We're disposable teens

515 36 77
                                    

Üstüme hellfire tişörtümü ve büyük yırtıkları olan pantolonumu geçirip evden çıktım.

Eddie arabada beni bekliyordu. Kapıyı açıp yanağına bir öpücük kondurdum.

Eddie: Bu pozitif enerji nerden geliyor... yoksa Steve mi yoksa Billy mi aslında Robin de olabilir

Elisa: Hayır tabi ki de sadece iyi hissediyorum sebebini bilmiyorum ama yakında öğreniriz." diyip sırıttım

Radyoda 'disposable teens' çalmaya başladığında birbirimize bakıp güldük. Bu bizim şarkımız gibi bir şeydi.

Cama yaslanıp ritimle kafamı sallamaya başladım. Ona baktığım o da aynı şekildeydi. Kıkırdadım.

Ve işte bizim kısmımız gelmişti.

"The more that you fear us, the bigger we get"
(Bizden ne kadar korkarsınız, bizler o kadar güçleniriz)
"The more that you fear us, the bigger we get"

"And don't be surprised, don't be surprised"
(Ve sakın şaşırmayın, sakın şaşırmayın)

"Don't be surprised when we destroy all of it"
(Hepsini yok ettiğimizde sakın şaşırmayın)

Beraber sesimiz çıktığı kadar bağırmıştık.

"We're disposable teens
We're disposable teens
We're disposable teens
We're disposable"
(Bizler kullanıldıktan sonra atılan gençleriz
Bizler kullanıldıktan sonra atılan gençleriz
Bizler kullanıldıktan sonra atılan gençleriz
Biz kullanıldıktan sonra atılanız)

Son kısmı söyleyip birbirimize bakarak gülmeye başladık. Dışarı baktığımda okula geldiğimizi fark ettim. Arabadan atladım.

Elisa: Eddie kulaklığı ve kasetleri getirdin dimi?

Eddie: Getirdim tabiki neyse sen neden mutlusun bu kadar söyleyecek misin?

Elisa: Gerçekten bir sebebi yok yani var ama emin değilim... Mezun oluyorduk ve senin hayalin gibi burdan çok uzaklara gidiyorduk... anlarsın ya o kadar uzun süre yapabileceğimi hiç düşünmezdim biliyorsun.

Gözlerim hafif dolmuştu. Eddie bunu fark etmiş olcak ki sarılıp saçlarımı öptü.

Eddie: Biliyorum minik melek biliyorum. Hadi sınıfa gidelim.

Sınıfa yol almaya başladık. 'Bleed like me' kasetini çıkardı ve kulaklığın tekini bana uzattı. Takıp kafamı sıraya koyup uyumaya başladım. O da aynısını yapmıştı.

Ormanın bir köşesinde oturup sigara içiyordum. Gelen sesle kafamı o tarafa çevirdim. Uzun dalgalı saçlı bir çocuk geliyordu. Yanıma oturdu.

Çocuk: Başka sigaran var mı?

Çıkarıp verdim.

Çocuk: Bu arada adın neydi?

Elisa: Elisa, Elisa Rose. Seninki?

Çocuk: Eddie, Eddie Munson.

Uzunca bir süre sohbet etmiştik ve sonunda okula varmıştık. Aynı sınıftaymışız. Eddie iki kere ben ise bir kere sınıfta kalmıştım ve buna rağmen tanışabilmemiz büyük bi şanstı...

Duyduğum sesle kafamı kaldırdım Eddie beni uyandırmaya çalışıyordu galiba

Eddie: Uyan minik melek yemek vakti

Kalktım ve yemekhaneye doğru ilerlemeye başladık. Konuşmayı pek sevmediğimi özellikle de uykudan uyandığımda bunu sevmediğimi biliyordu bu yüzden bir şey demedi.

Yemekhaneye geldiğimizde çıkan yemekler yüzünden yüzümü buruşturdum.

Elisa: Makarna ve domates çorbası mı kusmaya gidiyorum ben. Hadi makarna tamam domates çorbası ne alaka ve asıl sorun makarnalarının iğrenç olması bir gün de mantıklı ve güzel şeyler çıksın deliricem neyse ki elma var. Yine çok konuştum.

Aralıksız konuşmak beni geriyordu neden bilmiyorum.

Eddie: Sorun yok sakin ol, bu halini seviyorum ve istersen benim elmamı alabilirsin o makarnalardan ne kadar çok nefret ettiğini biliyorum.

Elisa: Teşekkürler Ed.

Güldüm, güldü. Beraber grup masasına doğru ilerledik. Ed'in en yakın arkadaşı olduğum için onun yanında oturuyordum. D&D oynadığımı öğrendiğinde çok şaşırmıştı ve gruba katılmam için ısrar etti. Böyle bir fırsatı tabi ki kaçıramazdım o yüzden kabul etmiştim.

Yemek bir şekilde geçmişti. Hangi gün toplanacağımız falan konuşulmuştu. Ben yine çok konuşmamıştım. Aynı anda hem çok konuşuyordum hem de çok az... Çok tutarsız ve ucube olmalıyım. Kendime güldüm.

Sınıfa giderken Eddie kolunu omzuma atmıştı. Birbirimize gülümseyip yürümeye devam ettik. O sırada aklıma gelen şeyle konuşmaya başladım

Elisa: Steve akşam parti veriyor bu demek oluyor ki biz de gidebiliriz.

Eddie: Steve görmek istiyorum sen de gelsene demek istiyorsun galiba. Diyip gülmeye başladı.

Elisa: Ya Ed öyle değil. Hem biliyorsun Steve Nancy ile ilgileniyor.

Eddie: Tamam Eli akşam hazırlan ben seni alırım.

Dediği şey ile ona sarıldım ve bağırdım

"Sen mükemmel bir şeysin"

İlk bölüm bitti ve şu an tahminimden daha güzel yazıyorum. Bir de şarkılar ve tarihleri yakın tutmaya çalışıyorum ama pek beceremiyorum o yüzden çok takmayın iki şarkıda 2000de çıktı ama o zamanlar da varmış gibi düsünücen. NEYSE BU COK CIDDI OLDU CGKGCCKGKGCGKC. Yazım hatam yoktur umarım. GELECEKTEKI OKUYUCULARIM SIZI SEVIYORUM<33

Cigarettes/Eddie MunsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin