pacify him

702 75 98
                                    


💔

"Niall, kalbim ağrıyor."

Niall , saklandığı yerde biraz daha çökerek destek olmak amacı ile kolunu tuttu Harry'nin. Islanmış yanaklarını öptükten sonra, birkaç saniye boyunca sıkıca sarıldı ona.

Şu an, en yakın arkadaşının aşık olduğu kişiyi, bulundukları ağacın arkasından seyrediyorlardı. En başta gelmek istememişlerdi buraya, özellikle Niall kesin bir dille engel olmuştu fakat dayanamamıştı Harry. Diğer ikili de onu yalnız bırakmayacaklarını bildikleri için, soluğu bu ağacın arkasında almışlardı.

"Ne yapıyorlar şimdi?"

"Konuşuyorlar sadece. Louis ileriye bakıyor, Dean ise ona bakarak bir şeyler anlatıyor."

Burnunu bir kez daha çekti Harry.

Louis ve Dean'in birlikte yemekhaneden çıktığını gördüğü an dolmuştu gözleri, dakikalardır da hiç durmadan yaş akıtıyorlardı.

Sol yanındaki ağrı dinmek bilmiyordu. Yanaklarını ıslatan yaşların ardı arkası kesilmiyordu ve titreyen elleri ile onları siliyordu sessizce. Yumruk yaptığı eline ise tırnaklarını batırıyordu sertçe. Canı yanıyordu, elinden hiçbir şey gelmiyor oluşu ise kendisine olan öfkesini büyütüyordu.

Canı gerçekten çok fazla yanıyordu.

Matt'in sinirli nefes sesleri geliyordu kulaklarına, arada birkaç küfür de ekleniyordu bu nefes seslerine. Niall ise, Harry'nin bu hâli yüzünden dolmuş gözleri ile ilerideki bankta oturan ikiliyi izliyordu.

"Dean.. Louis'nin koluna dokunuyor."

"Gerçekten mi? Peki.. Louis, gülümsüyor mu?"

Arkadaşının kızarmış gözlerine bakarken olumsuz anlamda kafasını salladı Niall.

Siyah şapkasını bir kez daha düzeltti Louis. Gergindi, banktan kalkıp gitmemek adına savaş veriyordu bacakları ile. Stresli hissediyordu. Yanındaki çocuğun söylediği cümleleri duymuyordu, tek odağı kolunun üzerindeki parmaklardı.

Üç yıldır onu tanıyıp seven birisi ise, bilmiyor muydu temastan hoşlanmadığını? Neden çekmiyordu elini?

"Ne düşünüyorsun yani, sevgilim olacak misin?"

Yanında oturan çocuğun dudaklarından dökülen cümleyi duyduğunda hızla kaşlarını çattı. O mektuplardaki şirin cümlelerin sahibi, o güzel hislerin sahibi.. gerçekten bu çocuk muydu?

"Ne sevgili olmasından bahsediyorsun?"

"Louis'nin dudaklarını okudum, sevgili kelimesi geçti."

Sevgilisinin düşünmeden söylediği cümleyi duyduktan sonra, hızlıca koluna vurdu Niall. Arkadaşları zaten iyi bir durumda değildi, üstüne Matt böyle cümleler kuruyordu.

Hıçkırık sesleri arttı Harry'nin, ellerini saçlarına götürerek çekiştirmeye başladı. Ayakları ile, toprağa sertçe vuruyordu bir yandan. Öfkesi kendisineydi, korkak birisi oluşunaydı, o bankta sevdiği kişinin yanına oturan bedenin kendisi olmayışınaydı. Kıvırcık saçlardan birkaç tutam parmaklarının arasında kaldı, onlara bakarken bir hıçkırık daha döküldü dudaklarından.

"Onu ben seviyorum, o mektupları ben yazıyorum, ben aşığım ona.. neden yanında başkası oturuyor?"

İçi gidiyordu. Louis'nin, o mektupları yazan kişiyi yanındaki çocuk sanıyor olması dünyanın en kötü hissiydi. Yutkunamıyordu Harry, boğazındaki yumruyu yok edemiyordu ve göz yaşları asla durmuyordu. Sol el bileğindeki L harfinin ve hemen yanında ise Louis'nin doğum tarihinin yazdığı minik dövmenin üzerini yavaşça okşadı.

from curly | larryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin