinde hoplayıp, zıplayıp, bağıracaktı. Zaman geçmek bilmese de saat 15'e geliyordu. Tomu görmek için ne kadar erken gelse de o saatler önce gelmiş ve galanın yapıldı merkeze yerleşmişti bile. Ve zaman geldi sunucu mikrofonu eline geldi ve konuşmaya, oyuncuları davet etmeye başlamıştı. Arada arkasına dönüp o sanki tüm Türkiye bir aradaydı dedirten kalabalığa bakıyordu. ama şüphesiz verdiği paraya deymişti. Çünkü hemen herkesin gözü elifteydi. Yavaş yavaş gala sona eriyordu. Ama elif sadece bunun için buraya gelmedi. Sıkı bir koruma altındaydı oyuncular sahnede ve bir sürü koruma vardı. Elif heyecanını  bir kenara atarak hızla sahneye atladı iyi ki de en önde duruyormuş koşarak tomun elinden tutacaktı ki toplu ayakkabısı sünger zemine takıldı ve tomun üztüne düştü. Çok utanç verici ve tatlı bir tabloydu. Görevliler önce tomu kaldırdılar. Tom elifin ellerinden tutarak kaldırdı. Tom elini bırakmıyoru elifte bırakmasını istemiyordu zaten. Kolunu kocaman cimcikledi ve bunun rüya olmadığını anlamış oldu bu sayede. Kalbi bir davul. Dudakları bir zurna olmuş iki kelimeyi bir araya getiremeyen elif i tomun ellerinden çekip aldılar. Elifin yüzünde şapşal bir tebessüm vardı sanki sanki sarhoş gibiydi. Tam aşağı inriecekken Tom hızla yaklaştı ve elfin elinden tekrar tuttu görevliler itiraz edemediler. Elinden tuttuğu an tüm o insanlar birden
- oooooooooo
Diyerek alkışlamaya başlamıştı tabi kıskananlar hariç. Tomla bir çok kez tanışmış olmasına rağmen böyle bir muamele göremeyen mosyo Taha ellerini birinie bağlamış adeta kıpkırmızı olmaktaydı. Gala sona ermiş Emma Watson ve sevgilisi başka bir proje için geri döneceklerdi tomun koluna sülük gibi yapışmış bırakmayan elif sanki Tom nereye gitse o da gidecek gibiydi inanlar yavaş yavaş dağıldılar. Kapıda tomdan imza almak için bekleyenler hariç. Uzun süre sonra elifin dili açılmış ve toma
- sevgili Tom size gerçekten çok hayranım oradan sapık gibi gözüksem de sizi çok seviyorum.
Emma şokundan sonra Tom ilk kez tebessüm etmişti.
Tom da
- ne yalan söyleyeyim sizde çok güzelsiniz. Burada kimseyi tanımıyorum ve şu aralar bir arkadaşa çok ihtiyacım var. Dedi. Elif kibar bir dille
- severek sana arkadaşlık ederim dedi. Türkiyeyi birlikte gezelim eminim çok seveceksin. Diyerek kahvesini yudumladı.